Kütüphaneciliğin Halkla İlişkiler Boyutu

Kütüphaneciliğin Halkla İlişkiler Boyutu

Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Hizmetleri Başkanlığı’ndan Doç. Dr. Erol Yılmaz, kütüphanecilik ve halkla ilişkiler hakkında yaptığı çalışmalarla ilgili Anadolu Üniversitesi Kütüphane ve Dökümantasyon Merkezi’nde konferans verdi. Konferans, 4 Mart Çarşamba günü Anadolu Üniversitesi Kütüphane ve Dökümantasyon Merkezi Yılmaz Büyükerşen Okuma Salonu’nda gerçekleşti.

Konuşmalarına öncelikle kütüphanecilik kelimesinin toplumumuzda çok karşılığının bulunamadığını söyleyerek başlayan Doç. Dr. Yılmaz, ‘’Mevcut durumuyla kütüphanecilik alanının, sahne önüne çıkmasında problemler yaşanıyor. Halkla ilişkiler işine başladığımdan beri hep saf değiştirerek ilerledim. Mesela halkla ilişkilerde çalışan bir insan olarak kütüphanelere giderken, her zaman kütüphanelerin halkla ilişkiler kısmında eksiklik olduğunu sezebiliyordum. Bunun sebebi de kütüphane kültürüne sahip olmamamız. Sonra baktım ki bu işte, insan hep arka planda kalıyor ve mutfak boyutu öne çıkıyor. Bu iş biraz daha insana yönelik yapılmalı’’ şeklinde konuştu.

Yaptığı konuşmanın ardından Doç. Dr. Erol Yılmaz, halkla ilişkilerin tanımı, amacı, tarihçesi ile ilkelerini; iletişim ve halkla ilişkilerin boyutlarını; bilgi merkezlerinde halkla ilişkilerin amacı ve tarihçesini ve “Türk Kütüphaneciliği ve Halkla İlişkiler” adlı çalışmasını slaytlar eşliğinde, katılımcılara aktararak bazı kısımlarda halkla iletişimin kurulması gerektiği uygulamalı olarak anlattı.

Konferans slaytların ve uygulamaların ardından sonuç ve önerilerin anlatımıyla sona erdi.

Kaynak: http://e-gazete.anadolu.edu.tr/

1 yorum

comments user
Ali

“Çok sevdiğim mesleğimi akademide yani teorisyen olarak yerine getirmeyi çok istiyor ve bunu daha birinci sınıftan başlayarak dillendiriyordum. Tabi söylemek kalmıyor, kendimi de gerek akademik başarı olarak gerekse de araştırmacılık anlamında yetiştirmeye çalışıyordum. Herkes nasıl çalışır bilemem ama ben derslere ve verilen her bir seminer ödevine beni biraz daha geliştiren ve dolayısıyla ilk hedefim olan araştırma görevliliğine biraz daha hazırlayan, yaklaştıran bir araç olarak bakıyordum. Hiç ara vermeksizin mastır ve doktoraya devam edişim de biraz bundandır.

Ancak, ayrıntısına girmek istemediğim için kısaca belirtmek isterim ki, tüm gayretlerime rağmen yetersiz görülmüş olmalıyım ki, bunun zeminini bulamadım.Buna karşın, sanki akademinin içerisindeymişçesine bilimsel çalışmalarımı sürdürmeye gayret ettim. Halen de çalışmalarımı sürdürmeye çalışıyorum.”

Bizde hocam 8 senedir çalışıyoruz, masterda yaptık ama mesleğimizi ileriye taşıyamadık.Ne yaptık en sonunda? Uluslararası ilişkiler okuyarak, oradan hayatımıza devam etmeye çalışıyoruz ve uzmanlığımızı da oradan almak istiyoruz. Çünkü senede 2-3 uzman kadrosu ancak geliyor.