İçinden Kütüphane Geçen Filmler | Dila GÜNAY
[avatar user=”dilagunay” /]
Dila GÜNAY
Üniversite Tarihi Arşivi/Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi
Kim bilir izlediğimiz kaç filmin en az bir sahnesinde, bazen bir dedektifin çözmeye çalıştığı düğümde, korku filminin en heyecanlı yerinde, büyük bir maceranın tam kalbinde gezinir kahramanlarımız kütüphanelerin engin denizinde.
Beyaz perdede kütüphane hangi simgeleri ifade eder? Aşk Hikayesi’nde Oliver ve Jeniffer’in aşkını, Harry Potter’da sihirlilerle dolu dünyayı, Da Vinci Şifresi’nde gizemli gerçeği, Esaretin Bedeli’nin hayata tutunulan umudu, Yıldız Savaşları’nda galaksideki sonsuz bilginin mabedini, Agora’da bilgiyi korumak için canını feda etmeye hazır olan Hypatia’yı… Filmlerin hepimize farklı çağrışımlar yaptığını biliriz içten içe. Çünkü izlediğimiz aynı olsa da ona bakan gözler başkadır; aynı yakalanan hislerin bambaşka olduğu gibi.
Senaristlerin mekan olarak kütüphaneleri neden seçtiği hiç aklınıza geldi mi? Atmosferi için dediğinizi duyar gibiyim. Peki ya sizlere daha fazlası var desem…
Bir gizemdir kütüphane, bir yaklaşımdır.
Bizi sonsuz olasılıklar evrenine bağlayan, aynı zamanda içselliğimize dönüşümüzdür. Aramaktır kendini, belki başka birini, bir zamanı, bir meseleyi; bazen de tamamen kaybetmeyi istemektir benliği. Düğümlerin çözüldüğü, arayışın son bulduğu yerdir.
Maceracı yanımız, huzur arayışımız, şahsi sığınağımızdır içinde can bulan kitaplarla. Bazen onlarca kitap arasından sebebini bilmeden birini seçeriz. Çünkü bilmesek de ihtiyacımız olan o kitaptır. Bizim onu seçtiğimiz gibi kitap da bizi seçmiştir. Bizim ona dokunduğumuz gibi o da bizim ruhumuza dokunur.
Zamandır onu çekici kılan yanı. Geçmişten geleceğe içinde kaybolunan, bulunan, yaşanan, yaşanamayan zamanı simgeler. İçine sonsuzluğu sığdıran, tek kelime olan zamanı.
Zamana yenilmeyendir. Nesillerden nesillere aktarımdır. İnsanlığın ortak hafızasıdır, yazılıdır, kalıcıdır. Ünlü bir latin sözde dendiği gibi: “Söz uçar, yazı kalır.”
Karanlığın içinden ışığa ulaşmaktır. Işıktır bilgi, güçtür. Kitaplar bizi düşünmeye sevkeder. Doğadaki tüm canlılardan bizi ayıran en güçlü yanımız olan düşünce gücünü simgeler.
Halk içindir, açıktır, birleştiricidir, eşitliği simgeler. Herkese aynı mesafededir. Çünkü bilgi herkes içindir.
Şifacıdır. Eski medeniyetlerde kütüphane ruhun şifa bulduğu yer diye geçer. İyileştirir, arındırır, güçlendirir.
Tüm bunların ışığında bir kez daha düşünmeye ne dersiniz? Bu gözlerle bakabildiğimizde çok farklı bir dünya bize kapılarını açar belki de, kim bilir?
İyi seyirler 🙂
Yorum gönder