Kütüphanecilik Mesleğini Seçecek Olanlara Son Çağrı
[avatar user=”cemozel” /]
Cem ÖZEL
Kullanıcı Hizmetleri Yöneticisi/Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi
Türkiye’de birçok meslek zor şartlar altında. En iyisinin… bile zorlukları var. Türkiye’de “tıp” dediğimiz zaman akan sular durur; ancak Pandemide gördük ki nefes almadan 24 saat hatta 36 saat aralıksız çalışan doktorlar var. Hukuk desen her yer avukat kaynıyor. Keza mühendisler de öyle. Önemli olan buralardan sıyrılıp kendimize yer bulabilmek. Ne iş yaparsan yap layıkıyla yap. Düstur bu olmalı. Hatta şarkısını bile söyleyebilirsin: “Ne yaparsan yap aşk ile yap.” Bizim mesleğimizi bu gözle değerlendirirsek pek de enseyi karartmamak gerekir. Yapmamız gerekenleri sıralayalım:
Herkesten biraz daha fazlasını yapmak, biraz daha fazla çalışmak,
Karşımıza gelen sorunlara fırsat gözüyle bakabilmeyi düstur edinmek,
Bu sorunlara yaratıcı çözümler getirebiliyor muyuz, ona bakmak,
Kitap okuma alışkanlığını artık bir şekilde kazanmak ve onu hiç bırakmamak,
Şu yabancı dil olayının üstüne çökmek ve bir daha karşımıza sorun olarak çıkmasının önüne geçmek,
Mesleki gündemi takip etmek,
Günlük rutin işlerimize boğulmadan, katma değer işlere yoğunlaşmak,
Az biraz eğlenceli olmak,
Öğrencinin ve hocaların dilinden anlamak,
Gerektiğinde ve sırası gelince inisiyatif almak,
Deliyürek dizisindeki kuşçu misali bize yol gösterecek, fikirlerimizi paylaşacak, derdimizi anlatacak bir meslek büyüğünün dostluğunu kazanmak.
Ne kadar çok şey var yapacak. Umutsuzluğa kapılmadan birçok şey yapabilmek mümkün. Geçenlerde Ankos Akademi’de Kütüphanecinin Bir Genç Adam Olarak Portresi başlıklı bir söyleşi gerçekleştirmiştim Emre Bey’le. Başımdan geçen trajikomik olayları anlatmaya çalıştım. Dönüp bakıyorum da bazan ardıma, ne çok şey yaşamışım. Eminim yeni başlayanlar ya da yeni başlamaya karar verenler de çok şey yaşayacaklardır. Yaşadıklarınızı bir yerlere not edin. İleride neler yaşadınız diye sorunca hazır bir şekilde cevap veriyor olursunuz. Şimdiden söylemesi.
1 yorum