Yerel hafızamız yok oluyor!

Yerel hafızamız yok oluyor!

 Türkiye’nin il merkezlerinde seyrek olarak ama özellikle ilçe merkezlerinde sıkça rastlanılan sorun yerel gazetelerin arşiv yapılmaması. İl veya ilçe merkezli çıkan gazetelerin bulundukları yerlerdeki halk kütüphanelerine çıktıkları gün gazete bırakmaları kanun gereği zorunlu ancak denetim ve kanun uygulanması olmadığı için iş sadece gazete sahiplerinin duyarlılığına kalmış. Ancak yerel gazeteleri her nüsha için bin ila beş bin lira arasında para cezası bekliyor.

İlçelerde Kaymakamlıklar, il de ise Valilikler yerel gazetelerin arşivlenmesine dikkat göstermedikleri gibi ‘Derleme Kanunu’ kapsamında öngörülen müeyyideleri de uygulamıyor. Düzen böyle olunca da iş gazetelerin duyarlılığına kalıyor.

Türkiye’nin şimdi anlaşılmayan ama ileriki yıllarda kanayan yarası olacak bu konuyu uzmanlarla konuştuk. Gazetelerin derlenmesi kapsamında Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü ile Milli Kütüphane’den bu konuda ciddi uyarı geldi! İşte tarihi sorumluluk ve Derleme Kanunu’nun yaptırımları…

HALK KÜTÜPHANELERİ NE DİYOR?

Haber7.com olarak Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerindeki Halk Kütüphaneleriyle görüşmelerimizde ortak kanı şöyle: “Yerel gazetelerin bir kısmı arşivlenirken bir kısmı ise kaybolup gidiyor. Kanunu ciddiye alan yok iş sadece duyarlılığa kalmış. Arşivlenme il kapsamında daha ciddi yürütülürken, ilçelerde neredeyse hiç önemsenmiyor. Gazetelere yazı yazdıklarını ancak bir kısmının getirdiğini bir kısmının ise getirmediği ifade ediliyor. Gazete bırakma zorunlulukları varken, bazı gazetelerin bunu yapmadığı gibi birde halk kütüphanesinden abone ücreti istedikleri ortaya çıkıyor. Kanunun gerektiği gibi uygulanması dahilinde gelen cezalarla birlikte gazetelerin sağlıklı bir şekilde arşivlenebileceğini ifade ediliyor. İlginç bir konu da ilçe veya il halk kütüphanelerinin gazetelerin sorumlulukları olduğu halde gazete bırakmadıklarında suç duyurusunda bulunamamaları. Çünkü kütüphanenin memur veya müdürü gazetenin kendilerine karşı yapacakları yıpratma politikasından korkuyor.”

KÜTÜPHANELER VE YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ: KANUN VAR, ARŞİV ZORUNLU

Yerel gazetelerin derlenmesi konusunda Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nden Haber7.com’a yapılan açıklamada açıkça kanun işaret edildi. Açıklamada şu sözlere yer verildi: “Bilindiği üzere, Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu 22.02.2012 tarihinde kabul edilerek 29.02.2012 tarih ve 28219 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Adı geçen Kanunla ilişkili Yönetmelik, Kanunun yayım tarihinden itibaren altı ay içerisinde 29.08.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Kanunun 8. maddesinin (ç) bendine göre, yerel ve bölgesel gazeteleri ikişer nüsha derlenerek, bir adedi Millî Kütüphaneye, bir adedi de yayımlandığı ilde bulunan il halk kütüphanesine gönderilmesi gerekmektedir. Bu madde gereğince, yerel ve bölgesel gazetelerin hem Milli Kütüphanede hem de yayımlandığı ilde bulunan il halk kütüphanesinde derlenmesi zorunludur.”

YATIRIM KİM TARAFINDAN UYGULANACAK? CEZASI NE?

Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü açıklamasında, Derleme Kanunu çerçevesinde gazetelere uygulanacak cezaya da yer verdi. Gazeteleri bekleyen ceza şöyle: “Kanunda yer alan sorumluluklarını yerine getirmeyen derleme mükelleflerine, derlemenin yapıldığı yerdeki en büyük mülki amir tarafından uygulanacak yaptırımlar bulunmaktadır. Buna göre, gazeteleri 15 gün içerisinde derleme birimlerine veya derleme müdürlüğüne eksiksiz ve hatasız olarak teslim etmeyen mükellefler her gazete nüshası için bin Türk Lirasından beş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası ile cezalandırılır. Cezaya itiraz ve cezaların tahsili işlemleri, derlemenin yapıldığı yerdeki en büyük mülki amir tarafından yürütülür.”

GAZETE, ABONELİK ÜCRET İSTEYEBİLİR Mİ?

Öte yandan ilçe veya il merkezli çıkan bazı yerel gazetelerin halk kütüphanelerine gazete bırakma karşılığında abonelik ücreti istediklerine rastladık. Bu soruna yine Derleme kanunu kapsamında Kütüphaneler Genel Müdürlüğü açıklık getirdi: “Derleme nüshaları tamamen ücretsizdir. Derleme mükellefleri, gazeteler için ve gazetelerin derleme birimlerine teslim edilmesi sürecinde ortaya çıkan kargo vb. masraflar için hiçbir şekilde ücret talep edemezler” denildi.

MİLLİ KÜTÜPHANE: BİR NÜSHA BİZE GELMEK ZORUNDA

Milli Kütüphane, Derleme Kanunu kapsamında yaptığı açıklamada, denetimin Kütüphaneler ve Yayımlar genel Müdürlüğü İl Halk ve İlçe Halk Kütüphaneleri işbirliği tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti.

Açıklamada şu sözlere yer verildi: “2527 sayılı Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu 21.06.1934 yürürlüğe girmiş ve bu kanun kapsamında, 2012 yılına kadar sınırlı tür ve sayıda yayın derlenmiştir. Ayrıca eski yasanın cezai ve idari yaptırım gücü yetersiz olduğundan değiştirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Bunun üzerine Bakanlığımız 6279 Sayılı Çoğaltılmış Fikir ve sanat eserlerini Derleme Kanunu çıkarmış ve 22.2.2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulmasını sağlamıştır. Derleme Kanunu kapsamında, ulusal derleme hizmetlerinin koordinasyon ve denetimi Kütüphaneler ve Yayımlar genel Müdürlüğü İl Halk ve İlçe Halk Kütüphaneleri işbirliği tarafından gerçekleştirilmektedir. İlgili Kanunun 8. Maddesinin ç bendine göre; ‘Yerel ve bölgesel gazeteler ikişer nüsha derlenerek, bir adedi Millî Kütüphaneye, bir adedi yayımlandığı ilde bulunan il halk kütüphanesine gönderilir’ hükmü mevcuttur.”

“YAPILAN HUKUKİ BİR AYIPTIR, SUÇ İŞLENİYOR!”

Arşivin yapılmamasını tarihi hafızayı yok etme operasyonu olarak adlandıran Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner Arabacı, olayın fevkalade anormal bir durum olduğunu söyledi.

Kanunun olduğunu ama uygulamanın olmadığını söyleyen Arabacı, “Basın arşivi yapılmadığı zaman hafızasız kalacağız. O gazetenin hitap ettiği bölge ve kesim ile ilgili Cumhuriyet hafızası yok olmuş olacak. Fevkalade anormal bir durum. Şu devirde yerel gazetelerin arşivlenmemesi ve koleksiyonunun tutulmaması hem yerel gazetenin çıktığı bölgelere hakaret hem de hafıza silinmesi olayıdır. Basın koleksiyonu o dönemin olayları, gelişmeleri, yorumları ile ilgili olarak hafızası durumunda, onu saklamamak hafızayı silme ve yok etme operasyonudur. Kanun yürürlükte olduğu halde yasayı uygulamayan kurumlar tarafından suç işleme anlamına gelir. İlçede Kaymakam’ın ilde ise Vali’nin harekete geçmesi lazım. Sorumlu makamlar Derleme Kanununu uygulamak konusunda harekete geçmelidir. Boşluğun süratli bir şekilde telefi edilmesi lazım. Özellikle kanun duruyor ve uygulanmıyor. Bu hukuken bir ayıptır. Hafıza kaybı gerçekleşiyor. Bu bilgi ve doküman kaybıdır” dedi.

“BOŞLUĞU ŞİMDİ ANLAMAYIZ AMA…”

Sosyal hafızanın kaybolduğuna işaret eden Doç. Dr. Caner Arabacı, “Eğer bu arşivlenmeme sürerse o bölgelerle ilgili ekonomik, sosyal, kültürel yapıda kaybolur. Bu zeminin kaybolmasına göz yumma tüm Türkiye’deki kültürümüzün ve tarihimizin kaybına sosyal hafızamızın kaybolması anlamına geliyor. Yerel gazetelerin arşivlenmesine titizlikle devam edilmesi gerekiyor. Bugün, tarih yakın olduğu için 1990’lı, 2000’li yıllarda kaybolan gazete arşivi eksikliği hissedilmeyebilir. Ama son 10 yılın kaybı bundan 40 veya 50 yıl sonra çok büyük bir boşluk meydana getirir. Bölgeleri ve yerel tarihi, sosyal zemini çok yönlü incelemek isteyen araştırmacılarımız için çok önemli bir boşluk olacak bu boşluğa meydan verilmemesi gerekir” diye konuştu.

“ÜLKENİN HAFIZASI SİLİNİYOR, KAYBOLUYOR”

Yerel gazeteleri kültürel ve siyasal arşiv olarak tanımlayan Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamza Çakır, “Yerel gazeteler bulunmuş olduğu ilçe veya ilin kültürel ve siyasal arşividir. Küreselleşen dünyada yaygın medya dönen haber portalının geniş olmasından dolayı yerel haberlere fazla yer vermiyor. Bunun için yerel medya bulunmuş olduğu ilçe veya ilin hafızası konumuna geliyor. Bu bağlamda yerel bir hafıza kaybı oluyor. Olanlarda da bu geniş bir şekilde yer almaktadır. Yerel gazetelerin bırakın milli kütüphaneleri, bulundukları yerin halk kütüphanelerinde kendi arşivlerini oluşturmamaktadır. Bu durum bir ülkenin hafızasının kaybolması demektir. Yerel kültürün, siyasetin milli birlik ve bütünlüğün kaybıdır. Yerel gazeteler bulundukları halk kütüphanelerine birer nüsha göndererek o arşivin oluşturulması gerekir” dedi.

“HEMEN HEMEN TÜM İLÇE VE İLLERİN SORUNU”

Türkiye’de birçok şeyin yazı da kaldığının altını çizen Çakır, mülki amirlerin harekete geçmesini istedi. Çakır, “Bu hemen hemen bütün il ve ilçelerin sorunudur. Bununla ilgili bir çözüm geliştirilmiyor. Yerelde arşiv sıkıntısı çok büyük. Biz öğrencilerimize ödev verdiğimizde arşivlere ulaşamıyorlar. Ne kütüphane de ne de gazetelerin kendisinde… Bu talihsizlik kültürel miras açısından büyük bir kayıptır. Bu kültürel mirasın hafızasının mutlaka oluşturulması gerekir. Bu duyarlılığı basın kuruluşları yerine getirmek zorundadır. Türkiye’de birçok şey yazıda kalıyor ve uygulanmıyor. Bize düşen ilçe ise kaymakamlıklara il ise valiliklere şikayette bulunmamızdır ve bu bağlamda mülki amirlerin harekete geçmesidir” diye konuştu.

Kaynak: http://www.haber7.com

1 yorum

comments user
Osman

Yerel hafizanin yaninda, milli hafizamiz da yok olmak uzere.. Arsiv Mudurlugu nun yeniden yapilanmasi ve arsiv kanunun bir an once çikmasi gerekmektedir.