Meslektaşımıza mobbing! Güneş almayan zemin katta depoya görevlendirdiler!

Meslektaşımıza mobbing! Güneş almayan zemin katta depoya görevlendirdiler!

Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Okul Kütüphanecileri Derneği Başkanı’nı güneş almayan zemin katta temizlik malzemesi deposuna görevlendirdiler. Bergama Belediyesine ait, Bergama Araştırmaları Kütüphanesi’nde görevli olan ve üç kitabı bulunan Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Okul Kütüphanecileri Derneği Başkanı Aydın İleri’ye “Mobbinguygulandığı ve bir depoda görevlendirildiği iddia edildi.

CANLI YAYINDA AÇIKLADILAR

Bergama Demokrasi Platformu üyeleri, Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel ve Bergama Veli-Der yönetiminden Fikret Ali Parlas Egedesonses’te Murat Karakaş’ın canlı yayın programına katıldılar. Yapılan söyleşide Bergama Belediyesi’nde yaşanan mobbing iddialarını dile getiren Parlas, daha önce Bergama Belediyesi’ne ait kütüphanede görevli olan Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Okul Kütüphanecileri Derneği Başkanı Aydın İleri’nin “Mobbing” gördüğünü söyledi.

KESİNLİKLE OTURULACAK YER DEĞİL

Programda 31 Mart sonrasında yaşanan süreci değerlendiren platform yetkilileri yeni yönetimin yaşam tarzına müdahale etme eğiliminde olduğunu öne sürdü. Belediyede yaşanan mobbing iddialarını dile getiren Parlas; “Türk Kütüphaneciler Derneği ikinci başkanı, yazar bir arkadaşımızı alıp belediyemizin deposuna kilitledik. Belediye’de zemin katta ‘kıpırdarsan işten atılırsın korkusuyla’ tutuluyor. Üç kitabı bulunan yazar arkadaşımız oradan çıkamıyor ve çıktığı an ‘yerinde yoksun’ diye zabıt tutuluyor. İnsan Kaynakları Müdürü ve Belediye Başkanı aşağı indimi bilmiyorum ama ben ‘acaba nasıl bir yerdir?’ diye bizzat gidip gördüm. Kesinlikle oturulacak bir yer değil. Çünkü güneş almadığı gibi temizlik malzemesi deposunun kapısına oturtmuşlar. Orada malzeme kaybolsa sorumlusu o olacak, çünkü orada oturuyor” dedi.

SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel ise; “Başka arkadaşlarımıza da mobbing yapılıyor ama bu arkadaşımıza yapılan gerçekten hepimizi üzüyor. Vicdanları yaralıyor. Kendisi savcılığa suç duyurusunda da bulundu. Nefes almak için çay içmeye çıktığında hemen insan kaynakları müdürü geliyor ve küfürlü konuşuyor. Sonuçta amir olabilirsin ama çalışanına karşı nasıl davranacağın konusunda 657 açık. Onun için bu arkadaşı adeta belediyenin mahzenine gömmeye çalışıyorlar. İşten çıkarmadık söyleminde bulunuyorlar ama bu mobbing ile insanları işten çıkarmaya zorluyorlar. İçlerinde Ziraat Mühendisi, Orman Mühendisi de olan bu arkadaşlarımızı sıradan memurluklara vermeleri, yıllardır Fen İşlerinde görev yapmış bir arkadaşımızı park bahçelere vermeleri doğru değil. Ben bu müdürlerle çalışmayacağım diyebilirsiniz ama üniversite mezunu vasıflı insanları, vasıfsız işlere vermenin âlemi yok. Bergama’nın bir tane orman mühendisi var. Bir ya da iki ziraat mühendisi var. Bu insanlara devletin verdiği maaş o vasfından dolayı ve o işi yapmaları ile tanımlanmış bir maaş. Bunlarla uğraşmaları kamuoyunda hoş bir itibar bırakmıyor” dedi.

Kaynak

Meslektaşımız  yaşadığı sıkıntıyı sosyal medya hesabından (TIKLA) şöyle dile getiriyor:

“Sabahın 5’i uykudan uyanıyorum. Uyanıkken ve uyurken zihnimde sürekli işverenime dilekçe yazıyorum. Hakkımı arayan ya da bana verilen sarı zarflara savunma yazıyorum sürekli. Kabus değil hayatın rutini bu. Aldığım ilaç sayesinde az biraz mutluluk hormonu idare ediyor. Her sabah kart basmaya geç kalma korkusuyla uyanma duygusu çok berbat. Askerde bile bunları yaşamamıştım. Her sabah üniversite sınavını kaçıracakmış telaşı ve huzursuzluğuyla uyanmak çok ağır geliyor. Hoca ezanı yeni bitirdi. Iyi değilim… 3 gün önce çok yakın bir dostum intihar etti. Bu 5 yılda çok yakın 3. arkadaşımın intiharı. Kanserden ve ani ölümleri saymiyorum. Sivrisinek vızıltısı değil gelip geçmiyor. Arkalarında ne yaşamlar kalıyor. Göz yaşım şimdi düştü yastığa. Iyi olun, iyi yaşayın.

Bugün bayram tatilinin son günü. Bayram ve tatil kavramları çok saçma geliyordu eskiden şimdi bu memuriyet kafası için azıcık rahatlama. Saat 05.40 olmuş. Bu sabah kart basmayacağım. Bugün de tutanağım tutulmaz… -1 bodrumda tanımsız sesler duymayacağım. Bu arada ses tanıma sistemim gelişti. Merdiven altından danışmaya selam vereni, günaydın diyeni, asansöre bineni taniyorum. Tahmin edebiliyorum. En çok da kötüleri tanıyorum. 

Şu mobbing dedikleri ıyi bir şey değilmiş hakketten.
Şu sekiz beş memurluğu ne kötü. Üretmeden kazanmak vicdanımı sızlatıyor. Bütün istenen bedenen mesai yapman. Koca bir belediye işten, işin içeriğinden ziyade sadece kart basmaya kurulu. Yaratıcılık sıfır. Kimse kendi değil. 2 gün de insan sendika değiştirir mi? Korku imparatorluğu. Ödemeler, krediler, kredi kartları teslim almış. Zincirlerimizden başka kaybecedek unvanlarımız, makamlarımız, arabalarımız ve daha neler neler var. 

Ha bir de şu sosyal medyadan takip edip işverene şikayet edenler size lafım var. Mesai saatlerinde sosyal medyaya giriyorum, paylaşım yapıyorum, hala muhalif paylaşımlar yapıyorum. Sizden hiç korkmuyorum. Azıcık insan olun. Saat 06.00. Iyi bayramlar. Günaydınlar. Şuraya bir kararlı ifadesi de bırakayım. Delirmiyorum niyetim de yok. Daha müdür olacağım ben. Hayat devam ediyor günün batımında birama güneş doldurmaya, dolunayda rakima ay doldurmaya devam edeceğim bu bir oyun… like biriktiriyordum. Hayde biraz daha savunma yazayım, 7 iş günü içinde cevap vermem gereken savunmalarım var benim. Hayatta en iyi yaptığım şey son günlerde savunma. Avukat olmalıymışım. Guguk kuşları ötmeye başladı. Çığlık atar gibi ötenler baykuş..”

Meslektaşımıza destek olmalıyız ve hiçbir meslektaşımızın da mobbinge uğramaması için elimizden geleni yapmalıyız!!!