Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’ndaki 250 kişinin görev yeri değiştirildi

Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’ndaki 250 kişinin görev yeri değiştirildi

Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’ndaki görev değişiklikleri tepkiye yol açtı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra Devlet Arşiv Başkanlığı’na bağlanan kurumda 250 kişinin görev yeri değiştirildi. Kurumda 25 yılın üzerinde çalışanlardan kimi Sosyal Güvenlik Kurumu kimi ise Tapu Kadastro’da görevlendirildi. Beş yıldan 31 yıla kadar sürelerle çalışmış, belge okuma ve degerlendirmede yetkin bu uzmanlar nakledikleri yerleri internet sayfasından öğrenince şoke oldu.

1986 yılında Turgut Özal’ın girişimiyle tasnif edilmeye başlanan Osmanlı arşivleri için üniversitelerin tarih, edebiyat, ilahiyat ve benzeri bölümlerinden mezun olan Osmanlıca bilenler sınavla seçilerek sözleşmeli personel oldu. 1987 yılından bu yana depolardaki evraklar tasnif edildi, okundu, özetlendi, kataloglandı ve restore edildi. Bugüne 45 milyon evrakın tasnifi tamamlandı. Kurum başbakanlığa bağlıydı ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra 16 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlanan kararnameyle, yeni sistem gereğince, Cumhurbaşkanlığı bünyesine dahil edildi ve kurumun ismi Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı oldu. Kurumun başkanlığına ise 5 Ocak 2012 tarihinden beri Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürü olarak görev yapan Prof. Dr. Uğur Ünal atandı. Akkalemler.com internet sitesinin haberine göre açıköğretim fakültesi mezunu ve daha önce Altındağ Belediyesi’nde Zabıta Müdürlüğü’nde çalışan bir kişi ise Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı yapılarak Osmanlı Arşivleri de kendisine bağlandı. Başbakanlık ilga edilince kurumun personeli beklemeye alınmıştı. 250 civarındaki personel, 11 Ağustos 2018 tarihinde Devlet Personel Başkanlığı’nın bilgi edinme ekranından farklı kurumlara atandığı bilgisine ulaştı.

Görev yeri değiştirilenler sosyal medya hesabından duyuru yapınca olay ortaya çıktı. Yeri değiştirilenlerden Sinan Çuluk “Ben de 28.5 yıllık bir arşiv personeli olarak bu şekilde yeni tayin edildiğim görev yerimi öğrendim. Bundan sonra SGK İstanbul Müdürlüğü bünyesinde araştırmacı kadrosunda devlet memuriyetim sürecektir. Sürecin nasıl şekilleneceğini, neler olacağını şimdiden kestirmek güç. Ne olursa olsun, hep birlikte nakledildiğimiz arkadaşlarım için hayırlısı olsun” dedi. Gültekin Yıldız ise şu açıklamayı yaptı: “Devlet Arşivleri Başkanlığı’nın kurulmasını müteakip Başbakanlık Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinin bazı personeli uzman statüsüne geçecek diye sevinirken; Osmanlı Arşivi’nde çalışan 200’ün üzerinde arşivci, çeşitli devlet kurumlarına dağıtıldı. Arşiv nedir bilmeyen, bilgi belge yönetiminden habersiz kişilerin kalem oynatması, sicil incelemesiyle ihtisası Osmanlı belgeleri olan kişiler SGK’ya, Tapu Kadastro’ya, İçişlerine intikal ettiriliyor; bunu 28 Şubat’ta denemişlerdi de mani olmuştuk, ne acı şimdi tanık olmamız. Kendi için varolan kişi yetişmiş insanları yemekle; kendinde varolan kişi kendini yetiştirmekle; kendiliğini aşabilen kişi ise kendinden de iyilerini yetiştirmekle meşgul olur.”

Kurumun çalışanlarından Fuat Yavuz ise yapılan bu tasarrufun yanlış olduğunu belirterek “Arşiv çalışanı olmak, arşiv bilgisine, donanımına sahip olmak sıradan bir iş değildir. Orada 10 senesi idareci olmak üzere yaklaşık 30 yıllık birikimimle söylüyorum, yapılan tasarruf son derece yanlıştır. Yanlışlıklar manzumesi arşiv sitesinin Sultanahmet’ten Kağıthane’ye taşınmasıyla, (Sultanahmet’teki binanın otel yapıldığını da unutmayalım) bir kısım personele uzman statüsü yerine araştırmacı kadrosu verilmesiyle başlamıştı. Halen de devam ediyor. Bu uygulama sanırım mahkemeyle çözüme kavuşur. Arşivi arşivciler yönetmediği sürece bu problemler devam edecektir” açıklamasında bulundu.

Sıddık Çalık ise “30 yıldır bu kurumda çalışan uzmanların yetişmesi kolay olmamıştır. 200 milyonu aşkın arşiv belgesinin tasnifi ve okunmasının yıllarca süreceğini göz önüne alırsak, bugün Türkiye’de sayıları bini bulmayan Osmanlıca uzmanından 200 kadarını ilgisi olmayan kurumlara gönderme yanlışlığından bir an önce geri dönülmesi gerekir” dedi.

DEVLETİ ZARARA UĞRATMAKTADIR

Arşivciler Derneği’nden konuyla ilgili bir açıklama yapıldı. Açıklamada şu dört maddeye yer verildi.

1- Devlet arşivleri mülga bir kurum değildir. Cumhurbaşkanlığı’na geçiş yapılarak kurumun varlığı devam ettirilmektedir. Bu durumda kurum personelinin başka kurumlara atanması kabul edilebilir bir durum değildir. İstihdam fazlası gibi gösterilerek tasfiye edilen tasnif personelinin yerine yeni personel alınmasının planları yapılmaktadır.

2- En önemli özelliği Osmanlıca belge okuma becerisine sahip olan uzman arşiv personeli ilgili ilgisiz kurumlara atanarak bankamatik memur konumuna düşürülmüştür.

3- Osmanlı arşivinde tasnif edilmeyi bekleyen hala milyonlarca evrak dururken uzman personelin hiçbir kritere bağlı kalınmaksızın dağıtılması devleti her anlamda zarara uğratmaktadır.

4– Kurumdan uzaklaştırılan personel arasında Çanakkale ve Birinci Dünya Savaşları konusunda uzmanlaşan Muzaffer Albayrak; Balkan göçleri ve muhacirleri konusunda pek çok kitabı olan Yıldırım Ağanoğlu, tarihi yazılarıyla dikkat çeken Sinan Çuluk gibi değerli isimler de yer almaktadır. Bütün bu insanlar arşivdeki görevlerini hiç aksatmadan bütün gayretleriyle Türk kültürüne ve vatanlarına hizmet etmeye çalışmaktadırlar.Sayıları 250’yi aşan uzman arşiv personelinin gerçek anlamda hiçbir kriter dikkate alınmadan kendisine dair her tür muhalif görüş ve davranışı yok etmek amacına yönelik olduğu son derece açıktır. Bu üzücü durum karşısında kamuoyunu bilgilendirmek Türk Arşivciler Derneği olarak bizim vazifemizdir.”

Kaynak

KONUYLA İLGİLİ TÜRK ARŞİVCİLER DERNEĞİ’NİN AÇIKLAMASI

Devlet Arşivlerinde Uzman Personel Tasfiyesi

Arşivler bir milletin varlığının en önemli delilidir. Osmanlı devlet adamlarının büyük önem verdiği ve devletin hafızası olarak nitelendirdiği Osmanlı arşivleri Cumhuriyet döneminde uzun yıllar ihmal edilmiş, ancak 1986 yılında Turgut Özal’ın gayretleri ile büyük bir tasnif faaliyetine girişilmiştir. Bu yıldan itibaren Üniversitelerin tarih edebiyat ilahiyat ve benzeri bölümlerinden mezun olmuş Osmanlıca bilen personel sınavla seçilerek sözleşmeli personel olarak göreve başlatılmıştır. 1987 yılından bu yana depolarda bulunan yığınla evrakın tasnif edilmesi, özetlenmesi, kataloglanması ve restore edilmesi işlemleri başarıyla yürütülmüş, bugüne değin 45 milyon evrakın tasnifi tamamlanmıştır.

2013 yılında; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyib Erdoğan’ın Osmanlı Arşivi’ne verdiği değerin göstergesi olarak Kağıthane’deki Devlet Arşivleri Külliyesi tamamlanmış ve Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla açılışı gerçekleştirilmiştir.
Devletimizin başkanlığa geçiş süreci çerçevesinde devlet arşivleri olması gerektiği şekilde devletin en üst mertebesine devlet başkanlığına bağlanmıştır. Bu gelişme bütün Arşivciler tarafından sevinçle karşılanmıştır.
Ancak, 16 Temmuz’da yayınlanan kararnamede “kurum personeli ile birlikte bağlanır” ifadesi eklenmemiş ve 30 yıllık uzman arşiv personeli havuza bırakılmıştır ve maalesef 11 Ağustos 2018 tarihinde Devlet Personel Başkanlığının bilgi edinme ekranından uzman personelin büyük çoğunluğunun istihdam fazlası olarak nitelendirilerek mesleği ile ilgili ilgisiz farklı kurumlara atandığı bilgisine ulaşılmıştır.
Öncelikle Devlet Arşivleri ilga edilmemiş Cumhurbaşkanlığına bağlanmıştır. Bu durumda kurum personeli istihdam fazlası değildir.
Osmanlı Arşivinde tasnif edilmeyi bekleyen hala milyonlarca evrak dururken yetişmiş uzman personelin başka kurumlara atanması devlet arşivleri açısından büyük bir kayıp oluşturmaktadır.
Yaklaşık üç yıl önce yine aynı yöneticiler tarafından binbir emekle oluşturulan restorasyon bölümü kadrolarına alınarak yetiştirilen personel de bu atananlar arasında bulunmaktadır. Türk Arşivciler Derneği olarak kültür ve medeniyetimizin temel taşlarından olan Osmanlı Arşivinde yapılan bu tasfiye çalışmasının eksik bilgilendirme ve yanlış değerlendirmeler sonucu olduğu varsayımından hareketle bu yanlıştan dönülmesi ve meslektaşlarımızın görevlerine iade edilmeleri en büyük temennimizdir.

2 comments

comments user
Mehmet Hafiz Erdem

Turkiyde bilgi politikasinin oladigi ve yapılan yanlışların ilgili kurum ve kuruluşların zararina olduğu ve bunun telafisi en kisa surede yapılmadığında sonuçların ağır olacağı açıkça ortadadır.

comments user
Hakan

Demek zabıta adamı alıp Osmanlı arşivlerini ona bağladılar vallahi sözün gittiği yer şimdi o kurumdaki uzmanları düşünemiyorum,hayal ettim de amirin AÖF mezunu zabıta birisi sen ise yıllarını vermişsin bu işe nasıl mutlu olabilirsin ki orada

Bu durumu cimere bildirsinler belki üsttekilerin haberi yoktur