Şu an üstünde ne var? | Cem ÖZEL
[avatar user=”cemozel” /]
Cem ÖZEL
Kullanıcı Hizmetleri Yöneticisi/Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi
Bu soruya verilecek türlü türlü cevap var. Biz o türlü türlü cevaplardan sadece bazılarını cımbızlamaya çalışacağız burada. Bakalım başarabilecek miyiz?
Şu an üstünde ne var?
Şu an üstümde yıldızlar var,
Kaymayı bekleyen
Dilek tutsun diye
Sevdiklerini özleyen
Bu çok şiirsel oldu. Gerçi fena değil; ama tam olarak aradığımız bu değil.
Şu an üstünde ne var?
Şu an üstümde aşırı bir yük var. Kaldıramıyorum. Sanki dünyanın bütün yükü üstümdeymiş, dünyayı ben kurtaracakmışım gibi bir his.
Bu da tam olmadı.
Şu an üstünde ne var?
Şu an üstümde yıl bitmeden okumayı arzuladığım bir sürü kitap var. (İşte, şimdi oldu!) Bir de okuyup henüz iade etmediklerim var.
Şu an üstümde olup da henüz okumadığım kitaplar gözümün içine bakıyor, önce beni oku diye. Hepsine sakin olmalarını, sırayla okuyacağımı söylüyorum. Bir nebze olsun rahatlıyorlar; ama ben hiç rahat değilim. Üstümdeki kitaplar o kadar güzel ki, hangisinden başlayacağımı bilemiyorum. Yılın bitmesine 10 gün kaldı. Boş geçmek istemiyorum şu 10 günü. Geri gelmeyecek tam 10 gün. Elimi sıkı tutmazsam diye bir şeyi kabul etmiyorum, sıkı tutacağım.
Baltasar Gracian’ın bir kitabı var mesela. “Kahramanların Cep Aynası: Felsefi Aforizmalar”
Büyük bir aşkla okuyorum bu kitabı. Açıkçası bitecek diye de ödüm kopuyor.
Henüz okuyamadığım klasik kitaplardan bazıları var elimde. Anna Karenina. Geçtiğimiz aylarda başlayıp bir 75 sayfasını okuduğum bin küsür sayfalık Anna Karenina’yı yeni baştan okumayı arzuluyorum.
Şu an bir Japon yazarının “Anahtar” adlı kitabını okuyorum. Oldukça da iyi gidiyor. Üstüne de bir Dostoyevski patlatacağım. Hakan Günday’ın okumadığım son kitabı “Azil” de listemde.
Şu an üstümde bir hafiflik var. Haftayı bitirmenin, kitaplara gömülmenin dayanılmaz hafifliği.
Herkese iyi “şu an üstünde ne var?”lar dileklerimizle!…
Yorum gönder