Rastlantısal kütüphaneler: “Açık kitap dolapları”

Rastlantısal kütüphaneler: “Açık kitap dolapları”

Almanya’nın bazı kentlerinde sokaklarda duran küçük kütüphanelere “açık kitap dolapları” deniyor. Herkes ekleme ya da eksiltme yapabiliyor. Günün yirmi dört saati açıklar ve dermeleri sürekli değişmekte. Yağmur bile Bonn halkını açık kitap dolaplarından uzak tutamıyor. Şehirdeki beş dolabın bulunduğu caddelerden birinde, Poppelsdorfer Bulvarı’nda bir hareketlilik var.

Genç bir kadın çabucak arabasından inip büyük kestane ağaçlarının altındaki kütüphaneye yeni kitaplar bağışlıyor: Biri, Allan ve Barbara Pease’den Erkekler Neden Dinlemez, diğeri de Robert Menasse’nin Selige Zeiten, brüchige Welt’i. Şimdi hepsi başka 200 yapıtla birarada iki metre yüksekliğindeki cam kapaklı bir dolapta duruyor. “Açık kitap dolapları” fikri basit olduğu kadar dâhice: Herkes kitap alabilir ve koyabilir. Bürokrasiden uzak, günün her saati, yılın her günü. Kütüphaneler kullanıcıları gibi renkli ve çok yönlü: Edebiyat kitapları yemek kitaplarının yanında duruyor, bilgisayar rehberleri psikolojik araştırmalara yaslanıyor. Öğrenciler, ev kadınları, emekliler ve evsizler gelip gidiyor. Bazıları tesadüfen farkediyor, bazıları dümeni doğrudan dolaba kırıyor. Bonn Halk Vakfından Nicole Schmidt “burası aynı zamanda bir iletişim noktası” diyor. “İnsanlar kitaplar aracılığıyla hemen sohbete başlıyorlar”.

Sosyal bir sanatsal tasarım olarak kütüphane

“Açık kitap dolapları” Bonn Halk Vakfının 2003 yılında düzenlediği bir fikir yarışmasının sonucu. Trixy Royeck o yıl önerisiyle jüriyi ikna etmişti. O dönem Mainz’da iç mimarlık okuyordu ve sanatçı ikilisi Clegg & Guttman’dan ilham almıştı. Bu ikili daha doksanlı yılların başında Avrupa’da açık kütüphaneler tasarlıyorlardı. Önce Avusturya Graz’da sonra Almanya Hamburg ve Mainz’da. Clegg & Guttmann açık kütüphaneleri sosyal bir sanatsal tasarım olarak görüyor. Çünkü konulan kitaplar ve kitaplara nasıl davranıldığı sanatçılara göre o semtin yapısını yansıtıyor. “Yağma ya da kitap dolaplarının başka amaçlar için kullanıldığına neredeyse hiç tanık olmadık” diyor Nicole Schmidt. Bunca yıldır tek bir grafiti yapılmamış. “Biz de biraz şaşırıyoruz ve tabii ki çok seviniyoruz”. Bir istisna dışında: “Karnavalın kadınlar gecesinde biri Beuel semtindeki kitapları ateşe vermiş”. Bu yüzden bu kütüphane karnaval döneminin beş çılgın gününde istisnai olarak kapanıyor.

Hava şartlarına dayanıklı

Bonn halkı kitap dolaplarını sadece sıklıkla kullanmakla kalmıyor, kendilerini onlardan sorumlu da hissediyor. Bazı gönüllüler aşırı sağcı, pornografik ya da başka türlü yakışıksız içerikli kitapların konmamasına dikkat ediyor. Ayrıca arada bir cam kapakları siliyorlar. “Bazı gönüllülerin adını bilmiyoruz bile” diye açıklıyor Nicole Schmidt. “Hatta bazen yoldan geçenler kitapları şöyle bir düzenliyor”. Ya da örneğin, rüzgardan kapakların biri yerinden çıkmışsa telefon ediyorlar. Dolap kapaklarının zaman zaman değiştirilmesi sürekli çıkan tek masraf. Bu masraf da tamamıyla bağışlardan karşılanıyor. “Bu kitap dolapları tamamen kendi kendine işliyor” diye seviniyor vakıf çalışanı.
Bonn’da en son 2008 Ağustos’unda yeni yaptırılan iki dolabın tanesi 6.000 Avro’ya mal olmuş. “Kapaklara daha iyi bir mekanik takıldı, otomatik olarak kapanıyor” diye açıklıyor Schmidt. Camlar da hava koşullarına daha uygun, ayrıca kitapların ağırlığından eğilmeye karşı daha sağlam yapılmış. Paslanmaya dayanıklı özel bir çelik karışımından oluşan çerçeve kullanılmaya devam ediliyor. Çelik ve camdan oluşan bu konstrüksyon betona gömülü duruyor. Böylece bu açık kitap dolapları zorlu fırtınalara da göğüs gerebiliyor. Uzun yağış dönemlerinde bile kitaplar nemlenmiyor çünkü değişim çok hızlı: “Bazı kitaplar dolapta sadece beş dakika duruyor”.

Tren yolculuğuna hazırlık”Rafta tutmak kitaba eziyettir”

sloganı internetteki kitap değişim platformu Bookcrossing’e ait. Burada da okuyucular kendileri organize oluyor ve okunmuş kitaplarını bir karşılık beklemeksizin dolaşıma sokuyorlar. Bookcrossing’den farklı olarak açık kitap dolapları çok daha yerel bir organizasyon. Çevrimdışı olarak da erişilebilir durumda ve spontane okumalara her zaman açık. Bonn Poppelsdorfer Bulvarı’ndaki kitap dolabı tren garının hemen yakınında. Nicole Schmidt bunun büyük bir avantaj olduğunu biliyor: “Trene binmeden buradan geçen birçok kişi yolcukları için bir kitap alıp birkaç gün sonra geri getiriyor”. Ya da çok beğenirlerse kitabı geri vermiyorlar; buna karşın başka bir kitap bağışlıyorlar. Bu herhalde hiçbir kütüphanenin sunamayacağı bir özgürlük.

Bu fikrin, kenti ziyaret eden turistlerce kendi şehirlerine de taşınması Bonn Halk Vakfı’nı özellikle sevindiriyor: “Sık sık bunu nasıl organize ettiğimize dair telefonlar alıyoruz. Sonra da şehirlerindeki yeni kitap dolaplarıyla ilgili basında çıkmış haberleri yolluyorlar”. Artık Hannover, Darmstadt ve Bayreut’ta da açık rastlantısal kütüphaneler mevcut. Dolapların içersinde birbirinden tamamen farklı kitaplar, çokca sosyal angajman ve başka yerlere de götürülebilecek bir fikir var.

Sabine Tenta
Serbest gazeteci; Köln’deki Westdeutscher Rundfunk Radyo ve Televizyonu için de çalışıyor.
Çeviri: Meltem Arun
Copyright: Goethe-Institut e. V., Online-Redaktion
Bu makaleyle ilgili sorunuz varsa bize yazabilirsiniz:
online-redaktion@goethe.de
Ocak 2009

Kaynak: 24.06.2009 tarihinde http://www.goethe.de/ins/tr/lp/wis/bib/tr4048459.htm adresinden erişilmiştir.