BBY ÖYP’li meslektaşlarımız 50/d Statüsüne Geçirildi #öyp50d
OHAL kapsamında çıkarılan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa eklenen EK 30.madde ile halen ilgili kanunun 33/a maddesi Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında atanan araştırma görevlilerinin statüleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın aynı kanunun 50/d maddesi kapsamına alındı.
ÖYP’liler, doktora bitince akademisyenlerin ilişkisinin üniversiteyle kesilmesi anlamına gelen 50/d statüsüne büyük tepki gösteriyor. Birçok internet sitesinde ve sosyal medyada konuyu tartışan ve tepkilerini dile getiren akademisyenler, yanlıştan dönülmesini istiyor.
Bu mağduriyeti yaşayanlar arasında meslektaşlarımızda bulunmaktadır. Yaşanan bu mağduriyetlerini #öyp50d hashtagi ile dile getirmektedirler.
2547 sayılı Kanunun 33/a maddesi ile 50/d maddesi arasındaki farklar aşağıdaki gibidir (Kaynak:akademikadro.net):
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 33/a maddesinde; “Araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır. Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunlar aynı usulle yeniden atanabilirler.” hükmü yer almaktadır.
Aynı yasanın 50/d maddesinde ise, “Lisansüstü öğretim yapan öğrenciler, kendilerine tahsis edilebilecek burslardan yararlanabilecekleri gibi, her defasında bir yıl için olmak üzere öğretim yardımcılığı kadrolarından birine de atanabilirler.” ifadesi yer almıştır.
Araştırma görevlilerinin iki farklı usulde atanmasını düzenleyen maddeleri değerlendirdiğimizde, 33/a’ya tabi olan araştırma görevlilerinin her seferinde en çok üç yıl süre ile yeniden atanabildikleri, 50/d’ye tabi olanların ise her defasında bir yıl için olmak üzere lisansüstü eğitimleri süresince atandıkları ve eğitimleri bittiğinde ilişiklerinin kesildiği anlaşılmaktadır.
2010 yılından bugüne kadar Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında atanarak sisteme dahil olan tahmini 10000 civarında araştırma görevlisi 2547 sayılı Kanunun 33/a maddesine göre gayet şeffaf bir sistemle üç farklı notun belirli bir düzeyde ortalamaları alınarak atanmaktaydılar. Ancak, ülkemizde yaşanan darbe girişimi sonrası ÖYP kapsamında atanan araştırma görevlilerinin sanki tamamının FETÖ üyesi oldukları gibi bir algı oluşturulmuş ve 674 sayılı KHK ile ÖYP’li araştırma görevlileri 2547 sayılı kanunun 33/a maddesinden 50/d statüsüne geçirilmiş ve kadro güvenceleri ellerinden alınmıştır.
Burada düzenleme yapılırken hiçbir ayrım gösterilmemesi ve tüm ÖYP’li araştırma görevlilerinin kadro güvencelerinin alınması hukuka uygun değildir. Çünkü, mahkeme kararıyla sınav sorularının birçok kişiye sızdırıldığı tespit edilen KPSS Genel Yetenek-Genel Kültür sınavında bile hükümet 670 sayılı KHK ile sınav sorularını ve/veya cevaplarını hukuka aykırı bir şekilde sınav öncesinde ya da sınav sırasında elde ettiği tespit edilen kişilerin atamalarının iptal edilmesine yönelik düzenleme yapmıştır.
Bu çerçevede, bu yasal düzenlemenin yapılmasındaki esas amaç ALES ve YDS sorularını sızdırarak ÖYP kapsamında atanan araştırma görevlilerini üniversitelerden temizlemekse şayet bunun çözümü bütün ÖYP’lilerin 50/d’ye geçirilmesi değildir. Bunun yolu tüm ÖYP araştırma görevlilerinin durumlarının tek tek üniversitelerince incelenmesi ve FETÖ ile irtibatlı olduğu tespit edilenlerin akademiden temizlenmesidir. Diğer masum ve alnının teriyle üniversite kadrolarına zar zor girebilen ÖYP’lilerin vebaline girilmemelidir.
Ayrıca, ÖYP sistemi içerisinde birçok farklı kriterde olan araştırma görevlileri bulunmaktadır. Bunlar:
1- Dil eğitiminde olanlar,
2-Dil eğitimini geçip YÖK’ün kontenjan ilan etmesini bekleyenler,
3-Dili geçemeyip görev süresi içerisinde geçmeyi bekleyenler,
4-Üniversitesinde yüksek lisans/doktora programı olmadığı için 2547 sayılı Kanunun 35 inci maddesi uyarınca başka bir üniversiteye görevlendirilenler,
5-Üniversitesinde yüksek lisans/doktora yapanlar,
6-Yüksek Lisans eğitimi bittiği için YÖK’ün kontenjan ilan etmesini bekleyenler,
7-Doktora eğitimi bittiği için kadrosunun bulunduğu üniversiteye dönüş süresince olanlar
8-Doktora eğitimini bitirip üniversitesinde Arş.Gör.Dr olarak görev yapanlar.
Görüldüğü gibi sayabildiğimiz sekiz farklı durumda olan ÖYP araştırma görevlileri bu sistem içerisinde görev yapmakta olup, bu kadar farklı durumda olan kişilerin tek maddelik bir düzenlemeyle hayatları alt üst olmuştur.
1 yorum