Kitaptan, kütüphaneden bahsedildi; Kütüphaneci’nin adı bile geçmedi!

Kitaptan, kütüphaneden bahsedildi; Kütüphaneci’nin adı bile geçmedi!

Gömülü resim için kalıcı bağlantı4.Sosyal Bilimler Teşvik Ödül Töreni ve Kitabın Medeniyeti ve Kütüphaneler Şurası’nda “Kütüphaneler” hakkında konuşulan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu şunları söyledi: “Modern kütüphanecilik sistemleri arasında yer alan radyo frekanslı tanımlama sistemini Türkiye’de ilk kullanan kütüphane niteliği taşıdık. Yayıncı sertifikasına sahip olan partiden biriyiz. 2011’den beri Türkiye Toplu Kataloğu (TO-KAT) üyesiyiz. Bu niteliğiyle de 4 yıl önce Sosyal Bilimler Teşvik Ödülü başlatarak hem kütüphane sahibi olan hem de bilimsel ödülü ilk defa gündeme getiren bir parti olma niteliğiyle Türk siyasi hayatında özel ve mütena bir yere sahip olduk. Davutoğlu, 2002’de 1 milyon 900 bin kitap barındıran Milli Kütüphane’nin şu anda 3 milyon 400 bin kitaba sahip olduğuna dikkati çekerek, “2004’te dijital koleksiyona geçen Milli Kütüphane’de bugün toplam 6 milyon 700 bin dijital içerik var. 330 el yazması ve matbu nadir eser, 140 bin eski harfli, Osmanlıca bir anda yabancı dil gibi düşünenlere söylüyorum, güzel Türkçemizin tarihi versiyonu gazeteyi ve 753 farklı türde kaynağı koruma altına aldık” ifadelerini kullandı.

-Yeni kütüphaneler açılacak

Türkiye’de bin 124 halk kütüphanesi bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, “İnşallah bu sene içinde de 10 kütüphane açacağız. Muş, Burdur, Uşak, Siirt, Çanakkale, İzmir, Denizli ve Ankara’da” dedi. Kütüphanlerin halk tarafından en iyi şekilde değerlendirilmesini ümit ve rica ettiğini dile getiren Davutoğlu, “Kütüphanelerimizin sadece devlet yetkililerinin ya da özel günlerde öğrencilerin ziyaret ettiği yer olmaktan çıkmalı. Tarihi kütüphaneleri mutlaka ziyaret etmeliyiz. İstanbul’da Köprülü Kütüphanesi’nde lisedeyken saatlerimi geçirirdim. Oraya oturduğum zaman, o güzel ortamda, zihniniz açılır, feyziniz açılır. Ders çalışırken dahi hazların en büyüğünü alırsınız. Belki sınıfta bazen sıkıcı gelebilecek dersler, o ortamda başka güzel gelir” şeklinde konuştu. Davutoğlu, ayrıca 12 yılda 12 gezici kütüphaneyi hizmete aldıklarını, 15 gezici kütüphanenin ise gelecek yıl hizmet vermeye başlayacağını bildirdi.

-Yazma eserler

Türk kültürünün diğer kültür ve medeniyetlerden farklarından birinin de yazma eserler olduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti: “Kütüphaneler bu anlamda önemli mekanlar hepimiz için. Sık sık kurguluyorum. Kitap aynı zamanda estetiktir. Şehrin estetiği mimaridir, insanın estetiği ahlaktır, evin estetiği kitaptır, kalemin estetiği hattır. Kütüphaneler var diye, evimizi kitaplardan aman yoksun bırakmayalım. Bir ev kitaptan yoksun diye kitaplar bir şey kaybetmez ama o evin sahibi, çocukları, atmosferi esas kaybeden olur. Bu anlamda 2010’da Türkiye Yazma Eserler Başkanlığını kurduk. 17 yazma eser kütüphanesi ki, İstanbul, Bursa, Diyarbakır, Edirne, Kayseri, Konya, Sivas başta olmak üzere toplam bugün 428 bin yazma eser bulunmaktadır.”

-”Kitaba ve kütüphaneye önem veren bir partiyiz”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ar-Ge Başkanı Ekrem Erdem, parti olarak üniversitelere tez ve makalelere ödül verdiklerini söyledi. Geleneksel hale gelen AK Parti 4. Sosyal Bilimler Teşvik Ödülleri Töreni’nin Mart ayındaki Kütüphane Haftası ile birleştirildiğine işaret eden Erdem, böylece törenin daha anlamlı yapıldığını düşündüklerini anlattı. Erdem, hazırlanan bütün tezler ve makalelerin değerli ve saygıya layık olduğunu vurgulayarak, programda üç makale ve tezin ödül alacağını kaydetti.

Kitaba ve kütüphaneye önem veren bir parti olduklarını ifade eden Erdem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı doğrultusunda AK Parti Genel Merkezi’ndeki kütüphanenin hem teşkilata hem halka hizmet verdiğini belirtti.

“Kitaba ve kütüphaneye değer veren bir hükümet ve parti, en son alımlarda (tıkla ve gör) ne kadar önem verdiğini herkese gösterdi ve öyle bir gösterişti ki bu, tüm meslektaşlarımız mağdur oldu. Nicelik olarak bahsedilenler belki doğru olabilir; fakat açılacak olan kütüphanelere “nitelikli kütüphaneci” alınmadıktan sonra isterseniz milyonlarca kütüphane açılsın, milyonlarca kitap gelsin!!! Buraları “modern kütüphane” yapacak kişiler “meslektaşlarımızdır“, oradan buradan sürgün gönderilip kütüphanelerin kadrolarını dolduran kişiler değil!!! Kütüphanelere “Kütüphaneci” gerek Sayın Başbakan!!!@bbyhaber”

 

2 comments

comments user
alteran

http://www.memurlar.net/haber/506716/

bundan sonra yorum olmaz artık.

comments user
Meral Alakuş

Sevgili Meslektaşlar,

Bu durum biraz da biz Kütüphanecilerin kabahati değil mi? Kendimizi teknolojinin büyüsüne kaptırıp, mesleğimizin aslı olan konu, içerik, tanımlama ve bilginin denetimi niteliklerine uzak kaldık. Radyo frekanslı tanımlama sistemi, bilgisayarlar, programlar hep bilginin depolanması ve bilgiye çabuk erişimi sağlar. İçerik / Bilgi ancak kütüphanecinin (insan usu) akıl ve bilgi birikimi ile mümkündür. İşte Kütüphaneci onun için önemlidir.

Toplu kataloglarımız hala düzensiz, konu balıkları ve anahtar sözcükler dizinlerimiz yok, henüz Türk yazar ve bilim insanlarının adları için yazım standartları ve kuralları saptanmış değildir. Konu başlıkları dizinleri ise ise çoğunlukla İngilizce’den yapılan çevirilerdir. Milli Kütüphane’de kişi-coğrafik “Adların denetimi” sağlanamadığı için bunlara ancak çesitli noktalardan erişim sağlanıyor, diye söylenmişti bana.

Türkiye’de 1,124 (yanlış mı okudum) kütüphane varmış, ama Diyanetin açıklamasına göre (2014) tam 84,684 cami varmış. Olsun elbette, ama halkın bu dünyayı yaşamak için kitaplara da ihtiyacı yok mu? Bu sayının birbirine yaklaşık düzeyde olması gerekmez mi?

Konuşmada 1 milyon 900 bin kitap barındıran Milli Kütüphane’nin şu anda 3 milyon 400 bin kitaba sahip olduğuna dikkat çekilmiş, ama benim bildiğim kadarıyla, kitap ve sürely yayınlar hala Dewey Onlu Sistemi uyarınca konu numaralarından aranmaktadır. Konu başlıkları erişimi yoktur. Sanıyorum bu sistem gelişmiş dünyada uygulanan tek örnektir. Hangi teknoloji bu kitaplara ve makalelere doğru ve eksiksiz erişimi sağlayacaktır. Teknolojiye ne verirsen onu alırsın, çabuk alırsın da eksik bilgi alırsın, yapılan araştırma ise hiçbir zaman tam olmaz.

Yayıncı sertifikasına sahip olmak bir parti, banka, şirket, vb. için bir özellik olabilir, ancak hala kitaplarımızın için düzgün indeksleme standartları yoktur. Gerektiğinde kitapların içeriğine konu temelinde erişmek için kişisel özel notlar ekleyerek çare bulmaya çalışıyoruz. Gelişmiş ülkelerde özellikle bilimsel (scholarly) kitaplar düzenli indeksleri olmadan yayınlanmazlar.

“Şehrin estetiği mimaridir, insanın estetiği ahlaktır, evin estetiği kitaptır, kalemin estetiği hattır.” Güzel söze ne denir, ama umarım evlerde oluşturulan kütüphaneler de insanların kendi ilgi alanlarına göre ve yararlı kaynaklardan oluşur. Kitap evimizi estetiği olarak değil, eğitim-öğrenim araçları olarak değerlendirilmelidir.

Umarım ileride BİLGİ TOPLUMUNA geçmeyi hedefleyen hükümet bu sorunların çözümü için destek verir ve KÜTÜPHANECİLERDEN yararlanarak çağdaş yöntemlerin kurulmasına olanaklar sağlarlar.
Kütüphanecilere Sevgiler,
Meral Alakuş
Emekli Kütüphaneci