Kütüphanecilikte Güncel Gelişmeler ve İnovasyon

Kütüphanecilikte Güncel Gelişmeler ve İnovasyon

[avatar user=”yasinsesen”/]

Öğr. Gör. Yasin ŞEŞEN
Hitit Üniversitesi

Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki ilerlemelerin etkisiyle sürekli gelişen ve çeşitlenen bir bilim ve uygulama alanı olan Bilgi ve Belge Yönetimi’ndeki son gelişmeler şu şekilde özetlenebilir:

    • Bilgi Toplumu ve Bilgi Ekonomisi

Bilgi ekonomisinin paradigmaları sanayi toplumundan farklılık göstermektedir. Artık bilgi altyapısı ve bilgi ürünleri ekonomik faaliyetlerin temelini oluşturmaya başlamıştır. Toplumda bilgi toplumunun karakteristikleri belirginleşmeye başlayınca, toplumun bilgi ile ilişkisi yani bilgi kültürü de değişmeye başlıyor. Bilgi ve Belge Yönetimi’nin bilimsel alanı olan üniversiteler ile uygulama alanı olan kütüphaneler bu değişimlere ayak uydurmak zorunda kalıyorlar. Elbette bu değişime ayak uyduramayan kimi kütüphane ve bilgi merkezleri toplumdan gerekli desteği almamaya başlıyor. Bilgi toplumu, öncelikle geleneksel kütüphaneleri ve diğer bilgi merkezlerini kitap ve diğer belgeleri saklayıp hizmete sunan kurumlar olmaktan çıkararak, farklı bir konuma taşımaya zorluyor.

  • Endüstri 4.0

Endüstri 4.0 ile yeni bir toplumsal aşamanın ayak sesleri duyuluyor. Akıllı fabrikalarda, birbirleri ile veri alışverişinde bulunan makinelerin üretim süreçlerinde kendi kendilerini yönetmesi. Nesnelerin interneti olarak adlandırılan bu yapıda veri bu kadar önemli hale gelince, bu verileri yönetmenin yine bilgi ve belge yöneticilerinin görevi olacağı söyleniyor.

  • İşletmelerde Bilgi

Artık bilgi toplumunun olağan sonucu olarak işletmeler bilginin çok önemli bir ekonomik bir güç olduğunu fark ettiler. İşletmeler kârlarını yükseltmek için özellikle ‘Knowledge management’a odaklandılar. Örtük bilginin önemi fark edildi. Örtük bilgiyi ortaya çıkarmak için bilgi haritaları gibi çeşitli yöntemler kullanılmaya başlandı.

  • Büyük Veri

Geçmişte devasa büyüklükteki yapılandırılmamış veriler için ‘bilgi çöplüğü’ tanımı kullanılırken artık toplumsal medya paylaşımları, ağ günlükleri, bloglar, fotoğraflar, videolar, log dosyaları ve benzeri kaynaklardan toparlanan veriler, anlamlı ve işlenebilir biçime dönüştürülüyor. Bunun için çeşitli istatistik temelli uygulamalar kullanılıyor. Ayrıca sürekli bilimsel araştırmalar yeni verilerin elde edilmesini sağlarken, yeni veriler ise sürekli yeni araştırmalar yapılmasını tetikliyor. Dolayısıyla sürekli büyük veri kitleleri oluşuyor. Daha önce bilim için veri kullanılırken artık verinin kendisi bilim oluyor. Sanayi toplumu için petrol nasıl önemli ise bilgi toplumu için veri o denli önemli hale dönüşüyor.

Veri mühendisliğinin kütüphanecilik mesleğinin geleceğini şekillendireceği söyleniyor. Halen dünyada bu alanda master düzeyinde eğitim veren okullar var (data science program). Şu anda en değerli meta veri. Altın değerinde. Veriyi analiz edecek insanlara ihtiyaç var. ‘Embedded Data Analyzer’ kütüphanecilerin yeni görevi olarak gösteriliyor. Verinin kalitesinin değerlendirilmesi, veri madenciliği, Bilgi ve Belge Yöneticileri için yeni çalışma alanları olarak karşımıza çıkıyor.

  • Bilimsel İletişim Sürecindeki Gelişmeler

Bilimsel iletişim süreci bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerden oldukça etkilenmiştir. Üretilen bilimsel bilgilere son derece hızlı biçimde erişim sağlanıyor. Böylece yeni araştırmalar daha çabuk üretilebiliyor ve kullanıcısına sunulabiliyor.  Bilginin üretimi düzenlenmesi depolanması ve kullanıcıya sunulmasında yeni teknolojiler kullanılıyor. Digital kaynakların korunması önemli hale geliyor. ‘Clockss’ ve ‘Lockss’ arşiv teknolojileri, ‘Creative Commons’ türü telif altyapıları kullanılmaya başlıyor. Publish or perish (yayınla ya da yok ol) bu çağın genel geçer bir kuralı haline gelmeye başlayınca bilimsel bilginin değerlendirilmesi de çok önemli bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Bilimsel bilginin değerlendirilmesi örneğin teknolojik altyapılardan yararlanılarak atıf analizleri gibi bibliyometrik yöntemler kullanılmaya başlanılıyor. Akademik yayınların değerlendirildiği bibliyometrik araçlarda çeşitlilik oluşuyor. Örneğin Altmetrics kullanımı, H indeksi. Akademisyenlerin ürünlerine erişimde yaşanan isim karmaşasını dizginlemek için ‘Google Scholar ID’, ‘ISNI (int. Sta. Name Identifier)’, ‘Resarcher ID, ‘Scopus ID’ gibi yazar numaraları geliştiriliyor. Bunun yanı sıra özellikle elektronik yayıncılığın gelişmesiyle artık geleneksel ekonomik modellerin yerini lisanslama gibi yeni ekonomik modeller alıyor. Konsorsiyumlar kuruluyor ve yayıncılarla lisans anlaşmaları yapılıyor. Bu gelişim aynı zamanda bütçe, telif, etik vs. yeni sorunları da beraberinde getiriyor. Geçmişte kütüphaneler bilimsel iletişimin bir unsuruydu ama bu sürece tam entegre değillerdi. Günümüzde bilgi ve belge yöneticileri artık bilimsel iletişimle ilgili projelerde yer almak zorunda kalıyorlar. Kimi zaman da özel bir projede kütüphane, kendi ekibiyle projenin desteklenmesini sağlayabiliyor. Bilgi ve belge yöneticileri, bilimsel yazıların hazırlanması sürecinde destek veren yazılımlar ve uygulamalar, bilimsel metinlerin kontrolünde kullanılabilecek çeşitli rehberler ve sözlükler, kaynak gösterme ve kaynakça, bibliyografya hazırlama konusunda bilgi ve uygulama desteği, dizinleme ve öz hazırlama teknikleri ile ilgili bilgiler sağlayarak da bilimsel iletişimde görev alıyorlar.

  • Açık Erişim

Kamu kaynakları kullanılarak üretilen, yine kamu kaynaklarıyla değerlendirme ve benzeri süreçleri işletilen bilimsel çalışmalara, yine kamu kesiminde görevli olan araştırmacıların insanlığın ortak bilgi mirası olan bu bilimsel bilgilere ücret ödeyerek erişmelerinin mantıksızlığı nedeniyle ortaya çıkan bir girişimdir. Dolayısıyla global seviyedeki yayıncıların limitleri aşan tekelini kırma sürecinde alternatif bilgi erişim ve ekonomik modeller ortaya çıkıyor. Bilimsel iletişim sürecinin önemli bir unsuru olarak Bilgi ve Belge yöneticileri de, kütüphanecilik felsefesi uyarınca bilimsel bilgiye açık erişim sağlama çabalarında sorumluluk alıp, bilimsel bilginin özgürleştirilmesine katkı sunuyorlar.

  • Ağ Bilim

Ağ bilimindeki gelişmeler ve Gephi, Pajek, WOSviewer gibi analiz araçlarının yaygınlaşması ile her türlü ağın analizi yapılabiliyor. Bilgi ve Belge Yöneticileri de kullanıcı analizleri, kurumsal bilginin paylaşımı ve özellikle atıflar olmak üzere bilimsel iletişim süreçlerinde veri elde etmek için bu analizleri gerçekleştirebiliyorlar. Dolayısıyla ağ bilim çalışmaları artık Bilgi ve Belge Yönetimi’nin de kapsamına girmeye başlıyor.

  • Bilgi Okuryazarlığı ve Sayısal Uçurumun Köprülenmesi

Toplumsal değişim kaçınılmaz. Artık yeniçağda doğanlar dijital yerliler olarak adlandırılıyorlar. Ve ülkelerin bilgiye ve bilgi teknolojilerine erişim olanaklarına bağlı olarak toplumlar arasında oluşan fark artık sayısal uçurum olarak adlandırılıyor. Yani teknolojiye sahiplik ve teknolojiyi kullanma becerisindeki farklılık. Bu sayısal uçurumu engellemek ülke politikalarının bir unsuru haline geliyor. Bunu sağlayabilmek için özellikle kamuya açık kütüphaneler önemli roller oynuyorlar. Bilgi ve ağ okuryazarlığı toplumlar arasındaki sayısal uçurumun köprülenmesinde önemli bir beceri olarak görülüyor. Başta halk ve okul kütüphaneleri olmak üzere kütüphaneler bu konuda sorumluluk almaya başlıyorlar. Kullanıcılara bilgiye/bilgi teknolojilerine erişim olanağı ve bu teknolojik araçları kullanma becerisi sağlıyorlar. Bilgi okuryazarlığının bilgi toplumunda kütüphaneler için en önemli sorumluluklardan biri olduğu ifade ediliyor. Bu konuda kütüphane bazlı projeler ya da içinde kütüphanecilerin yer aldığı sivil toplum projeleri geliştirilip uygulanıyor.

  • E-Devlet ve EBYS

Bilgiye erişimde zaman ve mekân sınırını kaldıran bilişim teknolojileri ile e-devlet uygulamalarının hayata geçirilmesi kaçınılmaz oluyor. E-imza ve hizmetlere tek yerden elektronik olarak erişilmesi kamu hizmetlerinin daha hızlı, verimli sunulabilmesi bilgi toplumunun hız ekonomisine de uygun bir gelişmedir. Elektronik belge yönetimi sistemleri e-devlet uygulamalarının çok önemli bir parçasını oluşturuyor. Dolayısıyla bilgi ve belge yöneticileri, belge ve arşiv yönetimi alanındaki yeterliliklerini artık EBYS alanına taşıyorlar. Diğer yandan kamu hizmetlerine teknolojiye sahip olmama ya da teknolojiyi kullanma becerisinde yoksun olma gibi çeşitli nedenlerle erişemeyen vatandaşların bu eksikliklerini gidermek yine özellikle halk kütüphanelerin en önemli görevi olarak görülmektedir.

  • Dijitalleştirme

Dijitalleştirme artık bilgi ve belge yönetiminin önemli bir uygulama alanı olarak karşımıza çıkıyor. Dijitalleştirme ile saklı bilgi kaynakları yeni teknolojiler ile okunabilir hale getirilerek deyim yerindeyse gün yüzüne çıkarılırken, aynı zamanda toplumlararası kültür alışverişi için önemli bir uygulama alanına dönüşüyor. Dolayısıyla dijitalleştirme projelerinde bilgi ve belge yöneticilerinin karar verici ve uygulayıcı pozisyonda yer almaları bekleniyor.

  • Teknik Hizmetlere İlişkin Araçlar

‘AACR’ yerine ‘RDA’ gibi elektronik ortama uygun ve esnek altyapılar geliştiriliyor. İnternet üzerinde bulunan elektronik kaynakları bibliyografik olarak nitelemek ve dolayısıyla erişimi arttırmak en büyük hedeflerden biri haline geliyor. ‘Metadata’ uygulamalarına odaklanılıyor. Kütüphane otomasyon sistemleri artık açık kaynak kodlu yazılımlarla oluşturulmaya ve geliştirilmeye başlanıyor.  ‘Library thing’ gibi etiketleme uygulamaları ile sınıflamada kullanıcı görüşlerinden de yararlanılmaya başlanılıyor. Elbette bu gelişmeler bilgi ve belge yöneticilerinin koordinasyonunda yürütülüyor.

  • Kütüphane 3.0 ve Semantik Web

Web teknolojilerinde artık takip edilmesi güç gelişmeler yaşanıyor. Geçmişteki durağan web sayfaları (Web 1.0) önce karşılıklı etkileşime izin veren uygulamalara (Web 2.0), sonra da yapay zeka teknolojilerinin kullanıldığı semantik webe (Web 3.0) dönüşüyor. Dolayısıyla web içeriklerinin nitelenmesi ve analizinde yapay zekâ tekniklerinin kullanılmasında ana role sahip olan ve bir çeşit kavramsal dizin olan ontolojiler bilgi erişimde yeni fırsatlar sunuyor. Böylece bilgi ve belge yöneticileri gerek ontolojilerin geliştirilmesinde gerekse Web 3.0 teknolojilerini kendi bilgi merkezlerindeki içerik yönetim sistemlerinde ve bilgi erişim modüllerinde kullanmaya başlıyorlar.

  • Yeşil Kütüphaneler

Çevre duyarlılığının öneminin yükselmesi ile beraber yeşil kütüphane binaları tasarlanmaya başlıyor. Öncelikle çevresel atıkların azaltılmasını hedefleyen bu kütüphanelerin tasarımında doğaya uyum sağlamak da amaçlanıyor.

  • Yakınsama

Bilgi ve Belge Yönetimi alanı ile diğer bilim ve uygulama alanları arasında gittikçe yakınsama oluşuyor. Örneğin üstveri araştırmaları bilgisayar bilimleri ile, çeşitli analiz yöntemleri de istatistikle yakınsama sağlıyor.

  • Makerspaces Hareketleri

Artık fiziki mekâna sahip kütüphanelerin rolleri bilgi ve öğrenme laboratuvarına dönüşüyor. Bilgi ve belge yöneticileri de giderek bilgi ve medya okuryazarlığı eğitimcisine dönüşüyor. Sanal kütüphane, çevrim-içi kütüphane, bilgi otoyolu, bulut bilişim, sayısal uçurum, e-kitap, dijitalleştirme, son kullanıcı, mobil hizmetler gibi yepyeni kavramlarla karşılaşıyorlar. Bilgiye erişimde coğrafik engeller ve uzaklıklar ortadan kalkıyor. Elektronik kitap ve dergilerin kullanımının artması ile tam metin veri tabanları yaygınlaşıyor.  Kütüphanelerin dermeye dayalı hizmet ve politikalardan erişime dayalı hizmet ve politikalara yönelme oluyor. Makerspaces (yaratıcı alanlar), 7/24 açık kütüphaneler, Çevrimiçi olarak kütüphaneciye danışma hizmeti sunuluyor.

  • Eğitim ve Okul Kütüphaneleri

Bütün bu gelişmeler elbette eğitime de yansıyor. Z kuşağı olarak adlandırılan yeni neslin bilgi gereksinimlerine uygun müfredat ile bilgi erişim araçları okullarda kullanılmaya başlıyor. Sadece basılı müfredattan değil aynı zamanda görsel işitsel materyallerden de yararlanılıyor. Ders içeriklerine sadece fiziki olarak sınıf sınırları içerisinde değil evden de uzaktan erişilebiliyor. Kodlama özellikle ilkokullarda öğretilmeye başlanıyor. Okul kütüphaneleri de buna uygun olarak dönüşüyorlar. Sadece dermelerinde basılı kitaplar yoktur. Elektronik kaynaklar da sunuyorlar. Öğrenme merkezi işlevi görmeye başlıyorlar.

  • Belediye Kütüphaneleri

Belediyeler sosyal sorumluluk işlevi kapsamında halka açık kütüphaneler kurmaya başlıyorlar. Belirli bir standardın henüz yakalanmamış olmasına rağmen çok nitelikli hizmetler üreten belediye kütüphanelerinin varlığı gelecek adına umut vericidir. Diğer yandan belediyeler, mahalle bazlı kurdukları bilgi evleri ile hem etüt merkezi hem kütüphane hem de kültürel etkinlik merkezi olarak hizmet veriyorlar. Her iki oluşum da bilgi ve belge yöneticilerine yeni fırsatlar sunma potansiyeline sahiptir.

  • Coğrafik Bilgi Sistemleri

Konum bilgisi içeren veya harita üzerinde bir lokasyona bağlanmış her türlü verinin toplanması, depolanması, işlenmesi, yönetimi, mekânsal analizi, sorgulaması ve sunulmasında bilgi ve belge yöneticileri de sorumluluk almaya başlıyorlar.

CBS coğrafya, haritacılık ve bilgisayar bilimleri ile Bilgi ve belge Yönetimi’nin yakınsama yaşadığı alanlardan biri haline geliyor.

  • Embedded Librarianship İliştirilmiş / Gömülü Kütüphanecilik

Kütüphaneciler projelerde, artık bütünün ayrılmaz bir parçası olarak ve diğer ekibin bir parçası olarak çalışıyorlar. ‘Embedded Librarianship’ kütüphaneler dışına taşıyan ve yeni bir kütüphane ve bilgi çalışması modeli oluşturan özgün bir yeniliktir. Kütüphaneciyle kütüphanecinin bilgi uzmanlığına ihtiyaç duyan bir grup ya da ekip arasında güçlü bir çalışma ilişkisinin kurulmasının önemini vurgular. Kütüphaneci de diğer ekip üyeleri kadar ekip çalışmalarına girer. Kütüphaneci diğer herhangi bir takım üyesi gibi görev yapar, takımın ve organizasyonel sonuçların sorumluluğunu ekibin diğer tüm üyeleriyle paylaşır.

  • BBY Profesyonellerinin Nitelikleri ve BBY Ders Programları

Bilgi ve belge yöneticilerinin nitelikleri de bu gelişmelerden etkileniyor. Daha disiplinler arası çalışan, liderlik yönü güçlü, embedded (iliştirilmiş) kütüphanecilik yapabilecek bilgi yöneticilerine gereksinim doğuyor. Kütüphanelerin rolü bilgi kaynaklarını korumaktan bilgiye erişimi korumaya evrildi. Kütüphaneciler artık ‘gate keeper’lıktan ‘gateway’e dönüşüyor. Dolayısıyla kütüphanecilik okullarının yapısı değişiyor. Bilgi alanında eğitim faaliyetlerini sürdüren okulların bir araya gelerek oluşturdukları ‘İschools’ adlı yeni bir oluşum gibi. (Hacettepe üyedir) Bilgi ve Belge Yönetimi bölümlerinin ders programlarına eleştirel bakış gereksinimi doğuyor. Çeşitli program değişiklikleri yapılıyor. Benzer biçimde bilgi yönetimini temellendiren kuramlar özellikle sosyal bilimlerin diğer alanlarından da etkilenerek yeni kuramlar ile desteklenmeye başlamıştır. Bilgi sosyolojisi gibi. Son 10 yılda (2006-2016) Bilgi Dünyası ve Türk Kütüphaneciliği dergilerinde 293 hakemli çalışma yayınlamış. Bir bilim dalı olarak ele alındığında, gerçekleştirilen bilimsel araştırma sayısı ve araştırma konularındaki çeşitlilik Türkiye bağlamında memnuniyet verici. Ancak bunca bilimsel araştırmanın uygulamaya aktarılmasında hangi seviyede olduğumuzu kestirmek oldukça güçtür. Türkiye’deki kütüphanecilik uygulamalarında BBY alanında gerçekleştirilen bilimsel araştırmalardan; proje dokümanı, rapor, bilgi notu hazırlama aşamasında derlenen bilgiler dışında genelde yararlanılmamaktadır. Bunun çeşitli sebepleri olabilir. Kütüphanecilik sahasında uygulamalarda yeni bilgilere gereksinim duyulup duyulmadığı, uygulamacıların mesleki araştırmaları okuyarak veya başka yollarla yenilikleri ve gelişmeleri öğrenme konusunda neden isteksiz oldukları bir an önce araştırılmalıdır.

NOT: Çeşitli veri demetleri toplanarak ve tarafımca analiz edilerek oluşturulmuştur. Makale yazımlarında ve güncel literatürü takipte meslektaşlarıma rehber olabilmesi dileğimle.

Öğr. Gör. Yasin ŞEŞEN
Hitit Üniversitesi