Tokat İl Halk Kütüphanesi’nin Tartışma Yaratan Bir Uygulaması-SANSÜR
Türk Kütüphaneciler Derneği Düşünce Özgürlüğü Grubu TKD DÖG, Türkiye’de bilgi hizmetleri alanında çalışanların düşünce özgürlüğü konusundaki duyarlılıklarını geliştirme; kütüphane, arşiv gibi bilgi merkezlerinde düşünce özgürlüğüne uymayan, sansür anlamına gelecek uygulamalara dikkat çekerek, bu uygulamaları azaltma ve olanaklıysa ortadan kaldırılmasına katkıda bulunma amacıyla kurulmuş olan ve bu yönde çaba harcayan gönüllü bir çalışma grubudur. Bu çerçevede 2008 yılında bir Bildirge hazırlamış; Ankara ve İstanbul’da bu konuda birer çalıştay düzenlemiştir. Çalışmalarını sürdürmeyi planlayan TKD DÖG düşünce özgürlüğü konusunda tüm bilgi çalışanları için temel ilkeler olması gerektiğine inandığı ve mesleki etiğin de ana çerçevesini oluşturan bazı ön kabullerle yola çıkmıştır. Bunlar;
1. Bilgi hizmetleri alanında sansür, bilgi kaynaklarının seçimi, düzenlenmesi ve hizmete sunulmasında mesleki ölçütler yerine siyasi, ideolojik, dinsel, ticari vb. öznel ölçütlerle davranmak anlamına gelmektedir.
2. Düşünce özgürlüğünün bilgi hizmetlerine yansıyan yanı, kullanıcıların bilgiye erişiminde eşitlikçi davranmayı zorunlu kılar.
3. Bilgi alanında çalışanlar düşünce özgürlüğünden yana davranırlar ve sansüre karşı çıkarlar. Bilgi hizmetlerinde sansür anlamına gelebilecek en küçük bir uygulama dahi hiçbir koşul ve zamanda savunulamaz.
Sözü edilen bu ön kabuller mesleğimizin evrensel düzeyde benimsenmiş temel ilkeleridir.
Grubun kurulmasına kaynaklık eden bir başka verili durum ise, “Türkiye’de mesleğimize ilişkin düşünce özgürlüğü bilincinin geliştirilmesine gereksinim olduğu” belirlemesi idi. Bu çerçevede Grup, TKD adına, ülkemizdeki bilgi merkezlerinde sansür ile mücadele etmeyi ana hedef olarak belirlemiştir.
Bu mesaja da konu olan, Grubun bir sansür uygulaması olarak değerlendirileceğini düşündüğü ve yanlışlığına ilişkin duyarlılığını meslektaşlarla paylaşmayı tercih ettiği olay Tokat’ın Zile İlçe Halk Kütüphanesi’nde kütüphaneci olarak çalışan ve meslekte deneyimli bir meslektaşımızın hepimize aktardığı bir uygulama idi. Meslektaşımızın son derece duyarlı yaklaşımı anlamına gelen bu paylaşımı Türkiye’deki kütüphanelerde sansürün hala farkında olunarak ya da olunmayarak, iyi niyetle ya da kötü niyetle varlığını koruduğunu ortaya koyan bir gerçeğin dile getirilmesiydi. Ancak bu meslektaşımıza ve TKD DÖG’e bir başka meslektaşın yanıtı durumun “vehametini” artırmıştır.
Tokat İl Halk Kütüphanesi ve Zile İlçe Halk Kütüphanesi’nin konu olduğu olay, İlgili İl Halk Kütüphanesi Müdürü ve sorunu dile getiren Zile İlçe Halk Kütüphanesi kütüphanecisi meslektaşımız ile yapılan görüşmelerden elde edilen bilgilere göre özetle şöyledir:
Kültür ve Turizm Bakanlığı KYGM’nin Tokat Valiliği’ne 29.07.2010 tarih ve 101958 sayılı yazısı ile “halk kütüphanelerine alınacak kitapların seçiminde okuyucu istekleri ve güncellik” ölçütlerine dikkat çekilmiş ve Tokat İl Halk Kütüphanesine Zile ilçesindeki 2 halk kütüphanesi için 2 000 TL kitap alım ödeneği gönderilmiştir. Bunun üzerine Zile İlçe Halk Kütüphanesi’nde çalışan 2 kütüphaneci meslektaşımız Genel Müdürlüğün de dikkat çektiği ve zaten halk kütüphaneleri için olması gereken ölçütler ışığında 87 adet kitap belirlemiş ve alınması istemi ve Zile Kaymakamlığı’nın 1.09.2010 tarih ve 198 sayılı yazısı ile listeyi Tokat İl Halk Kütüphanesine iletmiştir. Bir süre sonra Tokat İl Halk Kütüphanesi tarafından satın alınarak Zile İlçe Halk Kütüphanesi’ne gönderilen kitaplar arasında listeden sadece 5 kitap olduğu görülmüştür. Hem Zile İlçe Halk Kütüphanesinin yaptığı liste hem de İl Halk Kütüphanesi’nin gönderdiği liste elimizde bulunmaktadır. İl Halk Kütüphanesi tarafından gönderilen kitapların ağırlıkla bir görüşü yansıttığı söylenebilir. (İsteyen meslektaşlarımıza gönderebiliriz.) Ancak bunun yanı sıra İlçenin, kendi okuyucu profiline göre oluşturduğu ve –kanımızca mesleki ölçütlere uygun sayılabilecek liste hiç dikkate alınmamıştır. İl Halk Kütüphanesi Müdürünün bu sorumuza verdiği yanıt, “listenin kendilerine kütüphanedeki inşaat işleri nedeniyle ulaşmamış olabileceği, durumun bu yıla özgü olduğu ve ortada büyütülecek bir sorun olmadığı” yönünde idi. (Oysa yazı yukarıda belirtilen sayı ve tarih ile ilçe halk kütüphanesi tarafından kendilerine gönderilmiştir.) Listeye İl Halk Kütüphanesi müdürünün ya da müdürlük adına yetkili bir meslektaşın (konu ile ilgili görüşmemizde İl Halk Kütüphanesi Müdürü, kütüphanecisinin gönderdiği mesajı henüz okumadığını belirtmiştir.) kaleme alacağı bu içerikteki bir mesaj, durumun, “alınan kitapların ağırlıkla belirli görüş doğrultusunda olması” göz ardı edilmeden, değerlendirilmesini kuşkusuz kolaylaştıracaktı. Ancak bu yapılmamış, uygulamanın sorumlusu olup-olmadığını bilmediğimiz Tokat İl Halk Kütüphanesi’nden bir başka meslektaşımızın İlçe Halk Kütüphanecisini, Grubumuzu ve Derneğimizi suçlayan, “saygı” sınırları içinde ifade edilemeyecek ve en hafif tabirle “uygun olmayan” yanıtı bu açıklamayı zorunlu kılmıştır.
1. Tokat İl Halk Kütüphanesi’nin söz konusu olaydaki tutumu sansür anlamına gelecek bir uygulamadır. Hangi ideoloji ya da inançla yapılmış olursa olsun kitap seçiminde mesleki ölçütler dışında yapılan seçimler sansürdür. Kütüphaneler elbette ideolojik ya da inanç ile ilgili yayınlar alabilir. Ancak bunda tek taraflı seçim sansür anlamına gelir. Bu konuda isterse söz konusu il halk kütüphanesi her iki listeyi de kutup-l e gönderebilir ve bu konudaki değerlendirmeyi meslektaşlar yapabilir.
2. İl Halk Kütüphaneleri yasal olarak son karar verici de olsa İlçesinin görüşünü de dikkate alması etik bir gerekliliktir. Ayrıca öteden beri halk kütüphanelerinin yerel kurumlar olduğu, her birisinin okuyucu profilinin farklı olduğu ve bu nedenle yayın seçimlerini kendilerinin yapması gerektiğini savunmuyor muyuz? Halk kütüphaneleri için doğru olan da bu değil mi? Bu doğruyu adı geçen İlçe için neden yok sayalım?
3. Listenin kendilerine ulaşmamış olması da bu olayda haklı bir gerekçe olamaz. İl Halk Kütüphanesinin ilçelerin, kütüphanecisi varsa, görüşünü sorması, isteklerini alması düşünce özgürlüğü adına daha doğru olmaz mı? Bu konuda dile getirilen bazı bürokratik gereklilikler yasal olarak doğru olmakla birlikte temel ilke düşünce özgürlüğü olmalıdır.
4. Tokat İl Halk Kütüphanesi adına mı yoksa kişisel olarak mı yanıt verdiği anlaşılmayan meslektaşımızın olayı düşünce özgürlüğü açısından değerlendirmek yerine, bağlamının da anlamını değiştirmediği “GEREKTİĞİNDE SANSÜR de yaparım, yaptım da…” cümlesi, “bir kütüphaneciyi sansürü savunma” noktasına götürebilecek, meslek olarak ve tabi TKD DÖG olarak işimizin hiç de kolay olmadığını ve almamız gereken epeyce yol olduğunu ortaya koymaktadır. Meslektaşlarımızın böyle bir cümleyi asla söylememeleri ve bu yönde davranmamaları gerektiği açıktır. Meslektaşımızın, “kitabı ben de okudum ve bir çocuk psikoloğuna/psikoloğa, rehber öğretmene vb. danıştım, onların da olumlu görüşlerine uyarak kitabı çocuk dermesinden çıkardık” biçiminde bir açıklaması daha uygun olmaz mıydı? Böyle yapılsaydı sözü edilen uygulama kuşkusuz sansür olarak değerlendirilemezdi.
5. TKD DÖG’ün söz konusu olay hakkında ön yargılı davrandığı ve erken tepki verdiği eleştirisi, “erken tepki verme” açısından belirli ölçüde doğrudur. Ancak olayın içeriği TKD DÖG’ün eleştirisini yanlışlamamaktadır. Kaldı ki, TKD DÖG, eleştirisinde olasılıksal bir dil kullanmış, “Eğer bu sonucun oluşmasında kütüphanecilerin katkısı varsa…” diyerek, kesin bir ifadeden kaçınmıştır. Ayrıca, utanç duyulanın “kişi” değil “olay/durum” olduğu da açıktır. Keşke, olayın içeriği yanlış olsaydı. Biz böyle bir konuda özür dilemekten mesleğimiz adına sevinç duyardık. Ülkemiz kütüphanelerinde sansür yok, aksine mesleki duyarlılık var diye sevinirdik.
6. Bir meslektaş bir başka meslektaşı için “Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok” gibi bir ifadeyi nasıl kullanabilir? Birbirimizin düşmanı mıyız? Varsayalım ki meslektaşımız yanlış bir bilgi verdi. Siz doğrusunu söylersiniz, herkes öğrenir, yanlış yapan zaten yanlışını anlar, doğruyu bulmuş oluruz. Birbirimize nezaket içinde davranmak/eleştirmek daha doğru bir yaklaşım olmaz mı? Bu kadar incitici üslup kullanmak zorunda mıyız? Kaldı ki, Zile’li meslektaşımızın olayı aktarışında ve TKD DÖG’ün eleştirisinde bir kişiselleştirme, isim anma, hakaret yoktur ve olay tabanlıdır. TKD DÖG meslektaşlara hakaret etmeyi aklından bile geçirmez. Ancak sansür karşısında da kararlı bir dil kullanmaktan çekinmez. Evet, “sansür bir olgu olarak, hele de günümüzde, bir utanç kaynağıdır”. Farklı düşünmek evrensel nitelikli meslek etiğine temelden karşı çıkmaktır. TKD DÖG’ün bu olayda söylediği budur.
7. Bir meslektaşın kişisel olarak bir takım eksikliklerinin olduğunu varsaysa da meslek örgütüne karşı bu denli kolay nitelemelerde bulunması, deyim yerindeyse “bir düşman gibi algılaması” kaygı vericidir. Üzücüdür. Eleştiriler çok daha saygılı bir dille temellendirilebilir.
Tokat İl Halk Kütüphanesi olayı, bir gerçeği meslek grubu olarak ciddi biçimde düşünmemiz gerektiğini ortaya koymaktadır VE GENEL TEMMENİLER OLARAK ŞUNLAR SÖYLENEBİLİR:
BİR KÜTÜPHANECİ SANSÜRDEN YANA DAVRANMAMALIDIR. NE YAZIK Kİ ÜLKEMİZDE BU SORUN VARDIR VE BELKİ DE YAYGINDIR. BU KABUL EDİLEMEZ BİR DURUMDUR.
SEVGİLİ MESLEKTAŞLAR!
SANSÜRE KARŞI OLMALIYIZ, BİR KÜTÜPHANECİ SANSÜRDEN YANA OLAMAZ! NE OKUYACAĞIMIZ YA DA KİŞİSEL KİTAPLIĞIMIZDA NE TÜR YAYINLARI BULUNDURACAĞIMIZ BİZİM GÖNLÜMÜZE KALMIŞTIR. ANCAK BİR KAMU KÜTÜPHANESİNDE İNSANLARIN NE OKUYACAĞINI DUYGULARIMIZLA, SİYASİ DÜŞÜNCE YA DA İNANCIMIZLA BELİRLEYEMEYİZ/BELİRLEMEMELİYİZ.
LÜTFEN KÜTÜPHANELERİMİZE KAYNAK SEÇERKEN TEK YANLI DEĞİL, HER GÖRÜŞTEN KAYNAĞI İÇERECEK BİÇİMDE DAVRANALIM. AKSİ, SANSÜRDÜR.
TKD DÖG olarak ülkemizde mesleğimize ilişkin sansüre karşı kararlı biçimde çaba harcayacağımızı, bu türden olumsuz olayların üstüne gideceğimizi, bu olayları meslektaşlarımız ile açıkça paylaşacağımızı, kınayacağımızı ve gerektiğinde mesleki yaptırımlar uygulanması için girişimlerde bulunacağımızı belirtmek isteriz.
Bilginize saygılarımızla sunarız.
İKİNCİ AÇIKLAMA (07/02/2011):
TOKAT İl Halk Kütüphanesi’nin Zile İlçe Halk Kütüphanesi ile ilgili etik olmayan uygulamasina ilişkin olarak hem il halk kütüphanesi hem de kişisel olarak verilen yanıtlara ilişkin açıklama aşağıdadır.
1. Tartışma yaratan durum kişi ya da kişilerle ilgili değil, düşünce özgürlüğüne uygun olmayan bir uygulamadır. Konuyu kişisel ve duygusal boyuta taşımak, tartışma zeminini başka yöne kaydırmak anlamlı değildir. Tartışma konusu TKD DÖG değil, adı geçen ilde gerçekleşen bir uygulamadır.
2. Olay, TKD DÖG ile adı geçen kişi ya da kişiler arasında bir olay değildir. Olay, tüm kütüphaneleri ve kütüphanecileri yakından ilgilendiren ve düşünce özgürlüğüne uymayan bir uygulamadır. Tartışılması gereken sorun ülkemizde bir kütüphanecinin “Gerekirse sansür uygularım, uyguladım da…” diyebilmesi ve bu görüşünü hala “savunabiliyor” olmasıdır. Hiçbir yerel koşul sansürü haklı kılamaz. Benzer bir uygulama kim tarafından nerede yapılırsa yapılsın TKD DÖG’ün yaklaşımı aynı olacaktır.
3. Türk Kütüphaneciler Derneği adına çalışan TKD DÖG’ü, Dernekten ayrı çalışan bir grupmuş gibi göstermenin uygun olmayacağı açıktır. Kaldı ki, Genel Başkanı da dahil olmak üzere TKD Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi 3 meslektaşımız da bu Grubun halen üyesidir
4. Olayın muhatapları olarak Tokat İl Halk Kütüphanesi ve Zile İlçe Halk Kütüphanesi, adı geçen hocamız tarafından TKD DÖG adına aranmıştır. İlgili hocamız TKD DÖG’ün kurucuları arasındadır ve halen de üyesidir. Bu görüşmeler sadece ilgili taraflardan bilgi almak adına gerçekleşmiş ve o çerçevede kalmıştır. Görüşmelerde konunun KYGM ile sözü edilen nitelikte ilişkilendirilmesi hiçbir biçimde söz konusu olmamıştır. Ayrıca, Grup üyesi bu hocamızın şahsına yönelik ifadeleri de kendisine karşı yapılmış saygısızlık ve haksızlık olarak değerlendiriyoruz.
5. Zile İlçe Halk Kütüphanesi tarafından Kaymakamlık imzası ile Tokat Valiliği’ne gönderilen ve Zile İlçe Halk Kütüphanesi için alınması istenen yayın listesine ilişkin üst yazının tarih ve sayısı önceki açıklamada verilmiştir. İstenirse yazının takibi yapılabilir. Ayrıca, bu anlamda bir diğer sorun da, kütüphanecisi olan ve kendi listesini daha önceki yıllarda yapan bir ilçeye sorulmadan onun adına yayın alınmasıdır.
6. Uygulamanın yasalara uygunluğu değil, etik boyutu tartışma konusudur ve o tartışılmaktadır. İkisi aynı şey değildir. Ayrıca, bu konuda KYGM’nin tüm il halk kütüphanelerine gönderdiği kanımızca son derece olumlu yaklaşımına ilişkin 3.01.2011 tarih ve 826.01.38 sayılı yazısı dikkatlice okunmalıdır.
7. Konunun asıl tartışılması gereken yanına ilişkin olarak daha somut veriler üzerinden konuşabilmek ve bu yönde gelen meslektaş taleplerini de karşılamak adına Tokat İl Halk Kütüphanesi, eğer Zile İlçe Halk Kütüphanesi’ne 2010 yılında objektif kriterlere göre kitap seçerek satın aldığını düşünüyorsa, bu listeyi ve kendisine bağlı Zile İlçe Halk Kütüphanesi’nden kendilerine ulaşmadığını söyledikleri listeyi ilgili kütüphaneden elde edip meslektaşlar ile kutup-l ve diğer tartışma listelerinde paylaşmalıdır(Elimizde fax olarak mevcut olmasina rağmen, listelerin ilgili Kütüphane tarafindan paylaşılmasının daha uygun olacagini dusunuyoruz).
Bu bağlamda, tüm halk kütüphanelerimizi de şeffaf olmaya ve her yıl aldıkları yayın listelerini meslektaşları ile elektronik tartışma listeleri üzerinden paylaşmaya davet ediyoruz.
Bilgilerinize sunulur.
Kaynak: TKD DÖG
OLAYLA İLGİLİ TKD BAŞKANININ AÇIKLAMASI (07/02/2011):
Son dönemde Tokat İl Halk Kütüphanesi ve Zile İlçe Halk Kütüphanesi ile ilgili yapılan tartışmalarla ilgili bir açıklama yapmak gerekli görülmüştür. Türk Kütüphaneciler Derneği düşünce özgürlüğü ve sansür konularına son derece duyarlıdır. TKD Düşünce Özgürlüğü Bildirgesi yayımlamış olması bu konudaki duyarlılığın bir göstergesidir. Ayrıca bu bildirge, IFLA’nın WEB sayfasında yer alan birkaç bildirgeden biri olmuştur. TKD Türkiye’de bilgi hizmetleri alanında sansürün her türlü uygulamasına karşıdır ve bu konuda mücadele etmeyi bir görev sayar. Daha önce de bu konuda TKD’in basına yansıyan girişimleri olmuştur.
TKD Düşünce Özgürlüğü Grubu (TKD-DÖG) Türk Kütüphaneciler Derneği’nin düşünce özgürlüğü konusunda çalışmalarına katkı sağlamak üzere oluşturulmuş sürekli çalışma grubudur. Bu bağlamda, Tokat İl Halk Kütüphanesi eksenli yapılan tartışmalarda TKD-DÖG’ü Türk Kütüphaneciler Derneği’nden ayrı tutma yaklaşımını doğru değildir. Kaldı ki grupların nasıl çalışacağı TKD tüzüğünde açıkça belirtilmiştir. Adı geçen Grup Derneğimiz adına önemli işlevler üstleniş bir parçasıdır.
Ayrıca, yine aynı konu çerçevesinde, bu mesleğe her yönden katkı sağlayan, özellikle halk kütüphaneleri alanında akademik ve pratik yönden büyük uğraşlar veren, sözü edilen konuda da grup üyesi olarak çaba harcayan hocamız Prof. Dr. Bülent Yılmaz’a yönelik olarak yapılan hakaret ve saygısızlığı kabul etmediğimizi ve kınadığımızı bildirmek isteriz.
Saygılarımla
TKD Yönetim Kurulu Adına
Ali Fuat KARTAL
Genel Başkan
Yorum gönder