Hazine değerindeki Osmanlı arşivi ıslandı
İlk Odatv gündeme getirdi. 19 Temmuz tarihinde İstanbul’da yağan şiddetli yağmurun, hazine değerindeki Osmanlı Arşivleri binasındaki belgelere zarar verdiğini yazdık. Zira Osmanlı Arşivleri binası “sel tehdidi” uyarılarına rağmen İstanbul Sultanahmet’ten Kağıthane’ye taşınmıştı. İşte bu haberimiz arşivcilerin deneyimleriyle maalesef doğru çıktı:
Belgeler ıslaktı!
Yaklaşık 1 yıl önce açılışı yapılan yeni Osmanlı Arşivleri binası Kağıthane deresine olan yakınlığı ve bir o kadar merkeze uzak oluşu sebebiyle tartışmalara sahne oldu. Şimdilerde, özellikle Haziran ve Temmuz ayından itibaren görülen yağışlardan sonra arşivlerde korkulan başa geldi. Araştırmacılar bazı belgelerin ıslak ya da nemli geldiğini belirtiyorlar.
Başbakan Erdoğan 2 Haziran 2013’te binanın açılışını yapmıştı. Fakat daha üzerinden bir sene geçmişken korkulan başa geldi, dere yatağına yapılan arşivin yağmurlardaki durumu herkesi kaygılandırdı. Sosyal medya üzerinden paylaşılan fotoğraflara göre arşiv deposunun üzerindeki çimlik alan 2 Haziran 2014’teki yağmurda su altında kalmıştı.
1. MAHMUD BELGESİ ISLAK GELDİ
Dün ise tarihçilerin kullandığı bir e-posta grubuna arşivde istediği belge ıslak bir halde gelen M.S. adlı araştırmacının yazdıkları, olayın vehametini gözler önüne serdi. Diğer araştırmacılar da benzer durumlarla karşılaştıklarını, belgelerin kimi zaman nemli geldiğini söylüyorlar. Erdoğan bina açılışını yaparken “Bu depolara monte edilecek raflar tam 130 kilometre uzunluğunda. Hemen hemen buradan Sakarya… Yırtılan, ıslanan, böcekler tarafından tahrif edilen belgeler, defterler, kitaplar burada rahatlıkla tamir edilebilecek.” sözlerini sarf etmişti.12 bin metrekarelik bu alanın hem kullanışsız hem de belgeler için oldukça riskli bir arazi olduğu bir yıl içinde ortaya çıktı.
Araştırmacının ses getiren e-postası ise şöyle: “Bugün arşivlerde bayağı tatsız bir olayla karşılaştım. Bunu hem sizinle paylaşmak hem de bu konuda görüşlerinizi almak isterim. Bir suredir gelen dökümanların nemli olduğu konusunda tevatur kabilinden sözler duyuyor, inanmak istemiyordum. Ancak bugün Ali Emiri koleksiyonundan gelen I. Mahmud dönemi belgeleri ıslak denilebilecek surette geldi. Özellikle bir tanesinin sol tarafindaki yazı var ile yok arasinda denilebilir. Orada görevli F.’ye belgeyi gösterdiğimde, kendisi kontrol ederken eline mürekkep lekesi bulaştı diyeyim, gerisini siz düşünün. Diğer görevli arkadaşlar da birbirine baktı, biz bu konuda bir şey diyemiyoruz siz en iyisi bir dilekçe yazın dediler.
Hemen müdüre çıktım, kendisi ilgilendi. Benimle beraber aşağıya gelip, belgeleri kontrol etti. Bazılarına bunlar eskiden olmuş dedi ama biraz önce bahsi geçen belgeyi görünce suratı asıldı, Ali Emiri koleksiyonu diye not etti. Şimdi eger bu münferit bir olay ise, yazık olmus deyip geçebiliriz (ancak bunlar büyük depolarda tutulduğuna göre, aynı akibeti paylaşan birçok belge daha olmalı).”
DURUM ÇOK CİDDİ
Bir başka araştırmacı ise durumun vehametini şu sözlerle anlatıyor:
“Haziran ayında benim de başıma öyle bir şey geldi. Bir önceki gün istediğim belgelere ertesi gün dokunduğumda ciddi ciddi nem vardı. Nemi belgenin kendisinde ve belgenin konulduğu dosyada hissetmemek mümkün değildi. Bu arada arşivin durumu ile ilgili olarak E.A çok çalışıyor. Epeyce de dilekce yazdı bununla ilgili. Twitter’da bunun fotoğraflarını paylaştı. Sanırsam İstanbul içinde birkaç toplantı da yaptılar. Böyle durumlar da belgenin veya o anki durumun anında fotoğrafını çekmek lazım. Bunlar daha sonra kanıt yerine geçecek. Geçtiğimiz günlerde şiddetli yağan yağmurda birçok arkadaş arşiv tavanlarından akan suyun altına okuma salonlarında konulan kovaları fotoğrafladı. Yani durum çok ciddi. Bir şeyler yapmak gerekmekte.”
Kaynak: http://www.odatv.com/
Yorum gönder