Kütüphaneler Dibe mi Vuruyor?

Kütüphaneler Dibe mi Vuruyor?

Christopher Caldwell Nisan ayında Financial Times’da kütüphanelerin ölmeye mahkum olduklarını yazdı. İngiltere’deki muhafazakar yönetimin yaptığı kesintiler nedeniyle 400 kütüphanenin kapılarını kapatmak zorunda kaldığı biliniyor. Caldwell, Atlantik’in öteki yakasında Amerikan kütüphanelerinin yüzde 15’inin son birkaç aydır okurlara hizmet verdikleri saatleri sınırladığına geri kalan kütüphanelerin yaşama tutunabilmek için özel kaynaklardan destek aradıklarına vurgu yapıyor.

Pittsburgh Gözlemevi’nin verileri Teksas’da 2012 yılında kütüphaneler için ayrılan bütçelerde yüzde 99’lük bir kesinti yapıldığını yansıtıyor. Florida’da ise yerel yönetimin senato kütüphaneleri için ayrılan katkı payını iptal ettiği belirtiliyor. ABD’de federal yönetimlerin düzenlenen kültürel etkinlikler karşılığında aktardığı bütçelerin de silineceği anımsatılıyor. Kaliforniya’daki kütüphanelerde ise artık kültürel içerikli yan etkinlikler düzenlenmiyor.

ABD’deki bu karanlık tablonun içinde Pennsylvania Halk Kütüphanesi sıra dışı bir model olarak dikkat çekiyor. Devletin Pennsylvania Kütüphanesi için bu yıl ayırdığı bütçe, 53.5 milyon dolar.

Ancak American Librararies’in verilerine dikkat edersek ABD’de 50 eyaletten 19’unun kütüphaneler için ayrılan bütçeleri sınırladığı, 10 kütüphanenin bütçelerinde, yüzde 10’u aşan kesintilere gidildiği göze çarpıyor.

Financial Times kütüphanelerin bir tek geçici bir krizle karşı karşıya olmadıklarına ama varlıklarıyla ilgili ciddi bir krizden geçtiklerine de vurgu yapıyor. Yerel yönetimlerin bütçeleri zararda olduğu için ekonomik güçlükler kütüphaneleri de etkiliyor.

İtalya’da özellikle kuzeyde sağlam bir iç iletişim ağına sahip kütüphaneler sosyal yaşamda üstlendikleri rolü sürdürmeye çabalaşa da kaynak yetersizliği Çizme’nin kütüphanelerini de olumsuz etkiliyor. Geçtiğimiz yıl Milano’da düzenlenen Uluslararası Kütüphanecilik Kongresi’nde (IFLA) bu tehlike de masaya yatırılmış, bu darboğaz aşılana kadar kütüphanelerin bir tek kitap okunan mekanlar değil. okurlarına her türden sergi, konser, seminer, atölye, film gösterimi vb. içerikte kültürel hizmetler sunan mekanlara dönüşmelerine de vurgu yapılmıştı. Bu tür etkinliklerden sağlanan gelirlerin kütüphane bütçelerine küçük de olsa katkı yapabileceği sorgulanmıştı. Kütüphanelerin ancak böyle bir işlevle yollarına devam edebileceklerine dikkat çekilmişti.

Demokrasinin kendini ifade ettiği XIX. yüzyılın sonlarındaki geçiş döneminde kütüphaneler önemli bir işleve sahipti. Ancak günümüzde kitap okuyan kesimin de sayıca azalmasıyla kütüphaneler, nüfusun küçük bir bölümüne hizmet veriyor.

İngiltere ve ABD’de kütüphanelere nüfusun üçte biri devam ediyor. Yetişkin nüfusun yüzde 58’i kütüphane kartına sahip olsa da gerçekte kütüphaneye gitmiyor. İtalya’daki kütüphanelerde de tablo pek farklı değil. Üniversite öğrencileri ve araştırmacılar bir yana Çizme’de kütüphaneye giden üçüncü bir grup ise, emekliler.

20. yüzyılın sonunda taşınabilir bilgisayar, cep telefonları şimdi IPad vs. ile kendini ortaya koyan iletişim teknolojilerinin hegemonyası karşısında kütüphanelerin geçmiş yüzyılların kültürel birikimi ile kullanıcıları arasında köprü görevi yaptığı dönemin sona erdiğini savunanlar da var..

Kütüphaneciler, kütüphanelerin toplum için gerekli bir hizmet olduğunu anımsatıyor. Bir başka görüş Smart phone, Kindle, IPad’ların çağında her an enformasyon bombardımanı ile karşı karşıya kalan kullanıcının artık kütüphaneye gitme gereksinimi duymadığını öne sürse de, kütüphaneci Eleanor Jo Rodger’in kaleme aldığı denemede vurguladığı gibi, “Kütüphaneler reddi olanaksız demokratik altyapılar olarak algılanmalı.”

İletişim teknolojileri çağında vatandaşların kütüphanelere sahip çıkması gerekiyor. Yeni teknolojilerin en büyük kullanıcısı üniversite gençlerinin cahil kalmamaları için kütüphanelerin üstlendiği rolün önemini kavramak gerekli. ABD’de birkaç yıl önce üniversite gençleri arasında yapılan bir araştırma gençlerin internet ortamında araştırma yapmayı bilmediklerini ortaya koydu. Araştırmaya katılan gençlerden ancak yüzde 52’si doğru web sitesi adresine ulaşırken, geri kalanlar sanal ortamda kayboldu. Birçok gencin Harward üniversitesi kütüphanesi yayınlarıyla Wikipedia’da yayımlanan malzemenin niteliğini ayırt edemediği ortaya çıktı.

Sorun vatandaşların kütüphaneye gidip gitmemesinde değil ama vatandaşa kütüphaneye gitme olanağının verilmesinde odaklanıyor. Bilgisayarın başından kalkarak başka okurlar, yeni kitaplar, tarihi belgelerle dolu okuma salonlarının dünyasına karışmak önemli. Bu sosyal dokunun geleneksel kalıplar içinde de olsa sürdürülmesi için kütüphanelerin yaşaması gerekli.

Kaynak

1 yorum

comments user
librarian

Yalnız haberin yayım tarihi 2011.