Geçmişimiz, Bugünümüz ve Geleceğimiz: İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve Kütüphaneler
Asırlar öncesinden günümüze kadar en önemli yazılı kaynaklara sahip olan kütüphaneler, halen insanlık tarihine ayna tutuyor. İstanbul’un en büyük kütüphaneleri arasında bulunan İÜ Kütüphaneleri, her geçen gün arşivini genişleterek geçmişi bu güne, bu günü ise geleceğe taşıyor. İÜ kütüphaneleri, içinde barındırdığı bilgi dünyası ile tarih, sanat, felsefe, edebiyat, kısacası insanlığı anlatan her şeyi içinde barındırıyor. Teknolojinin insan hayatındaki yeri artsa da kitaplar ve kütüphanelerin değeri azalmıyor. İşte bu yüzden, her yıl Mart ayının son Pazartesi günü ile başlayan haftayla, kütüphanelerin değerini insanlara anlatmak ve bu hazineyi korumak amaçlanıyor. İÜ Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü öğretim üyelerinden Yrd.Doç.Dr. Işıl İlknur Sert, İÜ Edebiyat Fakültesi Genel Kütüphanesi’nin yenilenerek açılmasının, kütüphaneyi daha şen bir yere dönüştüreceğini dile getirdi.
‘Kütüphaneler bizim geçmişimiz ve hafızamız’
Yrd.Doç.Dr. Işıl İlknur Sert: Öğrencilerimiz kütüphanelerimizi çok kullanıyorlar. Özellikle sınav zamanlarında, kütüphanelerimizi ders çalışma mekânı olarak kullanıyorlar. Kütüphanemiz yenilenip düzenlenerek kullanıma açıldı. Aslında içi bilgilerle doluydu her zaman, sadece biraz makyaja ihtiyacı vardı. O da gerçekleşen yenilenmeden sonra tamamlandı. Dekanımız, Prof.Dr. Mustafa Özkan bizden elimizde olmayan yeni yayınların listesini istemişti. Biz de bunları belirleyip listeyi teslim ettik. Şimdi gelecek olan yeni yayınlarla kütüphanemiz, daha çok öğrencinin kullanacağı ve daha çok bilginin barınacağı şen bir yere dönüşecek. Bilgi ve arşivler kütüphaneler sayesinde bizim elimize ulaşabiliyor. Kütüphaneler bizim geçmişimiz ve hafızamız. Eğer hafızanız olmazsa siz bir hiçsiniz demektir. Bir ülkeyi yok etmek için o ülkenin kütüphanelerini ve arşivlerini yok etmenin yeterli olduğunu düşünüyorum. Asırlar önce yok olan İskenderiye Kütüphanesi, yakılıp yıkılmamış olsaydı, belki de bugün insanlık bambaşka yerlerde olacaktı. Teknolojik gelişmelerde daha fazla ilerlemiş olup, altta yatan bilgi birikiminin üzerine koyarak daha ileriye gidebilirdik.
‘Bölümümüz öğrenciler tarafından bilinmiyor’
Yrd.Doç.Dr. Sert: Çocukluğumdan beri kitapları ve okumayı çok seviyordum. Sonralarda dershane öğretmenimin teşvikiyle bu bölümü seçtim. Eskiden bölümün adı, Dokümantasyon Enformasyon Anabilim Dalı olarak geçiyordu. Ama şu anda Bilgi ve Belge Yönetimi olarak geçiyor. Ben 1995 yılından beri bu bölümü tanıtabilmek için, Kütüphane Haftası’nda birçok yerde konferanslar, etkinlikler, konuşmalar yapıyorum. Ama maalesef bu tarz meslekler toplum tarafından çok ilgi görmüyor. Dokümantasyon ve Arşivleme dersine girdiğim birçok öğrenciye bölümüm hakkında konuşmalar yapıp, bölümü tanıtıyorum. Ve maalesef bazı öğrenciler böyle bir bölümden haberdar değiller. İşte biz bunu anlatmaya çalışıyoruz. İnsanların büyük bir bilgi yığınının içerisinde sorularına doğru yanıt bulabilmek için bize ihtiyaçları var. Biz de bunu anlatmaya çalışıyoruz. 17 sene önce göreve başladım ve geldiğimden beri hiç hayal kırıklığına uğramadım.
‘‘Kütüphanelere ihtiyacımız var’
Yrd.Doç.Dr. Sert: İnternetin kütüphane kullanımına olumsuz etkileri elbette ki oldu. Ama bizim bunu olumlu yöne çevirmemiz gerekiyor. Mesela internette arama motoruna bir kelime yazıp tarattığınızda çok geniş bir bilgi yığınının içinde kayboluyorsunuz. İşte o bilgi yığınının içinde neler olup bittiğini bilgisayar programı ve arşivleme yolları ile bulabilirsiniz. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü bunu sağlıyor. Kütüphanelerin kendi sitelerinde içinde bulundurduğu bilgiler, kütüphaneciler tarafından listeleniyor ve elektronik olarak kişilere sunuluyor. İÜ Kütüphanesi de buna dahil. Örneğin kütüphanemizdeki Nadir Eserler Bölümü’ndeki kitapları belirli bir ücret karşılığında, taranmış halini alıp içindeki bilgilerden faydalanabiliyorsunuz. Kısacası, okuma alışkanlığına sahip olmalısınız ki okuduğunuzu anlayıp, eleştirel bakıp, özgür düşünebilesiniz. Sonrasında öğrendiklerinizi hayatınıza katarak başkalarıyla paylaşmalısınız. Öğrenip yaşayarak yaşadıklarınızı aktarmalısınız. Tüm bunlar için bilgi teknolojilerinden yararlanacaksınız ve bunun için de elbette kütüphanelere ihtiyacımız var. Kütüphaneler, tüm dünyada bilginin her zaman bir arada bulunduğu yerlerdir. Daha güvenli bilgilere ulaşmak ve okuryazar bireyler olabilmek için kütüphanelere ihtiyacımız var.”
***İÜ Merkez Kütüphanesi görevlilerinden Uzman Selçuk Süzmetaş, öğrencilerin kütüphanenin kapısından içeri girdiği andan itibaren farklı bir dünyaya adım attığını ifade ediyor.
‘Kütüphanesiz bir hayat düşünemezsiniz’
Uzman Selçuk Süzmetaş: İnternette birçok bilgi yer alıyor. Belki çoğu doğru ama hepsinin doğru olduğunu ya da tüm bilgilerin orada var olduğunu söyleyemeyiz. İnsanlar tez yazıyorlar, ödev yapıyorlar. Yanlış yapma gibi bir lüksleri yok. Bunlar ciddi konular ve sıkıntı yaratabilecek durumlar. İşte burada kütüphaneler devreye giriyor. Bilginin kesinliği ve doğruluğu için kütüphanelere ihtiyaç var. Zaten internetteki bilgiler de kütüphaneler var olduğu için orada yer alabiliyor. Sonuç olarak kütüphanesiz bir hayat düşünemezsiniz. *** İÜ Merkez Kütüphanesi görevlilerinden Uzman Güler Demir, kütüphane kullanımının teknolojinin gelişmesiyle azalmadığını, aksine son yıllarda daha da arttığını belirtti.
‘Kütüphaneleri kullananların sayısı arttı’
Uzman Güler Demir: “Ben 1986 yılında burada göreve başladım. Eskiden, öğrenci sayısı daha azdı ve bu kadar yoğunluk yoktu. Son yıllarda ise öğrenci sayısı daha çok arttı. İlk on yılımdan sonra yavaş yavaş artmaya başladı. Üniversitemizin öğrenci sayısı arttıkça, buna paralel olarak kütüphaneleri kullananların sayısı da arttı. İstanbul Üniversitesi çok fazla öğrenciye sahip bir üniversite. Öğrenciler burayı genellikle okuma salonu olarak kullanıyorlar. Özellikle vize ve final dönemlerinde bazen burada oturacak yer bulmak zorlaşıyor. Öğrenciler dışından araştırma yapanların da sayısı arttı. Ama son zamanlarda açılan yeni kütüphanelerin sayısı arttıkça buradaki yoğunluk biraz daha azaldı. Yine de ne olursa olsun insanlar kütüphaneleri kullanmaktan vazgeçmiyorlar.
Merve KOYUNCU
Kaynak: http://istanbul.edu.tr
Yorum gönder