Sadece “Kütüphanecilik Bölümü” Mezunlarının Anlayabileceği 8 Şey

Sadece “Kütüphanecilik Bölümü” Mezunlarının Anlayabileceği 8 Şey

listelist.com internet sitesinde Dilek Uğuden adlı bir yazar “Sadece “Kütüphanecilik Bölümü” Mezunlarının Anlayabileceği 8 Şey” başlığı altında Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nde okuyan öğrencilerin, bölümün ne olduğuna dair çok sık rastladığı soruları bir yazı ile ele almıştır. Yazı şu şekilde başlamakta ve aşağıdaki maddeler ile de devam etmektedir: “Türkiye’de “Kütüphanecilik Bölümü” var arkadaşlar, hem de 1954’ten beri var. Yalnızca 2002’den itibaren bölümümüzün ismi “Bilgi ve Belge Yönetimi” olarak değiştirildi. Ancak bilgi ve belge yönetimi denildiğinde, bölümün içeriği anlaşılmadığı için yazımızın başlığında bile “kütüphanecilik” şeklinde kullanmak durumunda kaldık!

Yıllar geçtikçe sayıca çoğalan biz bilgi ve belge yönetimi mezunları, 4 yıl boyunca hem okulumuza gidip geldik, hem de bölümümüzü insanlara anlatmak için bakın nelerle uğraştık:

2 yıllıktı değil mi o bölüm?

Evet 2 yıllıktı; ama yaklaşık 60 sene önce; “şimdi ise 4 yıllık ve bazı üniversitelerde hazırlık dahil 5 yıl eğitim verilmektedir”. Kaldı ki 2 yıllk olsaydı bile okul okumamış mı olacaktık, diye serzenişte bulunarak yeri geldi önlisans mezunlarını savunduk.

Tam olarak ne yapıyorsunuz ki siz?

Evet bllgi, belge falan deyince akıllarda net bir şeyler oluşmuyor, haklıydınız. Bizler de bu yüzden bu soruyu duyduğumuz anda, yaptığımız isle ilgili kafanızda bir şeyler oluşsun diye bölümümüzün adını “kütüphanecilik” olarak türkçeye çevirdik.

Kitap mı dizeceksin raflara?

Sırf anlaşılabilelim ve bir sonraki soru gelmesin diye bölümümüzü sadece kütüphaneye indirgedik. Ancak asla yeterli olmadı. Kütüphaneciler sadece kitap dizmez, raftan çektiğin o kitabın bir hikayesi var, demedik diyemedik. Başımızı öne eğdik, gülümsedik…

Ne güzel, hep kitap okuyorsundur sen

Okuduğumuz okul, okul sayılmadı; yaptığımız iş mi zor olacak? Dünyanın en zor işi değildir muhakkak ama her alan gibi bizim alanımızın da zorlukları var. Ve her çalışan insan gibi bizler de çalışmaktan kitap okumaya fırsat bulamayabiliriz bazen. Dedik, dedik ama… İnandıramadık.

Her şey dijitalleşiyor, kütüphane mi kaldı?

Kütüphanelerin artık kullanılmadığını düşünen bir kitle var ki, hep bizimle uğraşıyor. Kendisi her bilgiye akıllı telefonundan ulaşıyor ya, o yüzden harcadı hemen 900 yıllık geçmişi. Teknoloji gelişiyor ve dijitalleşmeden kaçınılamaz elbet, ancak bu bizim işsiz kalacağımız anlamına da gelmiyor. Hatta dijitalleşme süreci bizzat bizlerin elinden geçecek. İnanın biz sadece kitap dizmiyoruz.

4 yıl boyunca ne öğretiyorlar ki size?

Bir de 4 yıl sürecek kadar ne öğrendiğimizi merak edenler var. Vaktim vardı okudum, diyemiyoruz. Uzun uzun anlatmaktansa “Osmanlıca öğreniyoruz!” diyoruz. Havalı ve zor geliyor insanlara. Aslında çok kolay ama olsun. Hatta bölümde halen okumakta olan arkadaşlarımızın kulağına da küpe olsun bu tavsiyemiz; biz bunun ekmeğini yedik, siz de yiyiniz!

İsteyerek mi tercih ettin bu bölümü?

“O kadar mı kötü yahu?” diyesi geliyor insanın. Bölümümüze yanlışlıkla veya sadece bir üniversite okumuş olmak için girenler olduğu doğrudur. Ancak bilinçli bir şekilde tercih etmiş olanlarımız da var. Ayrıca çok da kötü değil bölümümüz. Tanısan seversin tadında.

Benim de –yazıyla bir- (sayıyla da 1) arkadaşım o bölümü okuyordu ama kim hatırlayamadım

Sizin de kütüphaneci arkadaşlarınız var, hepsi de çok iyi insanlar değil mi? Kalbimizi kırıp sonra bir de bu şekilde gönlümüzü almaya çalışanlar var. Bilmiyorum dese kırıcı olacak ya, o yüzden yedi kuşak ötedeki kütüphaneci yakınını hatırlıyor. Oralara bir yerlere dikkatli bakarsanız siz de yakınlardaki kütüphaneci yakınınızı bulabilirsiniz.

Kaynak: http://listelist.com/

Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü’nü tercih edecek öğrenciler için genel bilgiler

6 comments

comments user
metehan

bu erkin denen arkadaşın tuzu kuru galiba bir de bazı şahsiyetsizlerce kendi mesleğini dahi yapmasına izin verilmeyen askari ücrete talim eden meslektaşlarını görse yatıp kalkıp haline dua eder kardeşim senin o beğenmediğin iş için ben 40 takla atarım kıymetini bil .

comments user
saçma adam

Geri kafalı müdürlerimiz ve hocalarımız oldukça bu bölümde böyle devam edecek.. kusura bakmayın dost acı söyler

comments user
saçma adam

Bence Adamlar haklı yan gelip yatıyoruz ve bunda samimiyim….

comments user
tusak

evet bu bakış açısından dolayı olmalı ki kütüphane daire başkanlığı ve şube müdürlükleri bölüm mezunu olmayanlara veriliyor. bari bu haklarımızı verseler

comments user
Aylin

Yapmayın arkadaşım ya, o kadar da fena değil gerçekten. Tamam kabul edelim çok hareketli bir işimiz yok. (devlet memuru olarak kütüphanecilik yapıyorsan tabii ki) İnsanların gözünde insanlığa yararlı bir iş de yapmıyoruz. O bahsedilen önce krediyle ev almalar, araba almalar, emekli ikramiyesiyle düğün yapmalar her memurun standart hayat şekli denebilir. Bizim mesleğimize indirgemek çok da doğru olmasa gerek.
Yeni kazanan, atama bekleyen sevgili arkadaşlar olumsuz yorumları okuyup keyfinizi kaçırmayın lütfen. Şanslıysanız kütüphaneci bir idareciyle çalışırsınız. Size, mesleğinize, yaptığınız işe değer veren yöneticiler olur başınızda. Toplantılar oluyor sıklıkla, mümkün mertebe onlara katılmaya çalışın. Yeni meslektaşlarla tanışın, deneyimlilerin tecrübelerinden yararlanın. Toplantılar mesleğiniz için de sizin için de gerçekten çok faydalı. İlk gittiği toplantıda tanışıp yıllardır görüşen meslektaşlarımız var. İletişim de çok önemli, sosyal medya kullanıyorsanız kütüphaneci arkadaşları ekleyin. Mutlaka ilerde işinize yarar.
Sevgili Dilek Hanım’ın değindiği her maddeyi en az birkaç defa yaşayacaksınız emin olun. En yakınlarınız da soracak, alışveriş yaptığınız esnaf teyze de soracak. Buna yapacak bir şey yok. Siz mesleğimizin her şeye rağmen güzel olduğunu unutmayın. Emin olun eğlenceli hale getirecek pek çok imkan var. Kullanmasını bilin yeter.
Sevgiyle kalın.

comments user
Erkin

Sakin ve emekli gibi bir yaşam istiyorsan meslek çok iyi. 2500-3000 arası alırsın ve çoğu yerde emekliliği bekleyerek günlük rutin çalışmanı sergilersin. Ama mutlu musun bu soru sorulmalı.

Kendi yaşıtların başka işler yaparlar, işletme muhasabe v.b. bilirler ve daha streslilerdir. İyi kazanan arkadaşların vardır. Ayda 5000 tl yi gören bilişimci arkadaşın vardır.Yada dış işlerinde uzman arkadaşın. Maaşı bir yana bırak, başka insanlar yararlı bir şeyler yaparken, doktora yaparken, amerikaya post-doc a giderken; sen “300 alanında noktalı virgül mü koyulur, koyulmazmı?” derdinde dolaşan birçok kafası 40 sene öncede kalmış dinazor kütüphaneci ile uğraşırsın. Sen tınlamazsın ama onlar için çok önemli bir olaydır bu.

Günler böyle geçer. Önce kredi ile ev alırsın, arkasından bir kesene göre bir araba. Eşin çalışırsa 2 ve 3. evler gelebilir. Onlardan birisi yazlık olabilir. Genellikle Didim, Aydın, Kuşadası, Mersin tercih edilir. Orada daha uygundur ev fiyatları çünkü. Emekli ikramiyesi çocuk evlendirirken “bilezik” parasına dönüşür. Belki bir umreye gidebilirsin. Hayat böyle akar gider…