TKD Başkanı Ali Fuat Kartal’ın 54.Kütüphane Haftası açılış konuşması
Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkanı Ali Fuat Kartal 54.Kütüphane Haftası açılış konuşması yaptı. Kartal, hızlı bir kültürel değişimin yaşandığının altını çizerken kültürde yaşanan problemler karşısında Kültür Bakanlığı’nın üzerine düşen görevlerin ne ölçüde yapılıp yapılmadığını hatırlattı ve benzerlerinin eğitimde de görüldüğünü ifade etti.
“Eğitim sistemimiz; özgür ve yaratıcı düşünceyi benimseyen bireylerin yerine, taklitçi, okuduğunu anlamakta zorlanan ve şabloncu bireyler yetiştirir duruma gelmiştir. Ülkemizde araştıran, düşünen, tasarlayan ve yaratan insanlar geri plana itilirken, hazır bulduğu her şeyle yetinen kişiler muteber konuma gelmişlerdir. Böylece Anadolu’nun çeşitli kültür gruplarının yarattığı kültürel zenginlik son yıllarda giderek zayıflamış ve yoksullaşmıştır. Oysa bu renkler ülkemizin vazgeçilmez zenginliğidir” diyen Kartal, kütüphanelerin kültürel hayata katılımı ve yaratıcılığı destekleyerek, kültürel mirasın yaratılması, korunması ve gelecek nesillere aktarılması bağlamında toplumsal görev ve sorumluluğa sahip olduğunu vurguladı.
Türkiye’de İnternet kullanım oranının %69,6’ya çıkmasının genelde kütüphanelerin özelde de halk kütüphanelerinin hizmetlerini etkilediğini söyleyen Kartal, “Bu veriler göz önüne alındığında, özellikle yediden yetmişe herkese ücretsiz hizmet veren halk kütüphaneleri görev ve sorumluluklarını, halkın değişen gereksinimlerine göre yeniden değerlendirerek, bilgiye erişim için yeni becerileri bireylere kazandırma sorumluluğunu yerine getirmek durumundadırlar. Zira halk kütüphaneleri dijital öğrenme ile klasik öğrenme yöntemi arasında köprü kurmak için en ideal yerlerdir. Öte yandan Avrupa’nın birçok ülkesinde halk kütüphaneleri sadece kitap ödünç alma yerleri olmaktan çoktan çıkıp, öğrenme merkezlerine dönüşmeye başladı. Nitekim IFLA 2013 Eğilim Raporunda kütüphanecilik mesleğinin bugünlerde yüz yüze kaldığı en önemli sorunu, “kütüphanecilik mesleğinin değişen bilgi ortamına nasıl uyum sağlayıp gelişeceği” olarak belirlemiştir” dedi.
3-5 Mart 2017 tarihleri arasında düzenlenen III. Millî Kültür Şûrası’nın Şûra Sonuç Raporuna atıfa bulunan Kartal, sözlerine şöyle devam etti:
“Raporun Kütüphanecilik ve Yayıncılık Komisyon Raporu şu şekilde başlıyor; ‘Kütüphanecilik ve Yayıncılık Komisyonu tartışmadan uzak müzakereci bir atmosferde Türk yayıncılığının ve kütüphaneciliğinin karşılaştığı sorunları tespit etmiş ve bunlara dair önerilerini sunmuştur.’ Evet, Şûra ilgili sivil toplum örgütleri çağrılmadan, farklı düşüncelere ihtiyaç duymadan, tartışmadan uzak başarıyla gerçekleştirilmiştir!
III. Millî Kültür Şûra’sının ardından yaklaşık bir yıl sonra 22 Şubat 2018 tarihinde düzenlenen Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Özel Ödülleri töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan; “eğitim-öğretim ve kültür konusunda niye nispeten geride kaldığımız konusunda hep hayıflanıyorum. Demek ki bir şeyleri eksik bırakmışız.” dedi. İnsan, acaba eğitim-öğretim ve kültür konusunda da tartışmadan uzak müzakereci bir yol izliyor olmamızın sonuçlarını yaşıyor olabilir miyiz? Diye sormaktan kendini alamıyor.Türkiye Yayıncılar Birliği’nin hazırladığı Haziran 2016 ile Haziran 2017 tarihleri arasına ait Yayımlama Özgürlüğü Raporu’na göre, kitaplarla ilgili geçtiğimiz yıllardan alışık olduğumuz, kitapların yasaklanması, toplatılması, sansürlenmesi, suç delili sayılmasının yan ısıra yayınevlerine ve kitapevlerine saldırılar gibi manzaraları yeniden yaşar olduk.
Öte yandan dünyanın en büyük internet ansiklopedisi Wikipedia’nın kapatılması ve sosyal medya sansürleri ile Türkiye’nin bilgi edinme özgürlüğü alanında yaşadığı sorunlardan bir an önce kurtulması en büyük temennimizdir”
1137 halk kütüphanesinin 126 tanesi halen personel yokluğu ya da farklı nedenler ile kapalı olduğunu söyleyen Kartal, “Bugün Türkiye’nin 81 il ve 957 ilçesinde 1137 halk kütüphanesi var. Bunlardan 126 tanesi halen personel yokluğu ya da farklı nedenler ile kapalı durumdadır. 957 ilçemizin maalesef 121’inde kütüphane bulunmuyor. Bu 121 ilçede yaşayan yaklaşık on bir milyon (10.925 890) vatandaşımız kütüphane kavramından uzak yaşıyor. Yani on bir milyon kişinin günlük yaşamında “hadi kütüphaneye gidelim” diye bir söz yok. Oysa kütüphanecilik mesleğinin görev alanlarından biri de, büyük kentlerin dışında yaşayan insanlara da kütüphane hizmetleri sunmaktır. Bu bağlamda gezici kütüphane konusuna bir kez daha dikkat çekmek istiyorum. Ülkemizin nüfus sayısını ve coğrafi genişliğini göz önüne aldığımızda, gezici kütüphane sayısının artırılması ve kütüphanesi olmayan yerlere gezici kütüphane ile hizmet götürülmesi son derece önem arz etmektedir” dedi.
Kütüphanecilerin istihdam sorununa da değinen Kartal, “Tabii ki bu durumu Türkiye’nin genel işsizlik sorunundan bağımsız değerlendirmek mümkün değildir. Ancak son zamanlarda özellikle dikkatimi çeken bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum. Hem özel kütüphaneler hem de kamu kütüphaneleri eleman ihtiyaçları olduğu halde işlerini yaygın bir şekilde ihale ederek yapmaya çalışıyorlar. Bu durum istidam sorunu yaratmanın yanı sıra, emek sömürüsünü de beraberinde getirmektedir” dedi.
Yorum gönder