Arama motorları çökerse hayat durur mu?

Arama motorları çökerse hayat durur mu?

HÜSEYİN GÖKCAN, TUBA AKIN

Küresel ısınma, kuraklık, deprem, su sıkıntısı derken işte size yeni bir felaket senaryosu: İnternette arama motorları çökerse hayat durur mu? Son yıllarda bilgiye erişimde gazetecisinden işadamına, akademisyeninden öğrencisine kadar her okuryazarın hayatının vazgeçilmezlerinden biri olan internet ve arama motorları bir gün çökerse, hayatımızı ne kadar etkiler?

Arama motorları çökerse kütüphanelere nur yağar.

İnternet sayesinde dünyanın bütün bilgisi bir ‘tık’ ile parmaklarımızın ucunda yer alıyor. Dünyadaki web sayfası sayısı geçtiğimiz yıl 100 milyon adedi geçti. Firmalardan şahıslara, devlet kurumlarından medyaya internette kendine yer edindi. Öyle ki internet, bilgi için en önemli referans kaynaklarından biri halini aldı. Sanal dünya ne aranırsa bulunabilecek bir mecraya dönüştü. Bilgilere kolay bir şekilde ulaşılabilmesi araştırma yapmak isteyenlerin işini kolaylaştırırken, bazıları için bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Ünlüler açısından da tıpkı TV, gazete gibi kendini gösterme için yeni bir alan sunuyor internet. Öyle ki internette en çok arananlar arasına girmek gündemde kalma araçlarından biri halini aldı. Web’deki bilgi yığını arasında istediğimizi en hızlı şekilde bize ulaştıran arama motorları olmasa samanlıkta iğne aramak durumuna düşebilirdik. Google, Yahoo, Live Search gibi arama motorları milyarlarca bilginin yer aldığı uçsuz bucaksız sanal âlemde istenilen bilgiyi saniyeden daha kısa sürede bize getiriyor. Arama motorları internetteki birçok bilgiyi birbirine bağlayan bir görev de üstleniyor. Zira aynı konu hakkında birçok bilgi dünyanın değişik bölgelerine yayılmış durumda bulunuyor. Arama motorunda arama yapıldığında bu bilgileri bir arada görme imkânı elde ediliyor. Böylece işe yarayan bilgilere çok hızlı bir şekilde ulaşılıyor. Eğer google, yahoo bir süreliğine çökse internette taş devrine dönüş olur.

Çocuğunuzun ev ödevi olarak İstanbul’un fethini yazması gerekiyor. Google’a “İstanbul’un fethi” yazıyorsun ama eyvah google çalışmıyor. Bir de Yahoo’yu deneyelim, o da çökmüş. Microsoft’un Live Search’ünü deneyelim. Tüh o da gitmiş. Ödevin de yarına bitmesi gerekiyor. Gel de İstanbul’un fethini, diğer siteleri araştırarak bulmaya çalış. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sayfasında var mıdır acaba? Varsa bile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sayfasının adresi neydi sahi? Çocuk ertesi gün okulda öğretmenine, “Hocam google çalışmadığı için ödevimi yapamadım.” demek zorunda kalacak. Eskiden kütüphaneler, evdeki kitaplık idi bilgi kaynaklarımız. Ansiklopediler, tozlu kitap sayfaları arasında geçen saatler sayesinde uzun emekler karşılığında bir bilgiye ulaşılırdı. Araştırma yapan bilim adamları, alanlarındaki kitap koleksiyonları, bilimsel dergiler, makaleler ve konferanslar ile istedikleri bilgilere ulaşıyordu. Hâlâ bu yöntemler kullanılsa da internet, bilgiye erişim hızını ışık hızına çıkardı. Gazeteciler arşivlerde, kitaplarda aradıkları bilgileri google’a sorarak birkaç saniyede buluyor. Ya da gündemi takip etmek için her gazetenin sayfasını tek tek okuyacağına internette bütün gazeteleri hızlı bir şekilde gözden geçirebiliyor.

İnternet üzerinden yapılan ticaret milyarlarca dolara ulaştı. Açık artırma sitelerinden satış yapan firmalara kadar herkes, internet üzerinden satışlarını artırmak için milyonlarca dolar yatırım yapıyor. Çok ziyaret edilen siteler reklâm alarak kazanç sağlıyor. Milyarlarca dolar piyasa değeri olan internet şirketleri, arama motorları olmasa değersiz şirketlere dönüşür. Amazon.com, eBay, YouTube, gittigidiyor.com gibi şirketler başarılarını önemli ölçüde bilginin hızla bulunmasını sağlayan arama motorlarına borçlu. Birçok insan bu sitelere arama motorlarına aradıklarını bulmak için girince ulaşıyor.

Arama motorları interneti sürekli tarıyor. Tarama işlemini web sürüngeni veya örümceği adı verilen programlarla yapıyor. Sayfaları sürekli dolaşan örümcekler sitelerdeki kelimeleri endeksleyerek kaydediyor. İnternet o kadar büyük ki arama motorları bütün sanal dünyayı gezemez. Sadece yüzde 20’lik bir kısmı örümcekler tarafından taranır. Haber veya blog siteleri gibi dinamik sayfalar diğer sitelere göre daha fazla ziyaret edilir çünkü bu sayfalardaki bilgiler sıklıkla değişir, yeni bilgiler eklenir. Arama motorlarının, özellikle dinamik sayfalardan dolayı, verdiği sonuçlar 500 kat daha fazla çıkabiliyor. Üstelik dinamik sayfaları endekslemek için daha fazla süre gerekiyor.

İnternet çökerse fonksiyonumu yitiririm

Serdar Turgut: Google ve diğer arama motorları hayatın teknolojik gelişmelerine nasıl çabuk uyum sağladığımızın bir göstergesi. Bunlar çökerse ben fonksiyonumu yitiririm sanırım. Her an her yazıda yeni bir şeyler öğreniyorum. Cep telefonu gibi, o yokken ne yaptığımızı hatırlamamamız gibi, daktilo döneminde de yazarlık yaptım ben. Ama şimdi o dönemi hatırlamıyorum bile. Güvenilirliğe gelince, adresler güvenilirse, bilgi de güvenilirdir.

***

Arşivi olmayanlar yandı

Hasan Pulur: Eskisi gibi kitaplardan dergilerden arayamayanlar bu durumdan çok etkilenir. Her şey o kadar teknolojik ki… Biz eskiden o kadar çok araştırırdık ki, şimdi bir tuşa basıyorlar açılıyor. Arşivim var benim. Çalışma düzeniniz internete ve arama motorlarına endeksliyse çok etkilenirsiniz tabii. Bir de şu var: Bilgisayara yüklenen bilgiler doğru mu? Kim yüklüyor onları? Cenab-ı Rabbülalemin yüklemiyor onları, insan yüklüyor. İnsanın her zaman doğru iş yaptığına inanmıyorum. Ben de her zaman doğru iş yapmıyorum. Ama keşke bilgisayar daha da çok ilerlese, hatta kafamdan geçen düşünceleri ekrana dökse…

***

Benim için zaman birden bire uzar

Mehmet Barlas: Olur da bu tür siteler çökerse zaman benim için birden bire uzar. Çünkü neticede arama motorları benim hayatıma 7-8 sene önce girdi. Ben kitaplardan ararım bilgiyi. Dünyadaki bütün mevcut bilgi kitaplardadır. Asıl mesele bilgiye hangi yollardan ulaşacağını bilmekte. Benim geçmişimde kitaplardan arama konusunda 40 yıllık bir deneyim olduğu için çok fazla zorluk çekmezdim. Ama çok vakit gerektirirdi. Arama motorları bir saniyede karşınıza getiriyor.

***

Google, cep telefonu kadar önemli

Ahmet Hakan: İnternetten önce ne yaptığımızı hatırlamıyoruz bile. Arama motorları da öyle. Gündelik hayatın içinde cep telefonu gibi bir yer edindi kendine. Buralarda çıkan her bilgi güvenilir değil elbette. Ben zaten daha çok hatırlayamadığım şeylere bakıyorum bu tür sitelerden. Benim için birincil kaynak değil neticede ama çok önemli.

***

İnternet kuşağı ne yapacağını şaşırır

Emre Aköz: Eğitim olarak çarpım tablosunu ezberlemiştik. Biz o açıdan belli bir bilgiyi ezbere biliriz. Bilgisayarlar, hesap makineleri çökse bile biz kâğıdı kalemi elimize alır o işi yaparız. Bilgiye ulaşmaya gelince, benim binlerce kitabım, onlarca sözlüğüm, ansiklopedim, atlasım var. Ama bir yere bir trenle gitmek var bir de uçakla gitmek var. Google’la doğmuş, büyümüş kuşak ne yapacağını şaşıracak büyük ihtimalle. Arşive girme, kitap arama… Bütün bunları, bilgiye nasıl ulaşacağını bilmeyen kuşak ne yapacağını bilemez sanıyorum. New York’ta elektrik kesilince, yoksul kesim şehrin merkezindeki dükkânları yağmaladı. Şimdi her şey elektriğin varlığına bağlı. Elektrik, bilgisayar, internet, Google… Çalışma hayatımızı bunun üzerine kuruyoruz. Bütün bunlar gitse bile bizim kuşak hayatta kalır. Canımız sıkılır ama hayatta kalırız. Google kuşağı ise çok zaman ister alışmak için.

***

Çökerse çöksün abartmayalım

Haşmet Babaoğlu: Çöksünler, ne olacak! Ansiklopedilerim, almanaklarım, kaynak kitaplarım elimin altında. Ama hayır, bu cevap doğru olmazdı. Gazetedeki odamda dolmuş taşmış bir kütüphane var. Yine de hiçbiri arama motorlarının sağladığı kıvrak ve zengin hizmeti sağlayamaz bence. Bunu inkar edenler ya internet korkaklarıdır ya da internet cahilleridir. Şunu karıştırmamalı: Bilgi başka bir şey malumat (enformasyon) başka bir şeydir. İnternet malumat açısından çok zengin. İnternetten önce de “bilgi”yle aramız iyiydi, hoştu. Ama bilmek gerekir k, ilgi, insan beyniyle bilgi kaynağı arasındaki özel bir ilişkinin ürünüdür. Bilmesini bilmedikten sonra, ne çok gezen ne de çok okuyan bilir. Bilgi kirliliği lafını bir tür internet acemiliği olarak değerlendiriyorum. Kitapları çok “temiz” mi sanıyoruz? Ya da hayatı…

***

Kütüphanelere nur yağardı her halde

Ali Fuat Kartal (Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkanı): Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de internet ve arama motorları kütüphanelere olan ilgiyi azalttı. Gerçi internetten ulaştığımız bilgilerin doğruluğu tartışılır. Bu açıdan akademisyenler kütüphanelerden daha fazla yararlanıyor. Komplo teorisi üretmek istemem, arama motorlarının çökmesine de gönlüm razı olmaz; çünkü ben de kullanıyorum. Ama çökerse Türkiye için kütüphaneler bazında ne değişir bilemem. Tabii Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkeler için yıkım olur. Kütüphanelerde kaos yaşanır, uzun kuyruklar oluşur.

Kaynak: http://www.ensonhaber.com/