Türkiye’de Halk Kütüphanelerinin 7/24 Hizmet Vermesi Konusu | Prof. Dr. Bülent Yılmaz
[avatar user=”bulentyilmaz” /]
Prof.Dr.Bülent YILMAZ
Hacettepe Üniversitesi BBY Bölümü Öğretim Üyesi
Bir süredir gündemde olan ve özellikle halk kütüphanecisi meslektaşlarla konuştuğumuzda hemen tartışmak istedikleri konu “halk kütüphanelerinin 7/24 (7 gün 24 saat) açık kalıp kalmaması.” Bazı kütüphanelerin uygulamaya geçtiğini de duyuyoruz. Konu ile ilgili TKD Başkanı ve halk kütüphanecisi arkadaşlarımızın değerlendirmeleri de oldu.
Bu konuda Türkiye’de karar verici elbette KYGM’dir (Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü) ve halk kütüphanelerine bu uygulamaya geçme ya da geçmemelerinde bir inisiyatif verip vermediğini bilmiyorum. Ben halk kütüphaneleri ile ilgilenen bir akademisyen olarak fikrimi yazmak ve birkaç noktaya dikkat çekmek isterim.
Açıkça ve kısaca şöyle düşünüyorum: Türkiye’de (ve hatta dünyada) halk kütüphanelerinin 7/24 açık kalmasını ve hizmet vermesini gerekli, gerçekçi, sürdürülebilir, ekonomik ve dolayısıyla doğru bulmuyorum.
Çünkü;
Halk kütüphanesi araştırma kütüphanesi değildir. 7/24 hizmetin mantığı/gerekçesi özellikle araştırma etkinliğidir. Halk kütüphanesi (yerel araştırmalar işlevine hizmet etmekle birlikte) halkın güncel, eğitim, kültürel ve boş zamanlarla ilgili bilgi gereksinimlerini karşılayan bir kuruluştur. Bu ana işlevlerin hiçbirisinin istisnaları dışında geceye taşan anlamlı bir kısmı bulunmamaktadır. Dolayısıyla ana işlevler itibariyle halk kütüphanesinin 7/24 açık kalmasına gerek yoktur.
Türkiye’de genelde halk kütüphanelerinin olumsuz altyapı koşulları ve özellikle de personel yetersizliği nedeniyle bu uygulama büyük olasılıkla gerçekçi ve sürdürülebilir olamayacaktır. Yöneticiler ve çalışanlar açısından bu konu büyük rahatsızlık ve sorunlara neden olacaktır. Ayrıca zaten yetersiz olan personel gücünü buna ayırmak diğer hizmetlerde aksamalara neden olabilir.
Türkiye’de halk kütüphanelerinin büyük ölçüde ders çalışma mekanları, deyim yerindeyse etüt merkezleri olarak kullanıldığını biliyoruz. Kütüphaneleri 7/24 açık tutmak onların bu etüt işlevlerini ve algısını artıracak ve güçlendirecektir. Bu durum ise halk kütüphanelerine anlamlı bir yarar sağlamayacak, onlar hakkında var olan “etüt merkezi” yönündeki olumsuz algının güçlenmesine neden olacaktır. Yani halk kütüphanelerinin 7/24 açık kalması çok büyük ölçüde ders çalışanların, sınavlara hazırlananların kütüphanelerde sabahlaması sonucunu yaratacaktır. Halk kütüphanesinin temel işlevi bu olamaz; aslında hiçbir kütüphane türünün temel işlevi bu değildir. Bu uygulama halk kütüphanelerinin temel işlevlerindeki yıpranmayı artıracaktır.
7/24 açık kalması halk kütüphaneleri için ekonomik değildir. Personele, elektrik, su vb. harcanacak para, sağlanan yararın gerisinde kalacaktır.
Bu uygulama istisnaları dışında sürdürülebilir değildir. Bunu sürdürebilecek personel sağlamak çok zordur. Zorunlu olmasa da 24 saat özellikle gece yarısından sonra kütüphanede kalacak kullanıcıların, kütüphane personelinin ve kütüphanenin güvenlik, yiyecek vb. gereksinimlerini düşünmek gerekir. Türkiye’deki halk kütüphanelerinin genel olarak bu koşulları yoktur.
Kentlerde genel olarak 7/24 ulaşım hizmetlerinin olmaması da bu uygulamanın gerçekçi olmayışında etkendir.
Halk kütüphanelerinin diğer resmi kuruluşlardan farklı olarak daha geç saatlere kadar açık kalmasının temel gerekçesi çalışan kişilerin de iş çıkışı bu kütüphanelerden özellikle ödünç alma-verme işlemleri için ya da kısa süreli diğer hizmetler için yararlanmalarıdır. Halk kütüphanelerinin bunun için 7/24 açık kalmasına gerek yoktur. Diğer ülkelerde olduğu gibi açık kaldıkları sürenin saat 19.00-20.00’ye (ya da çok zorlarsak 22.00’ye) kadar uzatılması yeterli olacaktır. Kaldı ki Türkiye’de halen çoğu halk kütüphanesi bunu zaten yapmaktadır.
Yurt dışında yaygın olan bir diğer uygulama da kütüphanenin her gün farklı saatlerde kapanmasıdır. Kütüphane haftanın bazı günleri saat 18.00’e, bazı günleri 19.00-20.00’ye kadar açık kalmaktadır. Hatta bazı günler yarım gün hizmet vermektedir. Ve açıkçası dünyadaki halk kütüphanelerinde 7/24 uygulaması benim gördüğüm ve bildiğim kadarıyla çok çok istisnaidir.
Elbette bu konuda karar vermek için en önemlisi çalışan kütüphane yöneticisi ve kütüphanecilerin değerlendirmelerini almaktır. Pilot uygulamalar yapıp durumu analiz etmek de gerekir. Ayrıca 7/24 konusunda kararı, sunacakları gerekçeleri değerlendirerek kütüphanelere bırakmak da yerinde olacaktır.
Ve bu konu Türkiye’deki halk kütüphaneleri için acil ve öncelikli bir sorun alanı değildir. Halk kütüphanelerinin çok daha önemli temel sorunları bulunmaktadır.
Halk kütüphanelerini çok ödünç materyal alınan, çok kültürel etkinlikler yapılan, yaratıcı alan uygulamaları gerçekleştirilen, vatandaşları bilgi ile daha çok buluşturan, 3. Mekan olabilen, eğitime destek olan, boş zamanların olumlu biçimde değerlendirilmesini olanak sağlayan, halen var olan yaklaşık 2 kütüphaneye 1 kütüphaneci oranını hızla yükselten, bilgi toplumunun kuruluşları haline getirmektir temel mesele. Onlar için kısa, orta ve uzun vadeli ulusal ve yerel politikalar geliştirmek ve uygulamak öncelikli gerekliliktir. Geleceği görmek, ona göre pozisyon almak, senaryolar üretmektir. Oysa, 7/24 uygulamasının bu sayılanlara ciddi bir katkısı olmayacağı gibi götürüleri olacaktır.
Milli Kütüphane ya da diğer araştırma kütüphaneleri için böyle bir uygulama kabul edilebilirdir. Açıkçası ben Türkiye’de üniversite kütüphaneleri açısından dahi tartışılması gereken bir uygulamanın halk kütüphaneleri için gerçekleştirilmeye çalışılmasını çok sağlıklı ve halk kütüphanesi mantığına uygun ve savunulabilir bulmuyorum.
Evet, emir geldiğinde halk kütüphanesi yöneticisi ve kütüphanecisi arkadaşlar bu uygulamayı ister istemez bir biçimde gerçekleştirmeye çalışacaklardır. Ancak bu, yine belirtmek gerekirse beklenen yararı sağlamayacağı gibi çoğu açılardan ve en önemlisi halk kütüphanelerinin temel işlevlerinin yıpranması açısından uzun vadede istenmeyen sonuçlar yaratacaktır.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Bülent Yılmaz
7 comments