Kadın tarihine kütüphane ile yolculuk
İstanbul’un Fatih ilçesindeki Balat semtinde bulunan Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, 10 binin üzerinde kitap, 500’e yakın süreli yayın, 3 bini aşkın makale, binlerce kupür ve belgelerle 20 yıldır kadının geçmişine ışık tutuyor.
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı kurucularından ve Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Davaz, Vakfın, 5 gönüllü kadın tarafından, kadınların geçmişini tanımak, toplanan bilgileri kadın araştırmacılarına düzgün bir şekilde sunmak ve bugünün yazılı belgelerini gelecek nesillere ulaştırmak amacıyla kurulduğunu söyledi.
Davaz, dünyada bu tür arşiv ve kütüphanelerin birinci dalga feminist hareketin sonunda 1930’lu yıllarda kurulduğunu anlatarak, ’Ülkemizde böyle bir kurumun olmaması, kadın hareketinin de neredeyse bir yüzyılı aşmış olması ve bu belgelerin hiçbir yerde toplanmaması bize bu kuruluşun artık şart olduğunu düşündürdü. Kadın derneklerinin ürettiği belgeler, kadınların özel arşivleri, çok nadir dergiler, bültenleri hiçbir kurum sistematik olarak toplamıyordu. Biz bunu gerçekleştirdik” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından tahsis edilen tarihi binada hizmet verdiklerini ifade eden Davaz, şöyle devam etti:
“Burada 19. yüzyıldan günümüze kadar eserler var. 10 binin üzerinde kitap, 500’e yakın süreli yayın, 3 bini aşkın makale, binlerce kupürler, belgeler ve özel arşivler var. Ancak olması gerekenin oldukça gerisindeyiz. Yine de dünyanın hiçbir yerinde bir kütüphane bu kadar imkansızlıklar içinde bu kadar iş yapmamıştır. Çünkü bizim hiçbir ödeneğimiz yok. Kütüphane, varlığını üye bağışları, kartpostal, yayın ve ajanda dağıtımından elde edilen gelirle sürdürüyor.”
Davaz, kuruluşlarından bu yana her yıl farklı bir temayla ajanda yayınladıklarını dile getirerek, “Bunları bağış karşılığında dağıtıyoruz. Bu yılki temamız ’Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kadın Dergileri’. Bir başucu kitabı niteliğindeki ajandalarımızla aynı zamanda kadınları da görünür kılıyoruz” diye konuştu.
Kütüphane ve arşivlerin, kadının ve kadın hareketinin belleğini oluşturduğunu ifade eden Davaz, kütüphanede kurulduğu günden bu yana çok sayıda kadın konulu konferans, panel, şenlik, konser, sergi ve uluslararası sempozyumlar düzenlendiğini aktardı.
Davaz, kütüphanenin genel çerçevesinin ister kadınlar, ister erkekler tarafından kadınlar hakkında yazılan eserleri toplamak olduğunu dile getirerek, “20 yıl önce kadınların her konuda yazmış olduğu eserleri topluyorduk, ancak yer darlığı nedeniyle şu an sadece kadın konusunda olanları topluyoruz” dedi.
Fransa, İngiltere, Hollanda, Amerika, İtalya gibi ülkelerde benzer kurumların bulunduğunu belirten Davaz, “Bunların hepsi, bütçesi olan, belediyelerden para, üniversitelerden destek ve kültür bakanlıklarından fon alan büyük kurumlar durumunda. Biz 20 yılda bu noktaya gelemedik” diye konuştu.
‘Burası kadın tarihinin milli kütüphanesi’
Aslı Davaz, öğrenci, iş kadını, sendikacı, politikacı ve yurt dışından gelen ziyaretçilerden oluşan geniş bir okuyucu kitlesine sahip olduklarını aktararak, “Biz okumak için dışarıya kitap veren bir kütüphane değiliz. Burası bir araştırma kütüphanesi. Kütüphanemiz herkese açık. Amacımız buradaki bütün bu belgeleri kaybolmaktan kurtarmak ve toplamaya devam etmek. Bu özelliğiyle burası kadın tarihinin milli kütüphanesi niteliğinde” dedi.
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Davaz, kütüphane bünyesinde Türkiye’nin ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu, ilk kadın belediye başkanı Müfide İlhan ve ilk kadın heykeltıraş Zerrin Bölükbaşı gibi isimlerin özel arşivlerinin de bulunduğunu söyledi.
Ayrıca 20. kuruluş yıl dönümü kapsamında Finlandiya’nın Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle Osmanlı dönemi kadın dergilerinin Latince harflerle basıldığını anlatan Davaz, 8 Martta büyükelçilik temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilecek bir basın toplantısıyla bunun kamuoyuna duyurulacağını bildirdi.
Davaz, şunları kaydetti:
“Bu, çok geniş kapsamlı bir proje. O dönemde, Cumhuriyet tarihine kadar çıkan 40’ı aşkın süreli yayın bulunmaktadır. Osmanlıca bilmememiz nedeniyle bunları açıp okuyamadığımız için kendi tarihimizi bilemiyorduk. Bunlar Latin harflerine çevrildi, ancak birebir baskılarını yapacak mali bir olanak bulamadık. Ama önemli olan bütün metinlerin yeni baskısının bulunması. ’Kadınların Belleği Dizisi’ adı altında ’Kadınlar Dünyası’ (1913-1921), ’Hanımlara Mahsus Gazete’ (1895-1908), ’Kadın Selanik’ (1908-1909), ’Kadın Yolu/ Türk Kadın Yolu’ (1925-1927), ’Demet’ (1908-1908), ’Süs’ (1923-1924), ’Türk Kadını’ (1918-1919), ’Genç Kadın’ (1918-1918) süreli yayınlarını, bugünün okurlarına ulaştırmak amacıyla çeviri yazımının yayınlanmasına yönelik bu çalışma, Türkiye’de kadın belleğini oluşturmada önemli bir adım oluşturacaktır.”
Kaynak: http://www.ihlassondakika.com
Yorum gönder