Bilgi Merkezi Olarak Millet Kıraathaneleri

Bilgi Merkezi Olarak Millet Kıraathaneleri

[avatar user=”yasinsesen” /]
Yasin ŞEŞEN

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kütüphanesi, Kütüphaneci

ÖZET
Millet kavramı; ‘belirli bir coğrafya üzerinde yaşayan, ırk, dil, din, tarih, geleneklerin ve adetlerin birliği; fizik ve fikri benzerlikler, ekonomik ihtiyaçların üretimi vb. birçok sebeple birlikte yaşamak hususunda bir araya gelmiş insanlar topluluğu’ olarak tanımlanabilir. Milleti meydana getiren unsurlar, medeniyetin özelliklerinden dolayı karmaşıktır ve bundan dolayı vatandaşlar kendilerini diğer milletlerden farklı hisseden birliktelik içerisindedirler. Milleti oluşturan unsurların çeşitli sebeplerle bir araya gelerek fikirlerini paylaştıkları, günlük rutin yaşamlarını geçirdikleri, yeni bilgiler edindikleri sosyal ortamlara ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlarını giderebilmeleri için ‘Osmanlı Döneminde Kıraathaneler’ açılmaya başlanmıştır. Osmanlı dönemi yazarlarından Peçevi’ye göre ilk kahvehaneler 1555 yılında açılmıştır. Biri Halep’ten biri Şam’dan gelmiş iki vatandaş, Tahtakale’de dükkân açarak kahve satmaya başlamışlardır. Evliya Çelebi’ye göre, her mesleğin olduğu gibi kahve esnafının da bir ‘piri(önder)’ bulunur. Osmanlı’da ilk kahvehane piri ‘Şeys-h Şazeli’dir’. ‘Kıraathane’, zaman içerisinde Osmanlı toplumunun vazgeçilmezlerinden biri durumuna gelmiştir. Halk boş vakitlerini, kıraathanelerde kitap okuyarak ya da okuyanı dinleyerek değerlendirmişlerdir. Kıraathane kültürü, Türkiye Cumhuriyeti kurulunca da aksamadan devam etmiştir. Yakın zaman içerisinde Hatay’da konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, millet bahçelerinin ardından ‘Millet Kıraathanesi’ açacaklarını da söylemiştir. ‘Millet Kıraathaneleri’ projesini şu sözlerle kamuoyuna duyurmuştur: “İngiliz’in Hyde Park’ı varsa, bizim de Millet bahçemiz olacak. Ayrıca ‘Millet Kıraathanesi’ de kuracağız. Buralar adeta hayata ruh katacaktır’’. Cumhurbaşkanı Erdoğan 8 Haziran’daki Kayseri mitinginde de yine projeden ısrarla bahsetmiştir: “Millet Kıraathanesi’ndeki kekler ve çaylardan ücret almak yok. Gençlerimiz kekini alacak, çayını, kahvesini alacak, interneti olacak. Oturacak dersini çalışacak. 7’den 70’e herkes bu hizmetten yararlanacaktır”. Erdoğan’ın projesini duyurmasının ardından ‘Cevizlibağ Merkez Efendi Şehir Kütüphanesi’nin’ adı, ‘Merkezefendi Millet Kıraathanesi’ olarak değiştirilmiştir. Belediyeye ait 11 kütüphaneden biri olan bu bina aslında, Zeytinburnu’nda iki yıldır faaliyet sürdürmektedir. Makalede; güncel durum dikkate alınarak, mevcut olan ve/veya gelecekte kurulacak olan ‘Millet Kıraathanelerinin’ özelliklerine değinilmiş ve kıraathanelerin geleceği açısından öneriler ortaya koyulmuştur.

Anahtar sözcükler: Millet, Millet Kıraathanesi, Bilgi Merkezleri, Osmanlı, Türkiye.

Giriş

Türkiye’de ilk ‘Kıraathane örneği’ olarak; 1850’li yıllarda ilk defa ‘Sarrafım’ diye bilinen bir kişinin İstanbul’da kahvehanesini kıraathaneye dönüştürdüğü bilinmektedir. Bu dönüşümde, o devrin gazeteleri bu mekâna konulmuştur ve gelen vatandaşların bilgilenmesinde kullanılmaktadırlar. ‘Takvim-i Vekayi, Ceride-i Havadis’ gibi dönemin gazeteleri bu oluşumlarda bulundurulmuştur. Gazetelerin ardından mekâna yavaş yavaş kitaplar da konulmaya başlanmıştır. “Bunların ardından sanat erbapları devreye girmişler ve şiir yazarları gelip orada yazdıklarını okumuşlardır. Aynı zamanda aydınlar toplanıp kendi aralarında edebi tartışmalar yapmışlardır. Bu şekilde bir düzenlemeyle bu mekânlara ‘kıraathane’ denmeye başlanmıştır. Özellikle 1860’lardan sonra kıraathane kültürü yaygın hale gelmiştir” (Türklerde Kıraathane Kültürü, 2018).

Türkiye’de açılması planlanan ‘Millet Kıraathanelerinin’ iç ve dış dizayn olarak özelliklerine değinilirse; ‘100 metrekare, 200 metrekare, 400 metrekare ebadında, ilgili ilçenin büyüklüğüne göre Millet Kıraathaneleri kurulması planlanmaktadır. Yapıların içinde kitapların olduğu kütüphane bölümü; gelen misafirler için çay, kahve, tatlı vb. aperatif yiyecek ve içeceklerin servisinin yapıldığı bir bölüm; günlük gazeteler bölümü, haftalık ve aylık dergiler bölümleri yer alacaktır. Yapıların, mahallede yaşayan genç nesil ve öğrencilerin dersini çalışabileceği ve güven içerisinde gençlerin bütünleşme, birleşme ve birbirlerine sinerji verme yerleri olması planlanmaktadır’.

Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkanı Ali Fuat Kartal, gündemde olan ‘kıraathaneler’ konusu üzerine açıklamalarda bulundu. Açıklamada Kartal (2018); “bilgi hizmetlerinin çekirdeğini oluşturan kütüphane kurumunun amacı; bilgiye katma değer kazandırarak bilgi tüketimini özendirmektir. Bilgi üretim ve tüketim merkezleri olan kütüphaneler demokratik yapıları ile günümüzün vazgeçilmez toplumsal dinamiklerden birisidir. Bilimsel ve teknolojik gelişmelere koşut olarak, ilke, amaç ve içeriği değişen kütüphanecilik anlayışı bugün tartışılan kek olayını çoktan aşmış, toplumsal barışa katkı sunmak adına fırsat eşitliğini nasıl sağlayabileceği ve bireylerin birbirini anlamasına nasıl katkıda bulunabileceğinin yollarını aramaktadır. Bilimsel ve teknolojik gelişimlere rağmen, günümüzde kütüphanenin temsil ettiği şeyi tam olarak karşılayabilecek bir sözcük olmadığı için halen dünya ülkeleri ‘kütüphane başlığını’ kullanmaya devam etmektedir. Özetle, seçim sürecinde kütüphane kurumunn tartışılmasını sevindirici bir gelişme olarak görmekteyiz. Ancak toplumsal bir varlık olan kütüphane kurumu; siyasal, ekonomik ve kültürel dokumuza yaptığı etki değerlendirilmeden, popülist kavramlar üzerinden tartışılmaktadır. Tartışacaksak, öncelikle kütüphanecilerin özlük haklarını, istihdam sorununu, kapalı kütüphaneleri, kütüphanesi olmayan ilçeleri, köyleri tartışalım. Arkasından da, Millet Kıraathanelerinin geleceğini konuşalım. Proje olumludur, ama daha çok yol almak gereklidir” demektedir. Bu durum Türkiye’de kütüphanecilerin ve Kütüphaneciler Derneği’nin bu konu üzerinde hassas durduğunu göstermektedir.

Makalenin ileriki bölümlerinde Türkiye’de mevcut olan veya gelecekte kurulacak olan ‘Millet Kıraathaneleri’ konusuna değinilmiş ve kıraathanelerin geleceği açısından öneriler ortaya koyulmuştur.

Türkiye’de ‘Millet Kıraathaneleri’ Örnekleri

“Millet Kıraathaneleri fikrinin ortaya koyulmasından sonra; ‘Millet Kıraathaneleri Açılması Projesi’ kapsamında, Ankara’da ilk olarak ‘Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM)’ bünyesinde ‘Kıraathane’ kurulmuştur. BYEGM Kıraathanesi’nde, 1800’lü yıllardan kalma ‘Osmanlıca ve Türkçe 7.000’den fazla eser’ ile günlük dergi ve gazeteler ziyaretçilerle buluşturulmaktadır. Kıraathanede ayrıca, BYEGM sistemi üzerinden tüm ulusal 4 ve yerel gazetelere erişim imkânı sağlanmaktadır” (BYEGM Kıraathanesi, 2018).

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Kıraathanesinin kurulmasından sonra, birçok farklı il ve ilçede ‘Millet Kıraathaneleri’ kurulumuna devam edilmiştir. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde bu ‘Kıraathane Örneklerine’ değinilecektir.

Örnek 1:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘Millet Kıraathanesi Projesi’, Manisa’da törenle hayat buldu. Yunusemre ilçesi Kaynak Mahallesi’nde tek katlı binada açılan Ege Bölgesi’nin ilk ‘Millet Kıraathanesi’nde kitaplar, dinlenme alanları ve bilgisayarlar bulunuyor. Kitap okumak için gelenlere görevliler tarafından ücretsiz ikram servisinde bulunuluyor. Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, törende yaptığı konuşmada, kıraathaneye gelen kişilerin kitap okuyup, çay ve kek ikramlarından faydalanabileceklerini söyledi. Binayı restore edip kıraathaneye dönüştürdüklerini ifade eden Çerçi, “Millet Kıraathanesi’nde e- kütüphane de bulunuyor. Gelenler, çayı, kahveyi, keki belediyemizin imkânlarıyla tüketebilecekler. Dinlenebilen, kitap okunabilen, çayın, kahvenin içilebileceği bir mekândır.

Burası sadece bir kütüphane değildir. Sadece öğrencilere değil halka da açıktır. Herhangi bir ücret de istenmeyecektir’ dedi. Millet Kıraathanesi’nin gündüz açık olacağını, talep olması halinde gece de hizmet vereceğini dile getiren Çerçi, kendisinin de buraya kitap bağışladığını belirterek, kitap sayısının artırılacağını kaydetti. Konuşmaların ardından Millet Kıraathanesi’nin açılış kurdelesi kesilmiş ve vatandaşlar kıraathaneyi gezmişlerdir” (Manisa Millet Kıraathanesi, 2018).

Resim 1. Manisa Millet Kıraathanesi (Manisa Millet Kıraathanesi, 2018).

Örnek 2:


Resim 2. Çankırı Huzur Millet Kıraathanesi (Çankırı Millet Kıraathanesi, 2018)

Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan ‘Kıraathaneler Aslına Dönüyor’ projesi kapsamında Çankırı’da bir kıraathanede toplanan gençler kitap okumuşlardır. Cumhuriyet Mahallesi’nde bulunan ‘Huzur Kıraathanesi’nde’ toplanan Çankırı Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Şehit Uhud Kadir Işık Gençlik Merkezi üyeleri ve Çankırı Karatekin Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi öğrencileri, sohbet edip kitap okumuşlardır. Kıraathanede toplanan gençler, kıraathanelerin geçmişte dini sohbetlerin, tanışmaların ve muhabbet yapılması için oluşturulan bir yer olduğunu belirttiler. Genç katılımcılar olumlu tepkiler aldıklarını dile getirdiler.

Gençlik Merkezi Müdürü Tuncay Haskılıç, “zamanla kıraathanelerin asıl görevini yitirip, şans oyunlarının oynandığı, zamanın boş geçirildiği yerler haline geldiği gözlenmektedir. Bu konuda gençlerimiz ile halkımızda farkındalık oluşturmak ve buraların aslına dönmesi için katkıda bulunmak istedik. Amacımız kıraathanelerin okunan, tartışılan, hoş sohbet ortamlar içerisinde kaynaşan ve kaynaştıran yerler haline gelmesi ve toplumun her kesiminin boş zamanlarını en iyi şekilde değerlendirildiği mekânlara dönüştürmektir” diye konuşmuştur. (Kıraathaneler Aslına Dönüyor, 2018).

• Örnek 3:

Resim 3. Kastamonu Millet Kıraathanesi (Kastamonu Millet Kıraathanesi, 2018)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran seçimi öncesi seçim vaatleri arasında yer alan ‘Millet Kıraathanesi’ projesinin en ilginç örneği Kastamonu’da hayata geçirildi. Hurdadan alınan MD-82 tipi yolcu uçağı, Kastamonu’da Millet Kıraathanesi olarak hizmet vermeye başladı. Uçak, montaj çalışmaları tamamlandıktan sonra diğerlerinden farklı olarak Kastamonu Belediyesi tarafından ‘Millet Kıraathanesi’ olarak hizmet vermek üzere ziyarete açıldı. Uçak Kıraathanesini çok beğendiğini söyleyen bir vatandaş “bu tür faaliyetlerin yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Vatandaşlar için hem kültürel anlamda hem sosyal anlamda güzel olmuştur. Bundan sonra da bu tür faaliyetlerin yaygınlaşacağı kanaatindeyim’ dedi. Uçağı ziyaret eden vatandaşlar hem yerel hem de ulusal gazeteleri çay ve kek ikramları ile okuma fırsatı buldu. Ziyarete gelen öğrenciler de öğretmenleri nezaretinde hem oyun oynama hem de kitap ve gazete okuma fırsatı buldular” (Kastamonu Millet Kıraathanesi, 2018).

Örnek 4:

İstanbul Cevizlibağ ilçesinde yaşayan bir vatandaş, ilçede kurulmuş durumda olan ‘MerkezEfendi Millet Kıraathanesi’ni’ çalışma ortamının rahatlığı açısından tercih ettiğini belirtmektedir. Millet Kıraathanesi projesinin, öğrenciler için nimet olduğuna dikkat çekmektedir. Nedenini ise şu sözlerle anlatmaktadır: “Bu kıraathaneler Türkiye’de neredeyse tamamı yoksul öğrenci kesimi için önemli durumdadır. Gününü bir simitle geçirmeye çalışan, interneti olmayan, çay parasını, çorba parasını zor bulan öğrenci için, bu kurumlar büyük bir nimet durumundadır. Ben bunu sosyal devlet anlayışı içerisinde değerlendiriyorum. Öngörüm şu ki; zamanla başka aktivitelerle de burası kültür merkezi durumuna gelecektir. Belirttiğiniz gibi şu anda çok kalabalık durumda değil, sadece öğrenciler sürekli kullanmaktalar. Ama bir süre sonra tüm vatandaşlar buradaki potansiyeli fark edecektir. Kahve köşelerinde saatlerce kâğıt oynamaktan daha iyi bir alternatifin olduğunu anlayacaklardır. Burada en büyük görev belediyelerde bulunmaktadır. Belediyeler, bu merkezlerin yaygınlaştırılmasını ve kapasite olarak daha da büyümesini sağlamalıdırlar. Millet kıraathaneleri zaman içerisinde aynı zamanda öğrenciler için sosyalleşebilecekleri bir alan durumuna da gelecektir. Kıraathanenin kesintisiz 7/24 açık olması en büyük temennimizdir” (Cevizlibağ Millet Kıraathanesi, 2018).

Resim 4. Merkez Efendi Millet Kıraathanesi (Cevizlibağ Merkez Efendi Millet Kıraathanesi, 2018)

Örnek 5:

Yazar ve dekoratör Abdurrahman Demirel şöyle demektedir: ‘Millet Kıraathaneleri okuyan, misafir ağırlamasını bilenlere emanet edilmelidir’.

Kitaplı Kahve’yi İstanbul kültür hayatına kazandıran Abdurrahman Demirel, 2010 yılında Üsküdar Altunizade’de sanat ve edebiyat içerikli ‘Kitaplı Kahve’yi açmasının ardından; Üsküdar Belediyesi tarafından açılan ‘Nevmekan’ın da projesini ve muhtevasını oluşturarak alt yapısını hazırlamıştır. “Bana gelen istek üzerine fikrin proje dosyasını hazırladım. Tanımlar, amaçlar, hedefleri yazdım, bir nevi swot analizi yaptım. Mekânın fikri üzerine içeriklerini ve bu içeriklerin nasıl uygulanacağını yazdım. Proje kitaplı kahve, sahne, sanat galerisi ve sanat okulu şeklinde olarak 4 başlıktan oluşuyordu. Pilot isim olarak da ‘Üsküdar Şehir Merkezi’ diye adlandırdım. Altı ay sonra merkezin fikre göre dekorasyonu devam ederken ‘Nevmekan’ın’ ismi arkadaşım Halil İbrahim İzgi ile bir köşe yazısı okurken ortaya çıktı. Mekânın iç ana görüntüsünde ‘Kitaplı Kahve’, yani kitaplar, söyleşiler, dinletiler, okuma grupları, ahşap masa ve sandalyeler ve tabii ki çay, kahve, tatlı ve tost gibi aperatifler olacaktı. Sahne fikrimiz de ise proje işlere sahne vermek veya sahne için özel projeler yaptırmaktı. Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in iradesi ve vizyonu Türkiye’mize özel ve örnek bir mekânı kazandırdı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da Nevmekan için, düşündükleri Millet Kıraathaneleri için çok iyi bir örnek olduğunu söylemişlerdir” (Abdurrahman Demirel Millet Kıraathaneleri Röportajı, 2018).

Abdurrahman Demirel kültürel mekânların doğru bir fikir üzerine inşa edilmesi gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“İçeriği sadece kitap ve çalışma mekânı şeklinde kurgulanırsa, korkarım belli bir süre sonra önemini kaybedecek ve unutulacaktır. Millet Kıraathanesi oluşturma fikrinin içeriğinin çok iyi planlanarak mekânın ona göre kurgulanması gerekmektedir. Biz bu mekânda ne yapacağız ve ne amaçlıyoruz? Bir ‘Kültürel Ara Mekân’ oluşmasını sağlamak en önemli hedef olmalı. İçerisinde sohbetler, dinletiler ve özel etkinlikler yapılarak kültürel alan oluşturmalı, buralara devam eden gençlere kendilerini ifade edecekleri ve fikirlerini uygulayacakları dergi, radyo gibi mecralar kurgulanmalıdır. Bu şekilde müdavimlerin mekânla aidiyet duygusu oluşacak ve buraları sahiplenmeye başlayacaklardır. Hangi şehirde kurulacaksa bu yerler, o şehrin okuyan ve insan ağırlamasını bilen şahsı bulunup ona emanet edilmelidir. Bu mekânda üniversite öğrencileri yarı zamanlı çalışma fırsatı bulmalıdır. Neticede doğru fikir üzerine oluşacak olan ‘Millet Kahvehaneleri’, bulunduğu yerin en önemli kültürel ara mekânı ve neşe alanı olacak ve yeni bir kitle oluşmasına hizmet edecektir” (Abdurrahman Demirel Millet Kıraathaneleri Röportajı, 2018).

Sonuç ve Öneriler

Türkiye’de okuma kültürünün arttırılması amacıyla, çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmaların temelinde şu 5 ilke öncelikli durumdadır:

  • Kütüphanelerin sayısı arttırılmaktadır,
  • Kütüphaneler daha eğlenceli hale getirilmektedir,
  • Seyyar kütüphaneler kurulmaya başlanmıştır,
  • Kitap fiyatları ucuzlama yoluna girmiştir,
  • Kitap yazan veya kitap ile ilgili üretim yapan yayınevlerine yönelik teşvikler yapılmaya başlanmıştır.

Yukarıdaki 5 ilkeden yola çıkarak Türkiye’de ‘Millet Kıraathanelerinin’ kullanım kültürünü artırabilmenin önemli olduğunu görmekteyiz. Bunun yanında bu kültürü arttırabilmenin yanında, zaman içerisinde kültüre eklenen yenilikleri göz önüne alarak kültürü mümkün olduğunca genişletmeyi amaçlamakta önem kazanmıştır. Çünkü günümüzde özellikle sosyal medya bağımlılığı bizi okumaktan ve kültürel çalışmalar yapmaktan bazı durumlarda geri tutabilmektedir. Millet Kıraathaneleri açılması fikri, okuma mekânlarını geliştirebilmek açısından muazzam önemi olan bir proje durumuna gelmiştir. Günümüzdeki okuma mekânlarının birçoğu dijital ortamlardan sağlanmaktadır, bu nedenle bu tür oluşumları da destekleyip iki farklı grubu kanalize edebilmek gereklidir.

Toplumumuzda sosyal medya bağımlılığını azaltmak gerektiği gibi, insanların bilgilerini tazelemesinin önüne geçen her türlü zararlı alışkanlıktan toplum korunmalıdır. Burada büyük görev, bilgi uzmanlarına düşmektedir. Türkiye’de okuma alışkanlığının zayıf olduğunu varsayabiliriz. Bu durumdan kurtulmak için, bugün tartışılan kıraathane modelinin önemli olduğu aşikârdır. Her mahallede bir kütüphane şeklinde dizayn edilen mekânlar, insanların uğrak noktası haline getirilebilmelidir. Örneğin Batı dünyasında okuma oranının yüksek olmasının nedeni her mahalle bir kütüphane bulunmasıdır. Bu güzel durum, ülkemizde de hayata geçirilmelidir.

Çalışmanın sonucu olarak; aşağıdaki resimde (Resim 5) verildiği gibi bir ‘Millet Kıraathanesi Modeli’ hayata geçirilebilirse hem kullanıcılar hem de çalışanların rahatça ve modern şartlar içerisinde kültürel çalışmalarını hayata geçirebilecekleri ortamlar inşa edilebilir.

Bilgi bir güçtür ve bilgi, insanları yücelten bir değerdir.


Resim 5. Millet Kıraathaneleri Modeli

NOT: Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hocamın bu konuda olan bakış açısından farklı bir bakış açısıyla, yorum katmadan ve objektif olarak olaya yaklaşmak istedim. Bu konuda beni de aydınlattığı için Bülent Hocama ve tüm meslektaşlarıma saygılar dilerim.

ABSTRACT
Nation’s Curriculum as an Information Center The concept of nation; one the unity of race, language, religion, history, traditions and customs living on a particular geography; physics and intellectual similarities, production of economic needs etc. a group of people who have come together to live together for many reasons. The elements that make up the nation are complex because of the characteristics of civilization and therefore the citizens are in a union that feels different from other nations. The elements that make up the nation need a social environment where they share their ideas and spend their daily routine and acquire new information. In order to meet these needs, ‘Kıraathaneler’ in the Ottoman Period bile started to be opened. According to Peçevi, one of the writers of the Ottoman period, the first coffeehouses were opened in 1555. Two people from Aleppo, one from Aleppo, started to sell coffee by opening a shop in Tahtakale. According to Evliya Çelebi, as in every profession, there is a ’piri af in the coffee shopkeeper. The first coffeehouse piri in the Ottoman Empire was ‘Şeys-h Şazeli’. ‘Kıraathane’ has become one of the indispensables of Ottoman society in time. People spent their leisure time reading books or reading books in country houses. Kıraathane culture, Turkey has continued to board the hitch. President Recep Tayyip Erdoğan, who spoke in Hatay in the near future, also said that they will open ‘Millet Kıraathanesi’ after their gardens. Publication of the speech Millet Kıraathaneleri project in the following words: “If the British have Hyde Park, it will be the Garden of Our Nations. We will also set up at the” Millet Kıraathanesi “. President Erdoğan insisted on the project again at the Kayseri meeting on June 8: A there is no charge for cakes and teas in Millet Kıraathanesi. Young people will receive cake, tea, coffee, will have internet. He’s gonna study. 7 to 70 people will benefit from this service “. After Erdoğan announced his project, the name ef Cevizlibağ MerkezEfendi City Library ’was changed as‘ MerkezEfendi Millet Kıraathanesi Erd. This building, which is one of 11 municipal libraries, has been operating in Zeytinburnu for two years. In the article; taking into account the current situation, the characteristics of the existing and / or future ath National Houses ine were discussed and suggestions were made for the future of the houses.

Keywords: Nations, Curriculum of Nations, Information Centers, Ottoman, Turkey.

Kaynaklar

  • Abdurrahman Demirel Millet Kıraathaneleri Röportajı, (2018). Erişim adresi: https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/millet-kiraathaneleri-bulundugu-yerin-nese-alani- olacak/1197867 (03.09.2018).
  • BYEGM Kıraathanesi, (2018).
    Erişim adresi: https://www.youtube.com/watch?v=mddmywnJqoE (24.08.2018).
  • Cevizlibağ Merkez Efendi Millet Kıraathanesi, (2018). Erişim adresi: https://ahvalnews6.com/tr/yasam/keksiz-millet-kiraathanesi (14.09.2018).
  • Çankırı Millet Kıraathanesi, (2018). Erişim adresi: http://www.milliyet.com.tr/burasi-kutuphane-degil-kiraathane-cankiri- yerelfotogaleri-20416759/ (13.09.2018).
  • Kastamonu Millet Kıraathanesi, (2018). Erişim adresi: https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/yolcu-ucagi-millet-kiraathanesine- donustu-2531942/ (07.09.2018).
  • Kıraathaneler Aslına Dönüyor, (2018). Erişim adresi: http://www.bbyhaber.com/bby/2016/11/02/kiraathaneler-aslina-donuyor-cankiri-bby (01.09.2018).
  • Kütüphaneciler Derneği Millet Kıraathaneleri Gündemi, (2018). Erişim adresi: http://www.bbyhaber.com/bby/2018/06/19/tkd-baskani-ali-fuat-kartal- kiraathane-gundemine-dair-aciklama-yapti (22.08.2018).
  • Manisa Millet Kıraathanesi, (2018).Erişim adresi: http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ilk-millet-kiraathanesi-acildi-195391h.htm (09.09.2018).
  • Türklerde Kıraathane Kültürü, (2018). Erişim adresi: http://www.bursahayat.com.tr/haber/turklerde-kiraathane-kulturunun-tarihi-157222.html (10.09.2018).

4 comments

comments user
hakkı

düşünsene 80 puan alıp atanıyorsun atandığın kütüphaneyi kıraathane yapıyorlar çay kek yiyen insanlar arasında kütüphaneci olarak çalışmak müthiş bir durum olsa gerek

comments user
Arzu

Yeni bir yorum daha…Tıklayınız

comments user
Bülent Yılmaz

Sayın Yasin Şeşen,

Yazınız için teşekkürler. Konunun bir biçimde gündemde tutulmasının yararlı olduğuna inanıyorum.

Yazınızın içeriği ve konu hakkında bir yorum yapmak istemiyorum. Sadece içeriğe katılmadığımı belirtmeliyim. Ben düşündüklerimi ve görüşlerimi bağlantısını verdiğiniz yazımda belirttim. Eklenecek yeni bir şey yok. Ancak yazınızın sonunda NOT olarak verdiğiniz bölümle ilgili bir iki noktaya dikkat çekmek isterim.

Orada,”Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hocamın bu konuda olan bakış açısından farklı bir bakış açısıyla, yorum katmadan ve objektif olarak olaya yaklaşmak istedim.” ifadesi var. Bu ifadeden, benim yaklaşımımın ve yazımın objektif olmadığı gibi bir anlam çıkıyor. Bunu da sanki yazımda yorumların olmasına, yorumlar yapmama dayandırıyorsunuz.

Her şeyden önce yorum yapmak objektiflik ile çatışan, çelişen bir şey değildir. Önemli olan yapılan yorumun veriye dayanıp dayanmadığıdır. Hatta biz akademik bilimsel çalışmalara “Bulgular ve Yorum” diye bölüm koyarız, konulmasını zorunlu tutarız. Yorum olmazsa yazılanın daha önce söylenenlerin tekrarı olduğunu ve alana yeni bir katkı yapmadığını değerlendiririz. Dolayısıyla yorum yapmak objektifliğe ve bilimselliğe aykırı değil tam tersine olması gereken bir şeydır. Yine belirtmek gerekirse, önemli olan yorumların veriye dayanmasıdır. Doğru ve yanlış olması da o kadar önemli değildir. Yanlış yorumlar doğru yorumların doğmasına yardımcı olur en azından.

Diğer yandan, bir yazıda yorum yapılmaması da objektifliği garanti etmez. Örneğin konunun sadece bir yanını ortaya koyan veriler, görüşler ya da yaklaşımlar yorumsuz sunulsa dahi objektiflik kaybedilir. Nitekim yazınızda kıraathaneler konusundaki farklı yaklaşımlar bulunmamaktadır.

Yazınızda yorum yapmadığınızı belirtmişsiniz ama örneğin, “Bu durumdan kurtulmak için, bugün tartışılan kıraathane modelinin önemli olduğu aşikârdır… Millet Kıraathanesi Modeli’ hayata geçirilebilirse hem kullanıcılar hem de çalışanların rahatça ve modern şartlar içerisinde kültürel çalışmalarını hayata geçirebilecekleri ortamlar inşa edilebilir.” size ait ifadelerdir ve tam anlamıyla yorumdur. Yazıda size ait bir çok ifade yorum olarak değerlendirilebilir. Kısaca yazınızın yorumsuz olduğunu söylemek mümkün değil. Bence bunda bir sorun ve
bir sakınca da yoktur hatta yapmak gerekir. Yani objektiflik açısından da yorum yapmaktan korkmamak gerek.

Bir de yazınızda her ne kadar metin içi link vermişseniz de kaynakçada benim yazımın bibliyografik künyesinin olması gerekirdi. Benim yazım olduğu için demiyorum ama yazdığınız konuyla doğrudan ilgili güncel bir çalışma kaynakçada görünmelidir.

İçeriğe girmeyeceğim dedim ama sadece küçük bir değinmede bulunmak isterim. Yazıya koyduğunuz Foto 2’ye baktığımda kıraathane kullanıcı profilini görüyorum. Fotoğrafta sadece “Yetişkin erkekler” var. Bence yazıda varmak istediğiniz sonuç, belirttiğiniz yarar ile çelişen bir görüntü. Sadece bu nedenle dahi bu kurumlar hakkında yeniden düşünmemiz gerekir derim.

İşlerinizde kolaylıklar dilerim.

    comments user
    Yasin

    Selamlar Bülent Hocam. Aslında bu makaleyi daha geniş bir şekilde yazmıştım ve alanımızdan bir dergiye göndermiştim. Makalenin iyi olduğunu ama siyasi olduğu nedeniyle editör tarafından reddedildim. Bende birçok yerini çıkarıp, daha basit bir şekilde burada yayınlamak istedim.

    -“Yazınızda yorum yapmadığınızı belirtmişsiniz ama örneğin, “Bu durumdan kurtulmak için, bugün tartışılan kıraathane modelinin önemli olduğu aşikârdır… Millet Kıraathanesi Modeli’ hayata geçirilebilirse hem kullanıcılar hem de çalışanların rahatça ve modern şartlar içerisinde kültürel çalışmalarını hayata geçirebilecekleri ortamlar inşa edilebilir.” size ait ifadelerdir ve tam anlamıyla yorumdur. Yazıda size ait bir çok ifade yorum olarak değerlendirilebilir. Kısaca yazınızın yorumsuz olduğunu söylemek mümkün değil. Bence bunda bir sorun ve bir sakınca da yoktur hatta yapmak gerekir. Yani objektiflik açısından da yorum yapmaktan korkmamak gerek.”

    *Haklı olduğunuz yönler var hocam. Meslekte 12 yıl geçirince ve birçok kez doğruları söylediğimiz zaman büyüklerimiz tarafından azarlandığımız için hocam, artıkın yorum yapmaktan korkar olduk. Etliye sütlüye karışmaktan korkar olduk:(

    -“Bir de yazınızda her ne kadar metin içi link vermişseniz de kaynakçada benim yazımın bibliyografik künyesinin olması gerekirdi. Benim yazım olduğu için demiyorum ama yazdığınız konuyla doğrudan ilgili güncel bir çalışma kaynakçada görünmelidir.”

    *Bu konuda haklısınız hocam, dalgınlığıma gelmiş.

    Aslında o notu yazmamın sebebi, size ters birşeyler yazıyormuş izlenimi vermemek içindi. Bunun yanında, bence kıraathaneler tartışılmalıdır. Ama evet içeriklerinin nasıl olacağı, kıymetli BBY akademisyenleri, kütüphaneciler ve konu uzmanlarına sorulmalıdır. Bu konuda sizinle aynı fikirdeyim.
    Saygılarımla.