Türkiye’de yeni bir sektör: Tez Yazımı!!!

Türkiye’de yeni bir sektör: Tez Yazımı!!!

Üniversitelerde yıl sonu yaklaşırken son sınıf öğrencilerini tez telaşı sardı. Lisanstakiler okulu bitirip iş hayatına atılmanın, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ise akademik kariyerlerinde bir üst basamağa adım atmanın hayalindeler. Geleceğe dair hayaller farklı olsa da bu dönemde tüm öğrencilerin kabuslarının adı ortak: Tez. İşte bu ortak kabus, Türkiye’de yeni bir sektör yarattı: “Tez yazımı”.

Her şey profesyonelce

Tez merkezi adı altında kurulan merkezler, internetteki ilan sitelerine “Tez yazılır” ilanı verenler öğrencilerin yerine tezlerini yazıyorlar. Bu süreçte öğrencilere tek düşen; konu belirlemek, hoca ile görüşmeleri yürütmek ve gerekirse saha araştırmasını yapmak. Fiyatlar lisanstan doktora tezine doğru orantılı yükseliyor. Tez aşamasında bir öğrenci olarak ‘merkezler’i aradığımızda ilk dikkatimizi çeken son derece profesyonel yaklaşımları oluyor. Karşı taraf isminizi dahi sormadan talebinizi alıyor. Ardından gelen ilk soru: “Konunuz nedir?” Sonra bunu sırasıyla “Ne kadar süremiz var?”, “Araştırma yöntemi olarak anket mi yoksa derinlemesine mülakat mı kullanacaksınız?”, “Hangi okuldansınız?” soruları takip ediyor.

‘Bu konuya 250 sayfa yeter’

Eğer konunuz, hakkında fazla çalışılmamış bir konuysa biraz endişeyle yaklaşıyor fakat tez yazım kadrolarında bunu halledebilecek yetide kişiler bulunduğunu söylüyorlar. Daha sonra sıradaki soruya geçiyoruz: “Ne kadar süremiz var?” Normalde Türkiye’de toplam doktora süresi dersler ve yeterlilik sınavı ile birlikte 4 yılken, hemen tüm merkezler 1 yılın bir doktora tezini sıfırdan yazmak için yeterli olduğunu vurguluyor. Sürede anlaştıktan sonra detaylara giriyoruz. “Tezinizde saha araştırması olacak mı?” sorusu geliyor. “Derinlemesine mülakatlar yapacağım” deyince hepsi saha araştırması kısmını yapmadıklarını belirtiyorlar. ‘Uzmanlaşmış’ merkez yetkilileri kimi zaman akıl da veriyorlar. Bir merkez yetkilisi, “Derinlemesine mülakat yapacağım” yanıtını aldığında, “Neden derinlemesine mülakat? Anket daha kolay. Öyle yapın” diyor. “Hoca istedi” deyince de “Türkiye’de mülakat analizi konusunda uzman pek isim yok, bu süreyi uzatır ama yapabilecek arkadaşlar var ekibimizde” yanıtını veriyor. Aynı kişi araştırma yöntemine müdahale etmekle kalmayıp devamında sayfa sayısında da görüş belirtiyor. “Biliyorsunuz bir doktora tezi yani yaklaşık 300-400 sayfalık bir tezden bahsediyoruz” dediğimizde yanıtı net: “Bu konu için 200 bilemedin 250 sayfa yeter.”

Tüm bu konuşmaların ardından sıra tezini yazdırmak isteyen öğrencinin sorularına geliyor. İlk soru tabii ki fiyat. Doktora tezi için verilen alt fiyat 7 bin TL civarındayken 10 bin TL’ye kadar çıkabileceği belirtiliyor. Yüksek lisans tezleri içinse ortalama fiyat 1500 TL.
Tezi yazanla tanışmak yasak. Öğrenciden gelen, “Tezimi kim yazacak” sorusunun cevabı ise son derece ‘gizemli’. Söz konusu doktora ise tezi, bir yardımcı doçentin yazacağını söylüyorlar. Lisans ya da yüksek lisans tezi söz konusu olduğunda ise yazanlar genellikle yüksek lisans ya da doktora öğrencileri oluyor.

Fakat söz konusu özellikle doktora tezi olduğunda tezi yazan kişiyle iletişim kurmanız yasak. Çünkü yazanlar akademisyen oldukları için deşifre olmak istemiyorlar. Ne onlar kimin tezini yazdıklarını ne de siz tezinizin kimin tarafından yazıldığını asla bilmiyorsunuz. Akademi etiğini baştan sona ihlal edenlerin konuşmalar sırasında yaptıkları ortak etik vurgu ise son derece çarpıcı: “Tezinizde asla kopyala yapıştır olmayacak, bütün alıntıların referansları belirtilecek.”

‘Bu durum devleti dolandırmaktır’

Hukukçular, uygulamanın tamamen hukuka aykırı olduğunu söylüyorlar. Fikir ve sanat eserleri hukuku konusunda uzmanı Avukat Filiz Ceritoğlu Sengel, durumun hem yazan hem de yazdıran için hukuk dışı olduğunu söylüyor. “Eğer tezin başkası tarafından yazıldığı ispatlanırsa kişi aldığı unvanı kaybeder. Ayrıca tezi yazan kişi kendisinin yazdığını ispatlarsa, o tezin kitaplaştırılması durumunda kazanılacak tüm maddi gelir ile manevi her türlü hak yazana ait olur” diyen Sengel, “Ayrıca her iki taraf için de ortaya çıkması durumunda cezai müeyyidesi var. Bu şekilde siz bir devlet kurumunu dolandırmış oluyorsunuz” diyor. Sengel, tezlerin Türkçe’den İngilizce’ye çevrilmesi durumunun ise farklı olduğunu, burada sadece tercüme yapıldığı için konunun yasal ve kabul edilebilir olduğunu belirtiyor.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/