Kütüphane Haftası
Kitapların olmadığı bir dünya düşünülemez. Eğitimin, bilimin, sanatın temeli kitaba dayanır. İnsanlar için bu kadar değerli olan kitaplar kütüphanelerde korunur ve araştırmacıların, öğrencilerin, tüm insanların hizmetine sunulur. Kuşkusuz çoğu kişinin kendi evinde kitaplığı vardır ama buradan sadece kendisi ve yakınları, tanıdıkları yararlanabilir. Oysa kütüphanelerden çok geniş kitlelerin yararlanma olanağı vardır. Üstelik böyle bir özel kitaplığa sahip olan kimsenin de kütüphanelere gereksinimi vardır. Çünkü özel bir kitaplık asla kütüphanelerin zenginliğine erişemez.
Günümüzde uygarlık çok gelişmiştir. Radyo, televizyon, bilgisayar, internet gibi iletişim ve bilgilenme araçları çok gelişmiştir. Ne kadar gelişse, yaygınlaşsa da bunların hiçbirisi kitabın yerini tutamaz. Zaten dünyanın en gelişmiş ülkelerinde kitaba, kütüphaneye olan ilginin azalmaması, hatta artması bunun kanıtıdır.
Bu gerçeğin bilincindeki Türk Kütüphaneciler Derneği’nin girişimleriyle 1964’ten bu yana Mart ayının son pazartesi başlayan haftası “Kütüphane haftası “olarak değerlendirilmektedir. Hafta boyunca okullarda, görsel ve yazılı basında kütüphanelerin önemi anlatılır. Bu konuya halkın dikkati çekilir. Kütüphaneler hakkında bilgi verilir. Haftanın amacı öğrencilerde okuma alışkanlığını ve zevkini geliştirmek, kitap sevgisini artırmak, öğrencilerin kitaplardan daha çok yararlanmalarını sağlamaktır.
Türklerde Kütüphane
Türklerde ilk kez Orta Asya’da Uygurların bir kütüphane oluşturduğu bilinmektedir. Karahoça ve Turfan kazılarında da 30 bin kadar yazma ortaya çıkarılmıştır. Türklerin İslam dinini kabul ettikten sonra kurdukları ilk devlet olan Gaznelilerde Gazneli Mahmut’un büyük saray kütüphanesi ünlüydü.
Büyük Selçuklular döneminde başkent Merv’de cami içinde yer alan Aziziye ve Kemaliye kütüphaneleri, Medrese-i Amidiye içindeki Medrese ve Hatuniye kütüphaneleri gibi 10 tane kütüphane kuruldu.Nizamülmülk’ün Bağdat ve Nişapur’da açtığı Nizamiye medreselerinin kütüphanelerindeki değerli yazma koleksiyonlar günümüze kadar korundu. Anadolu Selçuklularında kütüphaneler daha çok Konya’da toplanmıştı. Altun Abanın İplikçi Medresesi’nde kurduğu iki kütüphanenin işleyiş düzenini 1201 tarihli vakfiyesinde anlatmıştı. Birçok İslam bilgininin yararlandığı Sadreddin Konevi Kütüphanesi’ nden de 61 tane yazma günümüze ulaştı.
Osmanlılarda genellikle bir medrese bünyesinde yer alan kütüphanelerin ilki Osman Bey döneminde İznik’te, ikincisi Lala Şahin Paşa tarafından Bursa’da kuruldu. İstanbul’un alınışından sonra kentteki ilk medrese Ayasofya yakınlarında açıldı. Bu medresenin kütüphanesi de 1464’te kuruldu. Bunu Zeyrek Camisi’ndeki, Eyüp Sultan ve Fatih külliyelerindeki medrese ve kütüphaneler izledi. Eyüpsultan Camisi’ndeki kütüphane halka açık ilk vakıf kütüphanesiydi. İstanbul’dan başka Amasya’da, Edirne’de, Bursa’da, Taşköprü’de, Yozgat’ta, Manisa’da ve Trabzon’da medrese kütüphaneleri kuruldu.
Osmanlılarda ikinci bir kütüphane türü cami kütüphaneleriydi. Yazma kitaplar caminin bir köşesindeki birkaç dolapta ya da ayrı bir odada korunurdu. Daha çok hadis, akaid, fıkıh konularındaki yapıtlardan ve Kuran’lardan oluşan bu koleksiyonlar herkesin yararlanmasına açık bulundurulurdu.Osmanlı döneminde tekke kütüphaneleri de yaygındı. Bunlarda daha çok tasavvufa ilişkin dinsel yapıtlar bulunurdu.1. Mehmed (Çelebi) döneminde başlayan saray kütüphanesi kurma geleneği 2. Mehmed’in (Fatih) hükümdarlığında da sürdü. Ünlü bilgin Molla Lütfi, 2. Mehmed’in özel kütüphanecisi oimuştu. Sarayın kütüphanesi 3. Ahmed ve 2. Abdülhamid dönemlerinde çok zenginleşti.
Osmanlılarda ulemanın ileri gelenleri de pek çok vakıf kütüphanesi kurmuştu. Bunların en küçük ayrıntıları bile düşünülerek hazırlanmış iç yönetmelikleri vardır. Vakıf kütüphanelerinin ilki 1661’de Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın kurduğu Köprülü Kütüphanesi’ydi.1869’da çıkarılan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’yle kütüphanelerin denetimi Maarif Nezareti’ne verildi. Böylece kütüphaneler ilk kez devletin eğitim politikası içinde ele alınmış oluyordu.1882’de ilk büyük devlet kütüphanesi olan Kütüphane-i Umum-i Osmani açıldı.
1912’de İzmir ve Kayseri’de, 1917’de Eskişehir ve Konya’da, 1918’de Diyarbakır’da, 1920’de Bursa’da Milli Kütüphane adıyla yeni kütüphaneler kuruldu.1934’te çıkarılan 2527 sayılı yasa Türkiye’de basılan her yapıttan beş nüshanın Ankara İl Halk Kütüphanesi’nde ve İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde toplanması hükmünü getirdi. 1976’da çıkarılan bir yasayla TBMM Kütüphanesi de bu kütüphaneler arasına katıldı. Adnan Ötüken’in girişimiyle 16 Ağustos 1948’de Ankara’da Milli Kütüphane açıldı.
Devletin özel olarak kurduğu kütüphane sayısı 1987’de 72’ye ulaşmıştır. Günümüzde etkinlik gösteren toplam kütüphane sayısı 812’dir. Bunlardaki toplam kitap sayısı ise yaklaşık 6,5 milyondur. Çeşitli illerdeki halk ve çocuk kütüphaneleri, Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünün yönetimindedir.
Türkiye’deki kütüphanelerin önemli bir bölümünü oluşturan üniversite kütüphaneleri ise oldukça plansız bir örgütlenme ve gelişme göstermiştir. En önemli üniversite merkez kütüphaneleri İstanbul Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’ninkilerdir. Türkiye’de hızlı gelişme gösteren başka bir kütüphane türü de banka, fabrika, şirket, yayın ve meslek kuruluşlarının özel araştırma kütüphaneleridir
Kütüphane haftası şiirleri
Eski bir kütüphane
İp gibi dizilmiş sıra ile,
Renk, renk ayrılmış ama nafile,
Tozlanmış, yıllarca bakılmamış sayfalarıyla,
Eski bir kütüphane.
Kitaplar ağlar olmuş senlerce,
Tabiki içindeki hecelerde,
El sürülmemiş gündüz ve gecelerce,
Eski bir kütüphane.
Kütüphaneden aldığım bir kitap,
Tozunu sildim, elmas gibi ışıldayan sayfalar,
Bir kaç cümle okuduğum yapraklar,
Önsözünde bir cümle,
”Kitap ruhun gıdasıdır” diye
Kitap okuyun sizlerde,
Sevdiğinize en güzel hediye.
Kütüphane
Bir yapıya konmayan taşları ben taş saymam
Kitaba eğilmeyen başları ben baş saymam
Okumadan yazmadan geçen ömrü yaş saymam.
Çok okuyan çok bilir yarını parlak olur
Okuyanın yarını alnı gibi ak olur.
Kitaplar geleceğin ışıklı bir yoludur
Kitaplar yükselişin kanadıdır koludur
Evrenden habersizdir kitapsız kalan insan.
Çok okuyan çok bilir yarını parlak olur
Okuyanın yarını alnı gibi ak olur.
Çölde kalan yolcular bulutlara tas tutar
Bilimle beslenmeyen inanışlar pas tutar
Yavrusu okumayan uluslar yas tutar.
Çok okuyan çok bilir yarını parlak olur
Okuyanın yarını alnı gibi ak olur.
Kütüphane haftasıyla ilgili güzel sözler
* Bir insanın değeri, kitaplarına eşittir. (H.Spencer)
* İyi seçilmiş kitapları okumak, geçmiş yüzyılların seçkin zekalarıyla önceden düzenlenmiş bir konuşmaya katılmak gibidir. (Descartes)
* Bugünün gerçek üniversitesi bir kitaplıktır. (Cariyle)
* Kitap, imbikten süzülmüş hayattır. (Orhan Burian)
* Kitaplar, aklın tedavi yerleridir. (Didorus Siculus)
* Bir kitaplık, bir cezaevi kapatır. (Seneca)
* Kitaplık kurmak, tapınak yapmak kadar kutsaldır. (Victor Hugo)
* Kitaplığımı başkalarından aldığım kitaplarla kurdum. (Anatole France)
* Kitaplar yaşadıkça “geçmiş” diye birşey olmayacaktır. (Bulver Lytton)
* Kitaplar düşüncenin mezarlarıdır. (Longfellow)
* Ödünç verilmiş kitaplar ya kaybolur ya da parçalanmış olarak geri döner. (İspanyol atasözü)
* Milletleri ilerleten ve yükselten, zengin kitaplıklardır. (H.Flecher)
* Çağımızda iyi seçilmiş bir kitap koleksiyonu, gerçek bir üniversite öğrenimi demektir. (Ovidius)
* Okul için her şey yapabilirsiniz, eğer okulun bir kitaplığı yoksa,hiçbir şey yapmamış olursunuz. (Juley Ferry)
* Bilgin unutmuş, kitap unutmamış.
* Kitap en iyi dosttur.
* Kütüphaneler kültür evleridir.
* Gerçek bilgi kaynaklarımız kütüphanelerimizdir.
* Günümüzün gerçek üniversiteleri, zengin kütüphanelerdir.
* Bir okul için her şeyi yaptığınızı düşünebilirsiniz. Eğer okulunuzun bir kütüphanesi yoksa, hiçbir şey yapmış sayılmazsınız.
* Parayı kasa, bilgileri kütüphane saklar.
* Her kütüphane bir cezaevi kapatır.
* Hiçbir gemi, bizi bir kitap kadar uzaklara götüremez.
* Kitapsız yaşamak, kör, sağır, dilsiz yaşamaktır.
* İnsanlar ölür, kitaplar ölmez.
* Kitaplar hiç aldatmayan dostlarımızdır.
* Kitap aklın ilacıdır.
* Kitabı dolaba değil, kafana koy.
* Uygarlık yapısının temeli kitaptır.
* Bilen unutur, kitaplar unutmaz.
* En eski kitaplar bile onları okumamış kişiler için yenidir.
* Hiçbir eğlence okumak gibi ucuz, hiçbir zevk de okumak kadar kalıcı olamaz.
* Beden eğitimi vücut için ne ise, okumakta beyin için odur.
* Bir insanın değeri okuduğu kitaplara eşittir.
Kaynak: http://www.gazetevan.com/
Yorum gönder