Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, edebiyat müze kütüphaneleri açacaklarını söyledi. Bu çerçevede Ankara’da Mehmet Akif Kütüphanesi, Erzurum’da Erzurumlu Emrah kütüphanesi, Diyarbakır’da Ahmet Arif Kütüphanesi kurulacağını belirten Günay, Adana’da kurulacak kütüphanesinin isminin ise Yaşar Kemal ya da Karacaoğlan olacağını kaydetti.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirilen Diyarbakır Sempozyumu’nun açılışında konuştu. Yeni bir kütüphane konseptini hayata geçireceklerini ifade eden Günay, “Edebiyat kütüphaneleri açma niyetindeyiz. Doğrudan doğruya içinde bir bölgenin edebiyatının en öne çıktığı bir edebiyat müze kütüphanesi…” diye konuştu. Günay bu kapsamda, İstanbul’da Ahmet Hamdi Tanpınar kütüphanesi, Ankara’da bir Mehmet Akif kütüphanesi, Erzurum’da Erzurumlu Emrah kütüphanesi kurmaya çalıştıklarını aktardı.

Günay, “Adana’da bir Yaşar Kemal kütüphanesi, ama Yaşar Kemal beni telefonla aradı. ‘Karacaoğlan varken Yaşar Kemal’in ismi mi olur, sen delirdin mi çocuk?’ dedi. Yaşar Kemal ile Karacaoğlan arasında… Kararı Yaşar Kemal verecek. Diyarbakır’da da Ahmet Arif kütüphanesi olacak.” dedi. Diyarbakır’ın turizm alanında potansiyele sahip bir şehir olduğuna dikkat çeken Günay, şunları söyledi: “O zaman onu şarkı ve şiirlerle sevmekle kalmamalı, ona karşı görevimizi yapmalıyız.”

Birkaç yıldır Diyarbakır’a özel bir ilgi göstererek bazı hizmetleri tamamlamaya çalıştığını ifade eden Günay, bu kapsamda Diyarbakır kültür merkezinin en geç 2011 yılının Mart ayında hizmete açılacağı müjdesini verdi. Yaklaşık 14 bin metrekare kapalı alan sahip merkezin içinde bir kütüphane ve 3 farklı salon bulunacağını kaydeden Günay, “İçerisinde çeşitli etkinliklerin yapılacağı farklı mekanlar var. Diyarbakır’daki kültür ve sanat meraklıları yeni bir kültür havzasına kavuşacak.” şeklinde konuştu. Günay, merkez için bugüne kadar 10 milyon TL harcandığı bilgisini verdi.

Diyarbakır İç Kale Restorasyonu çalışmalarının da kendisini heyecanlandırdığını kaydeden Günay, “İç Kale, Türkiye’de müze konsepti adı altına yaptığımız en büyük proje. İçinde killeseler, müzeler, kütüphaneler var.” diye belirtti.

İç kaleye, ’12 Eylül’ün karanlık günlerine, doğu illerinde bir milletvekili arkadaşının dosyasını okumak için avukat sıfatıyla gittiğini’ söyleyen Günay, “Girerken çıkarken ayaklarımız titriyordu. O zindanları, nezarethaneleri, tutukevlerini şimdi kültür ve sanat merkezi yapma için gayret sarf ediyoruz.” diye konuştu.

“12. BİN YIL ÖNCESİNE AİT BALTA AĞZI DEPODA”

Günay, Diyarbakır Arkeoloji Müzesi’nin eski bir yapı olduğunu, ama kötü bir mimari özelliğe sahip olduğunu kaydetti. Bu kapsamda iyi olan tek şeyin deponun üst kata yapılmış olması olduğunu ifade eden Günay, bu depoda Milattan 12. bin yıl öncesine ait bir balta ağzı bulunduğunu belirtti. Günay, “Bu Diyarbakır Müzesi’nin deposunda. İnşallah İç Kale’de yaptığımız müzede tüm bunları dünyaya sergileyeceğiz.” dedi. Günay, Gaziantep’te de dünyanın en büyük mozaik müzesini yapacaklarını aktardı.

GELECEK YIL 30 MİLYON TURİST BEKLİYORUZ

Türkiye’de ekonomik krize rağmen, turizmde dünya ortalamasının üzerinde bir artış yaşandığına dikkat çeken Günay, şöyle devam etti: “Bu yıl sonunda 28.5 milyon insanı ülkemizde ağırladık. Gelecek yıl 30 milyon. Ama istiyoruz ki bu potansiyel sadece Antalya’da, İstanbul’da, Ege’de kalmasın. Turizmin açtığı nimet, bereket kapılarını Anadolu ile tanıştıralım. Bunun için barışa ihtiyacımız var. Alt yapıyı yaparız, devletin milletin gücü buna yetiyor. Bizim kardeşliğe, barışa ihtiyacımız var. Kaynaklarımızı çatışmaya, didişmeye, silahlanmaya değil, yatırıma, bolluğu yatırmamız gerekiyor.”

İnsanların inanç ve etnik kökenini doğarken seçemediğini söyleyen Günay, “Bu yaradan tarafından bize verilen bir şey. Ama Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşıyorsak bunlar bizim tesadüfen aldığımız adlardır, ama hepimizin ortak bir soyadı var. Hepimiz, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıyız.” ifadelerini kullandı. Günay, hiçbir yerel dil ve kültürün yok olmasını istemediklerinin altını çizdi. 

Kaynak: http://www.haberler.com/