Türkiye Okuma Kültürü Araştırması sonuç raporu yayınlandı @okuyayplatformu
Türkiye’de okuma kültürü araştırması veri ve analizlerinin paylaşıldığı bu rapor, OKUYAY (Okuma Kültürünü Yaygınlaştırma) Platformu için Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından hibe merciinin kuralları doğrultusunda yapılan ihale sonucu KONDA Araştırma ve Danışmanlık Şirketi’ne yaptırılmıştır. Bu rapor, 15 yaş üstü nüfusun okuma alışkanlıklarını, kitap seçme, okuma ve satın alma davranışlarını, sosyal medya, televizyon vb. alışkanlıklarını anlamak; kitaba erişim, kütüphane kullanımı, fuar ziyareti konularındaki düşüncelerini öğrenmek ve okuma kültürünü yaygınlaştırma konusunda yapılması gerekenleri ortaya koymak için hazırlanan sorular aracılığıyla elde edilen verilerden oluşmaktadır.
Türkiye’de uzun zamandır yapılmayan okuma kültürü araştırmasının yenilenmesi sonucunda elde edilen bilgileri ortaya çıkardığı için büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Mevcut durumu saptamak, okuma kültürünün yaygınlaştırılması için yapılması gerekenleri belirlemek ve okuma kültürünün teşvik edilmesi için fırsatlar konusunda önerilerde bulunmak amacıyla hazırlanan bu çalışma başta yayıncılık paydaşları olmak üzere, okuma kültürüyle ilgili olan tüm kişi ve kurumlar için yol gösterici olacaktır.
Önemli amaçlarından birinin “okumayı en çok neyin tetiklediğini” belirlemek olan bu araştırmada Türkiye’de okur profilinin ve okuma kümelerinin belirlenmesi, bu okuma kümelerinin okuma davranışlarının incelenmesi, ailelerin çocuklarına nasıl ve ne kadar kitap okuduklarının ortaya çıkarılması, kütüphane algısının anlaşılması, kitaplara ve kütüphanelere erişimde karşılaşılan zorlukların tespit edilmesi hedeflenmiş, elde edilen veriler bu doğrultuda sınıflandırılmıştır.
Araştırma şirketinin daha önceki yıllarda yaptığı benzer bir araştırmayla kıyaslanarak elde edilen sonuçlar on bir yıllık süreçte, Türkiye’de okuyanların sayısının arttığını gösterirken “okuyabilir” olarak belirlenen kümenin de azımsanmayacak oranda olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Okuma kültürünün yaygınlaştırılmasında bu kümeye yönelik etkinliklerin arttırılması, kısa zamanda kayda değer bir ilerlemenin sağlanması açısından etkili olacaktır.
Kütüphaneler Hakkında Veriler
Araştırmada Öne Çıkan Temel Bulgular
- Araştırma raporunda okuduğu tespit edilen yüzde 42’ “okuyanlar” kümesi olarak tarif edilmiştir. Bu kümedekiler nasıl sorulursa sorulsun kitapla teması olduğunu belirtiyor ve son 3 ayda ortalamada dörtten fazla kitap okuduğunu söylüyor. Bu küme ağırlıklı olarak genç, eğitimli ve metropolde yaşıyor. Ancak, azımsanmayacak oranda kırda yaşayan, eğitimi düşük ve 49 yaş üstü insan da “okuyanlar” kümesine dahil oluyor.
- Arka arkaya sorulan okuma pratiklerine dair soruların her birine kişilerin okumadığını belli edecek bir şekilde ayrı ayrı cevap vermeleri çok zor. Tüm okuma sorularına okumadığını belirterek cevap vermiş yüzde 10 oranında bir grup olduğunu söyleyebiliriz. Ancak çoğunluk durumda, bir kişi eğer aslında kitapla ve okumayla arası çok zayıf olsa bile 10 farklı okumayla ilgili sorudan biri veya ikisine okuyormuş gibi cevap verebiliyor. Tam anlamıyla yalan söylemiyor fakat gerçeği biraz esnetiyor. Çok eskiden okuduğu bir kitabı okumuş gibi düşünüyor, sayfalarını karıştırdığı bir kitabı son okuduğu kitap olarak söylüyor veya çocuğunun kitap alışverişini kendi alışverişi gibi düşünüp cevap vermiş olabiliyor. Bu ve bunun gibi birçok farklı toplum ve birey davranışı okuma pratiğine dair ölçümlerde ufak farklar ortaya çıkartıyor.
- Okumanın önemli olduğuna toplum olarak inanıyoruz! Okumayanlar ve kitapla teması olmayanlar içinde bile okumanın önemine inanmayanların oranı çok düşük. Hangi açıdan bakarsak bakalım, kitap okuma oranının yüzde 50’nin üstüne çıkmadığı bir toplumda okumayla ilgili negatif ifadelere yüzde 70’in itiraz ediyor olması ve yüzde 10 ila 15’in de çekimser kalması okuma kültürü adına olumlu bir tablo olarak yorumlanabilir.
- Az okuyanların ve okumayanların okuma kültürüne bakışları olumlu gözüküyor. Okumaya dair düşünce, yaklaşım ve tercihleri okuyanlarla paralel. Dolayısıyla okumayı yaygınlaştırma karşısında zihniyet açısından bir engel yok.
- Son 3 ayda okunan kitap sayısı sorulduğunda bir veya daha fazla kitap okuduğunu söyleyenlerin oranı 2008’den bu yana yüzde 30’dan yüzde 64’e çıkmış durumda. Ayrıca bu artış tüm demografik kümelerde görülüyor. Kişilerin kendi okuma durumlarını abartarak söylemiş olduklarını düşünsek bile “kitap okuma”nın 11 sene öncesine göre çok daha olumlu bir imaj haline geldiğini iddia edebiliriz.
- Gençler daha fazla okuyor. Okuma ayrıca eğitim, gelir, kültür tüketimi gibi parametrelere göre de artıyor. En fazla okuyan küme öğrenciler.
- Okuma oranın yüksekliğinde birincil etken aileden gelen destek. Aileden destek almış kişilerin okuma seviyesi birebir orantılı olarak artıyor. Toplum da bunun farkında. Ama hâlâ çocuğuna kitap okumayan çok ebeveyn var. Ancak genç ebeveynler çocuklarına daha fazla kitap okuyor.
- Dünyada gençlerin sosyal medya kullanımı artarken okuma oranı düşüyor ancak Türkiye’de sosyal medyayı yoğun kullanan gençlerin okuması da artıyor. Bu toplumsal bir avantaj olabilir.
- Hayat pratikleri daha kısıtlı ve eğitim seviyeleri daha düşük olsa da kadınlar daha fazla kitap okuyor. Anneler de çocuklarına daha fazla kitap okuyor.
- Türkiye, ortalamada 3 ayda 2,7 kitap okumuştur. Bu sayı «okuyanlar» kümesinde 4,2 kitaba kadar çıkmaktadır. «Okuyabilirler» kümesinin ortalamada Türkiye geneline yakın bir sayıda kitap okumuş olması potansiyel okuyucu olduklarını teyit etmektedir. Okuma kümeleri dağılımında oranları yüzde 18,8 olan potansiyel okuyuculara okuma alışkanlığı kazandırmak için çalışılmalıdır.
- Türkiye’deki okuma kültürünü anlamaya yönelik gerçekleştirilen bu çok boyutlu araştırmanın sayısal verilerinin içinde araştırılacak ve incelenecek başka ipuçları da bulunabilir. Ancak bu araştırma verilerini ne kadar genel çerçevede veya derinlemesine incelersek inceleyelim Türkiye toplumunun okuma kültürüyle gelişen bir ilişki içinde olduğunu gözlemliyoruz. Avrupa ortalamasıyla karşılaştırdığımızda hâlâ yeteri kadar okumayan bir toplum olduğumuz düşünülebilir, ancak okuma oranları artan ve kuşaklar arasında bu konuda çok gelişme kaydeden bir toplum olduğumuzu da araştırmadan net bir şekilde gözlemliyoruz. Önceki senelerde yapılmış araştırmalarla karşılaştırdığımızda “okuyorum” diyenlerin çarpıcı biçimde artmış olması bu konuda olumlu bir gösterge. Ancak sadece bu araştırma bile Türkiye toplumunun okumanın önemini benimsediğini, okumanın gelişmesi için yapılması gerekenlerin ne olduğunu anladığını ve bu doğrulara göre hareket etme eğiliminin arttığını gösteriyor.
Yorum gönder