Geleceğin Kütüphanesi (Future Library)
İskoç sanatçı Katie Paterson’ın 100 yıl sürecek bir çalışması. Bu çalışma, farklı yazarların 100 yıl sonra okurlarıyla buluşacak yazılarının gelecek için saklı tutulması ve basılması için dikilen 1000 ağaçtan oluşuyor. Margaret Atwood ise bu proje için seçilen ilk yazar. Norveç’in Oslo şehrinde 1000 tane ağaç dikildi. Bu ağaçlar 100 sene sonra ilk kez okunacak çeşitli yazarların yazılarının basılması için kağıt üretiminde kullanılacak. Her sene bir yazarın seçileceği bu çalışmada, yazarların yazdığı metinleri kimse okuyamayacak ve 100 sene boyunca güvenli bir odada saklı tutulacak. Future Library Vakfı’nın seçeceği yazarlar, döneminin önemli yazarları arasından seçilecek. Yazarları seçecek olan insanlar ise 4 senede bir değişecek ki farklı sesler de bu çalışmada yerlerini bulsun.
Bu oldukça ilginç sanat çalışması için ilk yazar olarak seçilen Margaret Atwood çalışmayla ilgili şöyle bir açıklamada bulunmuş: “Bu girişimin bir parçası olmaktan dolayı gurur duyuyorum ve mutluyum. Bu proje en azından insanların yüz yıl sonra da buralarda olacağına inanıyor! Geleceğin Kütüphanesi on yıllar boyunca birçok insanın ilgisini çekecek, insanlar ağaçların büyümesini izleyecekler, etraflarında ne olup bittiğine şahit olacaklar ve yazarların kapalı kutularda ne yazdığını tahmin etmeye çalışacaklar.” 2015’te yapılacak bir tören ile Margaret Atwood yazdığı metni teslim edecek.
Metinler bu çalışma için 2018 yılında özel olarak tasarlanacak bir odada saklanacak. Katie Paterson tarafından tasarlanan oda ormanı gören bir manzaraya sahip olacak, yazarlar ve çalışmalarının ismi ziyaretçiler tarafından okunabilecek ancak yazıları görme şansları olmayacak. Bu yüzyıllık çalışmaya destek olan Oslo şehri, sanatçı ve Geleceğin Kütüphanesi Vakfı (Future Library Trust) ile birlikte çalışarak 1000 ağaçtan oluşan ormanın ve metinlerin 2014’e kadar korunmasını üstlenecek.
Geleceğin Kütüphanesi ve 100 yıl sonrası
Geleceğin Kütüphanesi birçok insan tarafından “Ben okuyamayacaksam ne anlamı var?” gibi yorumlara maruz kaldıysa da kanımca gerçekten çok hoş ve ilgi çekici bir çalışma olmuş, oluyor ve olacak. Elbette herkes kadar ben de yazarların 100 yıl sonra yazdıklarını okuyacak insanlara ne gibi şeyler yazdığını merak ediyorum. Beni ayrıca meraklandıran bir diğer konu ise yazarların vakfa teslim ettiği metinleri kimsenin okumaması, orada çalışanlar ve hatta sanatçının bile bu metinleri okumayacak olması. Böylesi bir durumda yazarlara inanılmaz bir özgürlük düşüyor. Politikadan mı bahsedecekler, dinden mi,aşktan mı, savaşlardan mı, çevre kirliliğinden mi? Yoksa sadece küçük öyküler ya da büyük romanlar mı yazacaklar? Sansüre maruz kalmadan, gelecek nesillere nasıl bir mesaj verecekler acaba?
Margaret Atwood’un çalışmayla ilgili videosunu aşağıda bulabilirsiniz.
Kaynak: http://kitaplikkedisi.com/
Yorum gönder