Her ay bir kitap okuyun
Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Onur Bilge Kula, kitap okuma alışkanlığının yurt genelinde yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmalarıyla ilgili bilgi verirken, Türkiye’nin bir edebiyat ülkesi olarak tanınmasının ülkenin genel imajı ve tanıtımı bakımından büyük önem taşıdığını söyledi. Türkiye’de 2011 senesinde yayın sektörünün güçlenmesi, çeşitlenmesi ve farklılaşması açısından önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Kula, ”Geçen yıl Türkiye’de muhteşem gelişmeler oldu. Yayın sektöründe geçen yıl 43 bin 200 kitap için uluslararası standart kitap numarası (ISBN) alındı. Bunlardan büyük bölümü sosyal bilimler, beşeri bilimler ve kültür alanına ait” dedi. Edebiyatın ise bunların 15 binini oluşturduğunu belirten Kula, yayın sektörünün geçen yılki durumunu ise şöyle özetledi:
”Bizim için en önemlisi, Türkiye’de edebiyat üretiminin katlanarak artmasıdır. Edebiyat üretimi deyince başta roman, hikaye, şiir ve drama anlaşılıyor. Bir rakam vereyim, 2010 yılında Türkiye’de 570 roman yayımlanmıştı, 2011 yılında 1851 roman yayımlandı. Üç kattan daha fazla, muhteşem bir gelişmedir bu. Bizim ülkemizin, toplumumuzun çok iyi bir avantajı var.
Türkiye, çok genç bir yazar kadrosuna sahip. Bu yazarlar içerisinde kadınların da çok büyük bir payı var. Kadın yazarlarımızın sayısı gurur verecek ölçüde artıyor. Ayrıca bu kadın yazarlarımız hem çok iyi eğitimli, hem yabancı dil biliyorlar, hem de dünya bilgi ve deneyimleri çok sağlam. Bunlar toplumumuz açısından övünç verici gelişmeler. Yazarlarımız, başta Orhan Pamuk, Ahmet Ümit, Elif Şafak, Zülfü Livaneli, İskender Pala gibi çok satan yazarlar olmak üzere hepsi dünyaya açık insanlar. Böyle bir yazar topluluğuna sahip olmak bizim çalışmalarımızı çok kolaylaştırıyor.”
‘Okuma oranı sanıldığı gibi düşük değil’
Türk edebiyatının dünyanın 42 dilinde, 50’den fazla ülkede okunduğunu aktaran Kula, geçen yıl Türkiye tarihinde ilk defa Türkiye Okuma Kültürü Haritasını yayımladıklarını anımsattı.
Türkiye çapında çok ciddi bir alan araştırması yaptıklarını anlatan Kula, ”Bu araştırmaya göre Türkiye’de kişi başına 7.2 kitap okunuyor. Zaten bu sayı bizim ISBN numarası ile 43 bin 200 çeşit ISBN numarası alarak yayımlanmış kitaplar” dedi. Kula, kitap okuma düzeyini artırmak için yapacakları çalışmaları ise şöyle özetledi:
”Bir de ISBN numarası almadan, kendi başlarına yayın yapan kişi ve kurumlar var. Onları da kattığınız zaman 500 milyondan fazla kitap satılıyor demektir. Çünkü yayın sektörü özel sektör. Kendi ayağının üzerinde durmak zorunda ve bastığı kitabı satmak durumunda. O nedenle yayın sektörünün piyasa payını anlatmak bakımından bu sayı çok önemli. Demek ki kitap satılıyor ki basılıyor.
Türkiye’de insanların sandığı gibi okuma oranı çok düşük değil. Çok yüksek de değil. Bizim amacımız bunu kişi başına 12’ye çıkarmaktır. ‘Her ay bir kitap okuyun’ sloganıyla çalışıyoruz ve bu düşünceyi yaymayı çalışıyoruz. Yani her ay bir kitap, bir toplumun hem entelektüel düzeyinin derinliğini, genişliğini gösterir. Hem istikrardır, hem de aynı zamanda böyle bir alışkanlığın yerleşmesidir. Her anlamda istikrarı çok destekleyen bir şeydir. Biz buna ulaşmaya çalışıyoruz.”
‘Sektör, devletin bu işi bırakmasını istiyor’
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yalnızca anma, armağan kitap türünde yayınlar yaptığını ve yayıncılık sektöründeki faaliyetlerini azalttığını da aktaran Kula, ”Bunların sayısı da 10-15 arasındadır. Çünkü Türkiye’de artık yayıncılık sektörü, devletin bu işi bırakmasını istiyor” dedi.
Çok az sayıda, ama nitelikli kitaplar çıkardıklarını ifade eden Onur Bilge Kula, geçen yıl okurla buluşturdukları eserlerin tematik seçimle hazırlandığını söyledi. ”Felsefe ve Bilimin Doğulu Öncüleri” temalı 5-6 kitap yaptıklarını belirten Kula, ”Evliya Çelebi’ye kadar uzanan bir yelpazede, bunun içinde Yunus Emre de Şeyh Bedrettin de olacak” diye konuştu.
”Bizim yayın politikamız, Türk yayıncılığının sektör olarak yapısının güçlenmesi, çeşitlenmesi ve sadece Türkiye’ye değil, Türkiye’nin dışına açılması konusunda biz onlarla ortak çalışmalar yapıyoruz” diyen Kula, Türkiye’de çok sayıda yazarın başarılı eserlerinin olmasının eserlerin başka dillere çevrilme oranını da artırdığını kaydetti. Kula, ”Çünkü bu edebiyat üretimi bizi gerçekten ‘çevir’ diye zorluyor. 1850 roman ne demek, yani muhteşem bir şey. Bunun mutlaka çok önemli bir bölümünün dünya dillerine çevrilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com
Yorum gönder