Bir asır kütüphaneci: Türker Acaroğlu
AYDIN İLERİ* Kitapla ve kütüphanelerle ilgilenmenin bir bilgeliği ve ölümsüzlüğü var sanki. Size ülkemizin yaşayan en eski kütüphanecisinden bahsedeceğim. Siz bu satırları okurken tam “Bir Asır Kütüphaneci” unvanını alacak Türker Acaroğlu. Kendisine sağlıklı bir hayat dileyerek 100. yaşını kutluyorum. 100 yılık yaşam serüvenin 99. yaş gününde tanıdım Türker Bey’i. Çalıştığım Maltepe Üniversitesi Kütüphanesi’ne kitaplarının bağışlaması ile başladı tanışma serüvenimiz. Türkiye’nin ikinci derleme müdürü, kendisi için sayılacak o kadar çok unvan var ki; kütüphaneci, kaynakçacı (bibliyografyacı) dokümantarist, derlemeci, çevirmen, halkbilim uzmanı, yazar…
Türker Acaroğlu’nun kütüphanemize bağışladığı, kendisine ait, evi dışında bir depoda bulunan üç bine yakın kitabın bu büyülü yolculuğu yazılmaya değer.
Maltepe Üniversitesi’nde göreve başladığım ilk günlerde kütüphaneci olarak iş önceliğim o kitapların acilen rafa çıkmasıydı.
Eylül 2013’te Türker Acaroğlu’nun 99. yaş gününe yetiştirmek için kolları sıvadık. Doğum gününde kendi adına açılan bir kütüphanenin hemen girişinde ailesi ile birlikte 99. yaş günü pastasını kestik. En büyük dileklerinden birisi yaşarken kendi adına bir kitaplığın olması idi, o dileğini gerçekleştirdik.
Kütüphanecilik mesleğine sevdalı 99 yaşında bir çınarın kütüphanesinde gördüklerim, rastladığım belgeler, edebiyatımızın ustalarından adına imzalı kitapların adları yazmakla bitmez gibi.
Kitapların içerisinden, kutulardan çıkan bine yakın fotoğrafta, Milli Kütüphane günlerinden; Ankara Kumrular’daki Milli Kütüphane önünde Halide Edip Adıvar ile çekilmiş fotoğrafı, Milli Kütüphane ilk çalışanları ve ülkemizin ilk kütüphanecileri ile çalışma fotoğraflarını, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Ankara K-kitabının içine TBMM antetli kağıt ile yazdığı mektubu bulmak hazine bulmaya eş değerdi, mesleğe daha da bağladı beni. Türk Kütüphaneciler Derneği Kurucusu, bir numaralı üyesi ve aktif dernekçilik yapan Türker Acaroğlu bugün hayata dalya diyor. Biz yeni nesil kütüphaneciler Türker Acaroğlu’ndan bayrağı devralarak mesleği prestijli saygın yerine taşıma çabasındayız. Maltepe Üniversitesi ve Türk Kütüphaneciler Derneği olarak önümüzdeki günlerde Acaroğlu için bir günlük bilimsel etkinlik yapacağımızın müjdesini vereyim sizlere. Siz bu satırları okurken Avcılar’a doğru yola çıkacağız. Elimizde pasta ve çiçeğimizle Türker Acaroğlu’nun kapısını çalacağız. Sizlerin de selamı ile “Bir Asır Kütüphaneci”nin elini öpeceğiz. Geçen ay Evrensel Yayınları’ndan basılan çevirisini üç-dört ay önce bitirdiği Bulgar Partizan romanlarını imzalatacağız.
Türker Acaroğlu kimdir?
21 Eylül 1915 Bulgaristan Deliorman bölgesi Razgard doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Bulgaristan’da tamamlar. Yayın hayatı ile 1930’da Sofya’da günlük bir gazetenin dizgi çalışmaları ile başlar. 1931 yılında Varna’dan Balıkesir Erkek Öğretmen Okulu’nun orta bölümünde (Parasız Yatılıya) öğrenci olur. Eğitim hayatına üç yıl kayıpla devam eder. Balıkesir yerel gazetelerinde köşe yazıları ve çevirileri yayınlamaya başlar. (1934) Öğretmen Okulu Kütüphanesi’nde Türk ve Dünya Edebiyatı’na önemli eserler veren yazarların eserleriyle tanışır. Öğretmen okulunu Adana Öğretmen Okulu’nda 2 yıl okuyarak tamamlar.
Öğretmen olarak ilk ataması Erzurum’un Pasinler (Hasankale) ilçesinedir. Erzurum’da da yerel gazetelere yazmaya devam eder. Ulusal yayın yapan Ulus gazetesinde yazıları yayımlanmaya başlar. 1938 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Türkçe Edebiyat Bölümü’nü kazanır. 2 yıl sonra mezun olur.
Diplomasında Hasan Ali Yücel imzası vardır. Varlık dergisinde yazıları ve çevirileri yayınlanır. İkinci Dünya Savaşı dönemine denk geldiğinden 36 ay İstanbul’da askerlik yapar. Öğretmenlik görevine geri döner 2 yıl Sarıkamış, 7 yıl Ankara Cebeci’de öğretmenlik yapar. 1946 -47yılında kütüphanecilik mesleği ile tanışır. Dönemin Milli Eğitim Bakanlığı Yayım Müdürü Adnan Ötüken’in DTCF’de açtığı kütüphanecilik kursuna katılır. 1948’de mezun olur. Aynı yıl Milli Kütüphane Hazırlık Bürosu’nda gönüllü çalışmaya başlar. 1950’de kütüphanecilik, bibliyografya ve dokümantasyon alanında eğitim alması için Fransa’ya gönderilir. 1952’de eğitimini tamamlayarak geri döner. Merkezi İstanbul’da olan Basma Yazı ve Derleme Müdürlüğü kurucusu Selim Nüzhet Gerçek’in ardından bu göreve atanır. Daha sonraları ilgili bakanlıklar bünyesinde Milli Kütüphane’de çalışır. Çevirileri, araştırmaları ve bibliyografya çalışmaları artar. Ulusal basında yazmaya İstanbul Radyosu’nda kültür, kitap ve derlemeleri konusunda programlar yapmaya başlar. Derleme çalışmalarına, çeviri çalışmalarına ara vermeden devam eder. 1974 yılında 59 yaşında iken kamu görevlerinden emekli olur. Emeklilik yaşamından sonra 100 yaşına geldiği bu güne kadar 41 yıl durmadan üretir.
Eğitim yaşamında Arif Nihat Asya, Ahmet Kutsi Tecer, Nurullah Ataç, Abdulbaki Gölpınarlı öğretmeni olur. Onlardan aldığı edebi birikimi, Kiril alfabesini anadili gibi bilmesi, Fransa’da aldığı eğitim ve deneyimle başarılı çalışmalar yapar. 40’a yakın özgün eseri, yüzlerce çeviri yazıları bulunmaktadır.
*Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkan Yardımcısı
* Okul Kütüphanecileri Derneği Başkanı
Kaynak: http://birgun.net/
Yorum gönder