21.Yüzyıl Bilgi Yöneticisi-Doç.Dr.Berat Birfin Bir
50. Kütüphane Haftası nedeniyle İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığınca ‘21.Yüzyıl Bilgi Yöneticisi’ başlığında bir konferans verildi. Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr.Berat Birfin Bir tarafından verilen konferansı, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Galip Akhan, Rektör Yardımcıları Prof.Dr. İbrahim Kocabaş ve Prof.Dr. İbrahim Attila Acar, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Serhat Dikmen, Kütüphane ve Dokümantasyon Şube Müdürü Yener Kurt, akademik ve idari personel ile öğrenciler izledi.
“Çağımız bilgi teknolojileri çağı”
Yönetici olsun olmasın herkesin bilgi profesyoneli olduğu bir çağ yaşandığını ifade eden Doç.Dr.Berat Birfin Bir, geçmişten geleceğe değişen bilgi yönetimi stratejileri ve değerleri hakkında sunum yaptı. Doç.Dr.Bir, “Bilgi ve teknolojinin doruk noktada tüketildiği bir çağdayız. Hem kurumlar hem kişiler açısından bakıldığında bilginin kullanımının önemli bir noktada olduğunu görmekteyiz. İş performanslarını olumlu yönde arttırmak için bugün birçok holding binasında spor merkezleri açılıyor. Alternatif yöntemlerin yer aldığı Yoga, meditasyonla ilgili merkezler açılıyor. Bu açıdan baktığımızda iş hayatındaki verimliliği arttırmak için çeşitli yöntemler kullanılıyor” diye konuştu.
“Unvanlar alındığında tamam artık gelişmeme gerek yok diyemeyiz”
Lider yönetici olmak için gereken vasıflar hakkında i bilgi veren Doç.Dr.Bir, kişisel gelişimin hayatın her sürecinde devam eden bir bilgi akışı olduğunu söyledi. Doç.Dr. Bir, “Unvanlar alındığında tamam, benim öğrenmeme gelişmem çok da fazla gerek yok diye bazı kişiler tarafından düşünülebilir. Ama bulunduğumuz çağ öyle bir çağ ki; en ufak bir nefes alma arası esnasında birçok değişen dinamiği kaçırabilirsiniz. Sistem sizi dışına itebilir. Yönetici olundu diye gelişime nokta koyulmaması gerekiyor” dedi.
“STK’lara zaman ayrılmalı”
Her yaş grubunda bilgiye duyulan ihtiyacın değişmediğini örneklerle anlatan Doç.Dr. Bir, “Torunuyla birlikte üniversiteye giden, yeni bir dil öğrenen, çok çeşitli insanlar görüyoruz. Bu çağın gerektirdiği profillerdir. Bunun dışında toplumsal sorumluluk sahibi olabilmek gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları, vakıflar, derneklere zaman ayırabilmek çok önemli. Buna alanı ne olursa olsun, kurumlar çok fazla önem vermeye başladı. Artık birçok kurum sanat gibi, müzik gibi faaliyetlere ağırlık verebiliyor. Değişik sosyal projelerin içinde yer alıyor. Onlar açısından bakıldığında yine sonuçta kâr odaklılık var. Kuruluşlar bu projeler içinde yer alarak, vatandaşlara daha fazla ulaşabilecek, daha yakın olabilecek isimleri daha çok anılabilir olacaktır. Karşılıklı bir yarar söz konusu” şeklinde konuştu.
“Uzmanlık alanlarına eklemeler yapılmalı”
Yeni neslin kariyer hayatlarına daha fazla artı kazandırmak için birçok alanda uzmanlık kazanabilmek adına kendini geliştirdiğini ifade eden Doç.Dr. Bir, “ Günümüzde uzmanlık alanlarınıza eklemeler yapmak zorundasınız. Yeni nesil, mezun olduklarında başvuru yapacakları kurumlarda daha donanımlı bireyler olarak yer edinebilmek için birçok alanda uzmanlaşmaya gidiyor. Bu okurken başlıyor. Erasmus gibi yurt içi yurt dışı programlara katılarak farklı dallarda ihtisas yaparak gelişimlerini çok güzel katkıda bulunuyorlar. Bu akademisyenler için de geçerli. Öğrencilerin her sorusuna verebilecek cevapları en doğru şekilde aktarabilmek adına bilgi teknolojilerinin en verimli şekilde kullanılması gerekiyor” dedi.
Kaynak: http://www.yerelgundem.com/
Yorum gönder