Taşra kütüphaneleri sahipsiz kaldı

Taşra kütüphaneleri sahipsiz kaldı

Bakanlığın 2001-2011 yılları arasında daha iyi hizmet vermesi için belediyelere devrettiği kütüphanelerde herhangi bir denetim yapılmazken, bu mekanların pek çoğu personel eksikliğinden, binaların başka faaliyetler için kullanılmasından ve ilgisizlikten dolayı kapalı. 1950’li yıllarda genç bir kütüphaneci olan Mustafa Güzelgöz, Ürgüp Tahsinağa Kütüphanesi’nde göreve başlar. Nevşehir’de ulaşılması zor engebeli yolları aşarak, kütüphaneden aldığı kitapları civardaki köylerin halkına eşekle taşıdığı için “Merkepli Kütüphaneci” lakabıyla anılmaya başlar. Namı yurtiçine ve yurtdışına yayılan Güzelgöz, bu gayretinden ötürü pek çok ödüle layık görülür. Güzelgöz’ün bu hikayesi, Fakir Baykurt’un Eşekli Kütüphaneci adlı romanına bile konu olur. 2005’te vefat eden Merkepli Kütüphaneci’nin bu gayreti hafızalarda yerini koruyadursun, artık yakın zamanda özellikle Anadolu’daki ilçe ve beldelerde kütüphane bulmak giderek zorlaşacak, zira Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yerel yönetimlere devrettiği kütüphaneler sahipsiz durumda.

Resmi rakamlara göre Türkiye genelinde bakanlığa bağlı hizmet vermekte iken 2001-20011 yılları arasında protokolle yerel yönetimlere devredilen kütüphane sayısı 321. Bu kütüphanelere ulaştığımızda ise pek çoğunun personel eksikliğinden, ilgisizlikten ve binaların başka faaliyetler için kullanılmasından dolayı kapalı durumda olduğu bilgisini edindik. Bu ‘tabela’ kütüphaneleri belediyelerin yönetimine geçtikten sonra herhangi bir denetime tabi tutulmamış. Devredilen kütüphanelerde bir sistem bütünlüğünün olmaması, kütüphanelerin işleyişini aksatırken, belediyelerin ilgisizliği bu mekanları kaderleriyle baş başa bırakmış.

Avrupa’nın pek çok şehrinde kütüphaneler yerel yönetimlere bağlı olarak faaliyet gösteriyor. Bakanlığın kütüphaneleri yerel yönetimlere devretme kararında bu örneklerin de etkisi var. Çünkü büyükşehirlerdeki kütüphaneler, hem halkın ilgisi hem de personel ve imkan sağlandığı için faaliyetlerini kolayca sürdürebiliyor. Fakat taşra kütüphanelerini bakanlığın takip etmesi ve geliştirmesi fiziki ve maddi zorluklar taşıyor. Yerinden yönetim ilkesi gereği belediyelerin bu kütüphaneleri daha işlevsel hale getireceği fikri teorik olarak doğru görünse de kitap ve kütüphaneye olan ilginin sınırlı olduğu ülkemizde bu, pratiğe aktarılamıyor. Oysa Avrupa’da en küçük beldelerde bile zengin, bakımlı ve işleyen kütüphaneler bulunuyor. Türkiye’de büyük şehirlerdeki kütüphaneler faaliyetlerini daha kolay sürdürürken, Anadolu’daki pek çok kütüphane sıkıntı yaşıyor. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Erkin Yılmaz, kütüphanelerin devredilmesinden sonra kendi yönetim alanlarından çıktığını belirterek, önümüzdeki günlerde yeni bir devrin söz konusu olmadığını söylüyor. Kütüphaneler ve Yayımlar eski Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge Kula, yapılan devirlerin siyasi bir karar üzerine değil, gereklilikten doğduğunu fakat kütüphanelerin devrinden sonra bunların verimliliği ile ilgili herhangi bir denetim yapılmadığını ifade ediyor. Türk Kütüphaneciler Derneği Başkanı Ali Fuat Kartal ise “Belediyelerin devredilen kütüphaneleri açık tutması gerekiyor fakat kimi belediyeler gücü olmadığı için ilgilenemiyor ve hatta bazılarını kapatıyor.” diyor.

DEVİR, UZUN SÜRE TARTIŞILDI

Kütüphanelerin yerel yönetimlere devrinin hikayesi hayli eski. Devir, Atilla Koç’un bakanlığı sırasında, 2004’teki Kamu Yönetimi Reformu Yasa Tasarısı kapsamında gündeme gelir. 2008’de ise Meclis’e gelen “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Bazı Taşra Kuruluşlarının İl Özel İdareleri ve Belediyelere Devredilmesi İle Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı” ile kütüphanelerin devri konusunda ısrar sürer, bakanlık pek çok eleştiri alır. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2008’de yaptığı bir konuşmasında, “Elbette Kültür Bakanlığı’nın kütüphaneleri tamamıyla gözden çıkarması gibi bir durum söz konusu değildir. Milli Kütüphaneler, yazma eserler, Milli Kütüphanelerle ilgili bütün bu ağ elbette Kültür Bakanlığı içindedir ama Anadolu’da kütüphane değil, belki kitap evi, okuma evi denebilecek olan çok sayıda doğrudan bakanlığa bağlı ünite var. Acaba bütün bunları bir yerel yönetim merkezindeki, ücra köşesindeki okuma evi, kitaplık denecek şeyi buradan yönetmeye kalkmak doğru mudur? Yoksa bir ölçüde oradaki yerel yönetimlerle, yerinden yönetim anlayışıyla paylaşmak, hizmeti daha halkın ayağına götürmek ve yerel katılımı sağlamak olmaz mı?” der. Gündeme getirildiği günden itibaren pek çok tartışmayı beraberinde getiren bu devrin, çeşitli dönemlerde yasalaştırılması girişiminde bulunulsa da tepkilerden dolayı bu gerçekleşmez. Bakanlık yasa ile gerçekleştiremediği bu devir işlemi için protokol yoluna başvurur. İl kütüphanelerini kendi hizmet alanında bırakan bakanlık, ilçe ve beldelerdeki pek çok kütüphaneyi yerel yönetimlere devreder. Bakanlık tarafından hazırlanan ve 11.1.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Halk Kütüphaneleri Yönetmeliği’nde kütüphanelerin devri ve denetimiyle ilgili şu iki madde yer alıyor: 1) “Çeşitli nedenlerle hizmet veremeyen kütüphaneler, hizmetlerini sürdürmesi koşuluyla, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına bir tutanak çerçevesinde bakanlıkça devredilebilir.” 2) “Devredilen kütüphaneler, il kültür ve turizm müdürlükleri ile il halk kütüphanesi müdürlükleri işbirliğiyle izlenir. Tutanak koşullarının yerine getirilmemesi durumunda, devredilen kütüphanenin her türlü taşınırı il içinde ihtiyacı bulunan başka kütüphanelere bakanlık onayı ile devredilir.”

“RESMİ OLARAK GÖZÜKÜYOR FAKAT BÖYLE BİR KÜTÜPHANE YOK”

Yerel yönetimlere devredilen kütüphanelere ulaştığımızda üzücü bir tablo ile karşılaştık. Telefonla ulaşabildiğimiz görevlilerden aldığımız cevaplar şöyle: İzmir Bölcek İl Halk Kütüphanesi: “Bir yıl kadar oldu kapanalı, faal değil. Hem kütüphane memurumuz da emekli oldu. Yapacak bir şey yok. Zaten belediyemiz de yakında kapanacak.” Aydın Horsunlu Halk Kütüphanesi: “Kütüphane ile ilgilenen bir arkadaş yok. Nasıl bir kitap aradığınızı bilmiyorum ama sizin için kütüphaneyi açarız. Aradığınız kitabı kendiniz bulmanız lazım.” Bayburt Arpalı Halk Kütüphanesi: “Resmi olarak gözüküyor, fakat yok böyle bir kütüphane. Adı var sadece, hiç açılmadı.” Artvin Kendirli Halk Kütüphanesi: “Saat 15.00 ile 17.00 arasında hizmet veriyoruz, gelirseniz yardımcı oluruz.” Yozgat Eymir Halk Kütüphanesi: “Kütüphanemiz yok ki, belediyede vardı sonra tüm kitaplarını okula bıraktı, okul kullanıyor şimdi ama halk kütüphanesi yok artık.” Ankara Avşar Halk Kütüphanesi: “Kitaplar duruyor ama kütüphane aktif değil. Bala ilçesindeki kütüphaneye gidebilirsiniz.”

Yerel yönetimlere devredilen kütüphanelerin durumlarının pek iç açıcı olmadığı kesin. Sahipsiz kalan bu kütüphaneler bakanlık tarafından herhangi bir denetime tabi tutulmazken, belediyelerin de mevcut işleyişi, eleman yetersizliği ve maddi imkanları göz önünde bulundurulduğunda ilçe ve beldelerde kütüphanelerin bir bir kaybolacağını söylemek hiç de zor olmasa gerek. Halkın kütüphanelere ilgisizliği de devam ettikçe kütüphaneler taşradan yavaş yavaş silinecek gibi görünüyor. Küçük ilçelerde, beldelerde bile fakültelerin, meslek yüksekokullarının açıldığını, buralarda yüzlerce öğrencinin bulunduğunu düşünürsek, ortaya büyük bir çelişki çıkıyor.

Prof. Dr. Onur Bilge Kula-Kütüphaneler ve Yayımlar eski Genel Müdürü : Belediyelerdeki mevcut işleyiş bu devre hazır değil

“Görev yaptığım süre içerisinde yapılan devirler alınmış bir siyasi karar üzerine olmadı. Bu tamamen gereklilikten olmuştur. Yerel yönetimlere devredilen kütüphanelerin sayısı hiç yüksek bir sayıda olmadı, bu yüzden kütüphanelerin devrinden sonra bunların verimliliği ile ilgili herhangi bir denetim de yapılmadı. Hiçbir siyasi dönemle ilişkilendirmeden söylüyorum, Cumhuriyet döneminde en az ilgilenilen kurumlar kütüphaneler olmuştur. 1100’den fazla kütüphane açılmış fakat gerek kütüphanelerin donanımı, sayısı, halkın buralardan yararlanması ve personel sayısı açısından herhangi doğru dürüst bir çalışma yapılmamış. Türkiye’de 330 kütüphaneci çalışıyor. Nüfus ve kütüphaneci sayısına baktığımızda büyük bir orantısızlık çıkıyor. Eğitilmiş, işini bilen ve seven bir kadro geliştirmek lazım. Bizdeki mevcut kadronun büyük bir kısmı emeklilik aşamasına geçmiş. İlçe kütüphanelerinin yerel yönetimlere devredilmesi çok yanlış bir düşünce değil, fakat yerel yönetimler devraldıkları kütüphaneleri geliştirmeyi bırakın, varlığını sürdürmesine bile olanak hazırlamıyorlar. Belediyelerdeki mevcut işleyiş bu devre hazır değil, bu konuda milli bir politikamızın olması gerekir. Devredilen kütüphanelerin ne kadarı kütüphane olarak hizmet veriyor, hizmet verenler de ne kadar kütüphaneye uygun hizmet veriyor? Bu ikisinin yerinde gözlemlenmesi ve bakanlığın böyle bir çalışmayı gerekli görmesi gerekir.”

Ali Fuat Kartal, Türk Kütüphaneciler Derneği: Yerel yönetimler kütüphaneleri kapatmak zorunda kalıyor

“Kütüphanelerin devri yerel yönetim anlayışına uygun bir politika ve biz dernek olarak bu görüşü savunuyoruz. Fakat bazı sorunlar var ülkemiz açısından. Bizde yerel yönetimler henüz kütüphane olgusuna çok yakın değiller. Şu andaki kanunlara göre belediyelerin kütüphane kurmasının önünde herhangi bir engel yok ama bunun başarılı örneklerini sadece İstanbul ve Bursa gibi illerde görebiliyoruz. Onun dışında diğer illerdeki belediyeler bu anlayıştan uzak. Kütüphanesi ile övünecek başkanların olduğu bir ülkeyi görebileceksek kütüphanelerin yerel yönetimlere devredilmesinin taraftarıyız. Bakanlıktan yerel yönetimlere devreden kütüphanelerin dernek olarak pek çoğunu biliyoruz. Meslektaşlarımızla görüştüğümüzde o kütüphanelerin tamamına yakını şu anda işlemez, yani kapatılmış durumda. Bakanlık buralara yeteri kadar eleman sağlayamadığı için yerel yönetimlerce buralar kapatılmak zorunda kaldı. Protokole göre belediyelerin bu binaları açık tutması ve personel istihdam etmesi gerekiyor fakat kimi belediyelerin bu noktada gücü olmadığı için ilgilenilmiyor ve kütüphaneler kapatılıyor. Halkın talebinin de bu kütüphanelerin kapanmasında büyük bir etkisi var. Halkın kütüphanelere sahip çıkması lazım. Bu kültür maalesef henüz bizde gelişmedi. Biz dernek olarak her kütüphanede en az mesleki eğitim almış bir kütüphanecinin olmasını istiyoruz.”

İllere göre yerel yönetime devredilen kütüphaneler

Adana: 10

Adıyaman: 3

Afyonkarahisar: 33

Aksaray: 7

Amasya: 7

Ankara: 3

Antalya: 11

Artvin: 1

Aydın: 10

Balıkesir: 4

Bartın: 1

Bayburt: 3

Bilecik: 1

Burdur: 1

Bursa: 5

Çanakkale: 1

Denizli: 11

Düzce: 1

Edirne: 5

Erzincan: 2

Erzurum: 9

Eskişehir: 5

Gaziantep: 1

Giresun: 1

Hatay: 2

Iğdır: 2

Isparta: 9

İstanbul: 4

İzmir: 5

Kahramanmaraş: 1

Karaman: 10

Kastamonu: 1

Kayseri: 7

Kırıkkale: 3

Kırklareli: 1

Kırşehir: 13

Konya: 29

Kütahya: 7

Malatya: 1

Manisa: 6

Mardin: 1

Mersin: 5

Muğla: 5

Nevşehir: 3

Niğde: 7

Ordu: 4

Osmaniye: 2

Rize: 2

Sakarya: 3

Samsun: 4

Sivas: 1

Şanlıurfa: 2

Tekirdağ: 1

Tokat: 8

Trabzon: 8

Van: 2

Yalova: 1

Yozgat: 11

Zonguldak: 4

Yıllara göre Türkiye’deki kütüphane sayısı

2000: 1.340

2001: 1.350

2002: 1.275

2003: 1.350

2004: 1.367

2005: 1.144

2006: 1.178

2007: 1.162

2008: 1.156

2009: 1.149

2010: 1.136

2011: 1.118

2012: 1.112

Kaynak: http://www.memurlar.net