Bilimsel dergilerin yüzde 30’u Başkent Ankara’da

Bilimsel dergilerin yüzde 30’u Başkent Ankara’da

Anadolu Üniversitesi öğretim üyelerinden, TUYED Ar-Ge bölümünden Prof. Dr. Nazmi Kozak tarafından hazırlanan Türkiye Akademik Dergiler Rehberi-2014 başlıklı bir kitap yayınlandı. Detay Yayıncılık tarafından basılan kitapta ülkemizde yayınlanan 1679 bilimsel dergiye ait bilgiler yer alıyor. Kitaptaki bilgilere göre ülkemizdeki bilimsel/akademik dergilerin yüzde 30’u Ankara’da yayınlanıyor. Türkiye Akademik Dergiler Rehberi-2014 kitabı 672 sayfadan oluşuyor. Ciltli olarak hazırlanan kitap Detay Yayıncılık yayınları arasında piyasaya çıktı. Bilimsel/akademik dergiler konusunda 1997’den beri beşer yıllık aralıklarla dört ayrı araştırma gerçekleştirilen Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi, TUYED Ar-Ge bölümünden Prof. Dr. Nazmi Kozak’ın “Türkiye Akademik Dergiler Rehberi-2014” kitabı piyasaya çıktı.

Prof. Dr. Kozak, bu çalışma ile Türkiye’de yayımlanan bütün bilimsel/akademik dergilerin eksiksiz bir envanterini ortaya çıkarmanın yanı sıra, dergiler ve dolayısıyla ülkemizdeki bilimsel gelişmeyi de incelemeyi amaçladığını vurguladı. Hazırladığı kitabın üniversitelerdeki öğretim üyelerinin bilimsel/akademik dergilerle ilgili ihtiyaç duydukları bilgileri sağlamasını umduğunu söyleyen Prof. Dr. Kozak, dünyada benzeri olmayan bu araştırma dizisinin ileride Türk bilim tarihini yazacaklar için de katkı sağlayacağını düşündüğünü belirtti.

Bilimsel dergilerin yarısı sosyal alanlarda yayınlanıyor

Prof. Dr. Nazmi KOZAK tarafından hazırlanan Türkiye Akademik Dergiler Rehberi-2014 başlıklı kitapta yer alan bilgilere göre bilimsel/akademik dergilerin yüzde 50,8’i (861 dergi) sosyal bilimler alanlarında yayınlanıyor. Sağlık bilimleri yüzde 25,4 (430 dergi), teknik bilimler yüzde 7,9 (154 dergi) ve matematik ve fen alanlarında yayınlanan dergilerin oranı ise yüzde 4,7 (79 dergi).

Bilimsel/akademik dergilerin yüzde 43,4’ü (736 dergi) Türkçe-İngilizce olmak üzere iki dilli yayınlanıyor. Türkçe yayınlanan dergilerin oranı yüzde 30,5 (517 dergi), dergilerin yüzde 14,7 (249 dergi) ise İngilizce yayınlanıyor (249 dergi).

Araştırma sonuçlarına göre bilimsel/akademik dergilerin yalnızca yüzde 22,8’i (387 dergi) kağıda basılı olarak yayınlanıyor. Öte yandan, bilimsel dergilerin yüzde 49,3’ü (835 dergi) hem kağıda basılı ve hem de online ortamda yayınlanırken, dergilerin yüzde 19,2’si (325 dergi) tümüyle online ortamda yayınlanıyor.

En fazla dergi Ankara’da

Araştırma bulgularına göre en fazla bilimsel/akademik dergi Ankara’da (511 dergi) yayınlanırken, Ankara’yı 459 dergi ile İstanbul izliyor. En çok bilimsel/akademik derginin yayınlandığı diğer iller şu şekilde sıralanıyor: İzmir (75 dergi), Konya (43 dergi), Elazığ (27 dergi), Bursa (26 dergi), Isparta (25 dergi), Eskişehir (25 dergi), Erzurum (22 dergi), Sakarya (20 dergi), Malatya (16 dergi), Diyarbakır 17, Mersin (16 dergi) ve Antalya (15 dergi) dergi. Bu arada 62 derginin ise yayımladığı yer belirlenemedi.

İstanbul Üniversitesi 56 dergi ile önde

Bilimsel/akademik dergilerin yüzde 43,5’i üniversitelerce yayınlanırken, yayınevleri tarafından yayınlanan dergilerin oranı yüzde 15,5, derneklerin oranı yüzde 19,4 ve özel kişilerin oranı ise yüzde 4,2 şeklinde sıralanıyor. En çok dergi 56 dergi ile İstanbul Üniversitesi tarafından yayınlanırken, bu üniversiteyi sırasıyla 44 dergi ile Ankara Üniversitesi, 30 dergi ile Hacettepe izliyor. En çok bilimsel dergi yayınlayan diğer üniversiteler ise şu şekilde sıralanıyor: Gazi Üniversitesi (29 dergi), Süleyman Demirel Üniversitesi (24 dergi), Selçuk Üniversitesi (20 dergi), Dokuz Eylül Üniversitesi (19 dergi), Marmara Üniversitesi (18 dergi), Atatürk Üniversitesi (17 dergi), İnönü Üniversitesi (13 dergi), Cumhuriyet Üniversitesi (12 dergi), Ege Üniversitesi (12 dergi), Fırat Üniversitesi (11 dergi) ve Düzce Üniversitesi (10 dergi).

Bilimsel dergi alanı bütünüyle denetimsiz

1997 yılından bu yana bilimsel/akademik dergiler konusunda beşer yıllık aralıklarla dört ayrı araştırma gerçekleştirilen Prof. Dr. Nazmi Kozak, bilimsel dergi yayımcılığının dergi sayısının artmasıyla denetimi zor bir alan haline geldiğini açıkladı. Bilimsel dergi yayını ile ilgili uygulamaların Türkiye ve dünyada akademik çevrelerin iç denetimine bırakıldığı açıklayan Prof. Dr. Kozak, 2002 yılından sonra bilimsel makalelere akademik yükseltmelerde yüklenen işlevin bu alandaki keyfiyetin inanılmaz boyutlara ulaşmasına yol açtığını söyledi.Bilimsel süreli yayıncılık alanında ULAKBİM tarafından 1990’ların başından itibaren Türk Tıp Dizini ile başlayan önemli birtakım çalışmaların yapıldığını, ancak bu çalışmaların dergiler üzerindeki yaptırım gücünün kapsadıkları dergilerle sınırlı kaldığını açıklayan Prof. Dr. Kozak,bilimsel dergilerin nitelikleri ilgili olarak akademik yükseltmelerde görev alan jüri üyelerine önemli bir sorumluluk düştüğünü belirtti.

“Günümüzde bilimsel dergi çıkarmak o kadar kolaylaştı ki; bir domain satın alınarak, bir hosting kiralanarak herkes bilimsel dergi çıkarabiliyor artık”diyen Prof. Dr. Kozak konuyla ilgili şu bilgileri veriyor: “Dergicilik çok da ucuza geliyor! İstediğiniz adı verebiliyorsunuz; ‘uluslararası dergi yayınlıyorum’ diyerek bütün makaleleri Türkçe yayımlayabiliyorsunuz. Adı İngilizce, yayımlanan bütün makaleleri Türkçe olan pek çok ‘uluslararası dergimiz’ var! Hatta durum öyle boyutlara ulaştı ki, biri çıkıp dergisinin ilk sayısına ‘Yıl 5, Sayı 1′” diyebiliyor.”

Denetim yapan biri veya bir otorite olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Kozak “Uluslararası dergi olmanın ölçütleri nedir? diye sorduktan sonra şunları söylüyor: Uluslararası makale olmanın ölçütleri nedir? Belli değil. Herkes kendi kuralını koyuyor. “Elbette bilimsel yayıncılık teamüllerine uyan pek çok online dergi var; bunları ayırmak lazım. Bilimsel dergilerin niteliği konusunda bütün sorumluluk akademik yükseltme jürilerinde; haliyle her bir jüri üyesinin alanıyla ilgili bütün bilimsel/akademik dergiler konusunda ayrıntılı bilgiye sahip olamaması, sorunu içinden çıkılmaz kılıyor. Örneğin ülkemizde sosyal bilimler alanında 861 bilimsel/akademik dergi yayınlanıyor, dolayısıyla sosyal bilimlerin herhangi bir alanındaki bir akademisyenin bütün bu dergiler hakkında bilgili olması beklenemez.”

Prof. Dr. Kozak, 17 yıldır bilimsel/akademik dergicilik alanında araştırmalar yapıyor. Türkiye’deki bilimsel/akademik dergilerin tamamı hakkında bilgisi olmasına rağmen, bazen kendisine gelen bir doçentlik jürisinde o zamana kadar hiç rastlamadığı dergiler olabildiğini belirtiyor. Prof. Dr. Kozak’a göre, bilimsel yayıncılık alanında 2000’li yılların başından itibaren bilimsel teamüllere pek de dikkat etmeyen dergilerin sayısı artmaya başladı. 2000’li yılların ortasından sonra online dergi sayısında hızlı bir artış yaşandı. Bilimsel dergilerin internet ortamında cüzi giderlerle online yayımlanabilmesi, bu alanda denetimi bütünüyle ortadan kaldırdı. O nedenle, özellikle online bilimsel dergiler üzerine birtakım kuralların getirilmesi gerektiği belirtiliyor. Mevcut online dergilerin bir bölümünün internet sayfalarında irtibat adresi olarak bir tek e-posta adresi var; posta adresi yok, telefonu yok, nerede yayımlandığı belli olmayabiliyor. Araştırma, ISSN’si hatta yayıncısı bile belirtilmeyen pek çok derginin olduğunu ortaya çıkardı.

Prof. Dr. Kozak, araştırmayı yaparken bir kişi çok sayıda online derginin editörü olarak görünebildiğine tanık olduğunu anınsattıktan sonra “Nasıl zaman bulup bu kadar çok sayıda hakemli dergide editörlük yapabiliyorlar, anlamak çok zor! Bu tür dergilerin hakem-denetimli olma koşullarını hakkıyla yerine getirdikleri hakkında ciddi kuşkularım var” diye ekliyor.

 Güleriz ağlanacak halimize

 Tarandıkları indekslere göre bilimsel dergilere atfedilen değeri (puanı) elde etmek için yanlış veya bilimsel etik kurallarına uygun olmayan birçok uygulama olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kozak, “Öyle örnekler var ki, güler misiniz, ağlar mısınız? Örneğin bir arkadaşlık sitesi olan ‘FriendFeed’i, herkesin bildiği ‘Google Scholar’ı, ‘PHD Library’ı, bir dergi rehberi olan ‘Ulrich’s Periodical Directory’ı ‘indeks’ gibi gösteren çok sayıda bilimsel dergi var” diye uyarıyor.

Üniversite kütüphanelerinin internet adreslerini yazıp bunu ‘indeks” olarak gösteren dergiler olduğunu belirten Prof. Dr. Kozak, “Kütüphanelere bilgi bankası içeriğinde ‘makale pazarlayan’ veri tabanlarında yer almayı ‘uluslararası dergi’ olmalarının ‘ispatı’ olarak ‘indeks’ gibi gösteren öyle çok dergi var ki! Atıf indeksi, alan indeksi ve veri tabanı kavramları içinden çıkılmaz bir şekilde karışmış/karıştırılmış vaziyette. Özellikle alan indeksi konusu büsbütün kontrol dışı bir uygulama; neredeyse her dergi ‘uluslararası alan indeksi’ni kendi belirliyor. Bütün bu indekslerin ve veri tabanlarının listesine Türkiye Akademik Dergiler Rehberi-2014 başlıklı kitabımda ayrıntılı bir tablo olarak yer verdim. Daha başka nelerin alan ‘indeksi’ gibi gösterildiğini görmek isteyenler kitabın ekinde 14 sayfadan oluşan tabloyu inceleyebilirler” diye açıklıyor.

Kaynak:http://www.aktifmedya.com/