[avatar user=”cemozel” /]
Cem ÖZEL
Kullanıcı Hizmetleri Müdürü/Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi

Doğamız sincaplara çok şey borçlu. “Daha sonra yerim” diye sakladıkları yiyecekleri bulamadıklarında (iyi ki de bulamıyorlar) o yiyecekler, zaman içinde doğal geri dönüşüm olarak filizlenip ağaca, ağaçlardan da ormana uzanan uzun bir süreci besliyor. Yaşı benimkine yakın olanlar yani 40’ı devirenler ilkokulda şu şarkıyı mutlaka söylemişlerdir: Tohumdan Ormana – Yurdumda. Biraz nostalji olsun. Sizi çocukluğunuza götüreyim. Buradaki linkte bu şarkıyı dinleyebilirsiniz ( https://www.youtube.com/watch?v=5W16-jLPPak )

Çok kitap okumamın nedenleri arasında milyonlarca kitap arasında nokta atışı yapıp kendime güzel kitaplar seçiyor olabilmemden kaynaklanıyor. Bu nokta atışlarını da yine kaynağından yani kitapların içinden cımbızlıyorum. Bazı kitaplar, kitap içinde kitap barındırıyor. Altın madeni bulmuş gibi sevindiriyor sizi. Peşlerine takılmak yeterli.

Birçok yazar, okuyup etkilendiği ve başkalarıyla paylaşma özlemi duyduğu kitaplardan, kendi kitapları içinde ya dolu dolu bahsediyor ya da kırıntı da olsa satırlar arasına serpiştiriyor. Bu kırıntılarda dahi harika kitaplara rastlamanız olası. Bu anlamda kütüphanelerdeki/bilgi merkezlerindeki kitap raflarını koca koca dağlara benzetiyorum. Dağ raflarındaki cevheri çıkarmak için veri madenciliği olmasa da kitap madenciliğine soyunmak, işte bu güzelim kitapların içinde yer alan seçilmiş kitaplar sayesindedir.

Bazen öyle kitaplarla karşılaşırsınız ki onların isimlerini bir yere not edersiniz. İşte bu aşamada adeta bir hazine avcısı gibi, bulduğum bu yeni kitap isimlerini Bilgi Merkezi’nin (https://www.sabanciuniv.edu/bm/tr) koleksiyonuna eklemeyi ve kullanıcıların bu kaynaklardan ne kadar çok istifade ederlerse o kadar mesleki tatmin sahibi olacağımı düşünürüm.

O an için bulduğum; fakat daha sonra satın alındıktan sonra, benim istediğim kitaplar olarak karşıma çıkan bazı kitapları tanımakta güçlük çekerim. Kim bilir hangi kitabı okurken rastladım da istek formu doldurdum? Neydi beni o kadar etkileyen o kitabı hararetle isterken?

Neyse ki kitapları ne için istediğimi unutsam bile adeta, bir sincabın sakladığı yemişi doğada unutup da son tahlilde o yemişlerin ormanlara dönüşmesi gibi, ben de istediğim bu kitaplarla, koleksiyon ormanını geliştiriyorum. Sonrasında ödünç alındıklarını da gördükçe sevincim daha da bir artıyor. Bu nedenle de üzülmüyorum o kitaplara neden istekte bulunduğum için. Kendimi sincaplara benzetmemin nedeni de bundan ileri geliyor. İşte ben bu yüzden sincap kütüphaneciyim.