“Büyük” Kütüphane mi, “Sürdürülebilir” Kütüphane mi!

“Büyük” Kütüphane mi, “Sürdürülebilir” Kütüphane mi!

Dünyada kütüphane tarihinin hemen her döneminde “büyük kütüphaneler” kurma/inşa etme yaklaşımı ve çabaları olmuştur. Bu konuda çeşitli uygarlık, ülke ve zamanlara ait “büyük” hatta “ihtişamlı” diyebileceğimiz kütüphane örnekleri vardır. New York Halk Kütüphanesi, El Escorial Kütüphanesi, İskenderiye Kütüphanesi, Stuttgart Şehir Kütüphanesi, Trinity College Kütüphanesi, Britanya Kütüphanesi, George Peabody Kütüphanesi, Rusya Devlet Kütüphanesi, Amerikan Kongre Kütüphanesi, İngiliz Milli Kütüphanesi bunlar arasında öne çıkanlardır. Türkiye için de Milli Kütüphane ve Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi ile bazı üniversite ve halk kütüphaneleri büyük kütüphane örnekleri olarak düşünülebilir.

Peki, neden büyük kütüphaneler kurulur?

  • En başta, “büyük kütüphane” genellikle gücün simgesi olarak düşünülür. Gücü ve ihtişamı yansıtır. Onlar ekonomik, siyasi, kültürel vb. gücün simgesidir.
  • Çok ünlü, o toplum için büyük değeri ve yeri olan bir kişi adına (örneğin, Efes Celsus Antik Kütüphanesi ya da İskenderiye Antik Kütüphanesi gibi) kurulan büyük kütüphaneler o kişinin büyüklüğünü yansıtabilmesi için büyük yapılır.
  • Büyük kütüphaneler genellikle sembolik değerlere sahiptir. Bir ülkenin, bir şehrin simgesi olsun istenir. O yüzden de büyük inşa edilir. Genellikle söz konusu sembolik amaçlarla kuruldukları için tarihte ve ülkelerde büyük kütüphane sayısı çok değildir.
  • Daha çok ulusal/bölgesel nitelikteki (milli) kütüphaneler büyük kütüphanelerdir. Hem ülkede tek olması hem de gereksinim nedeniyle büyük olmak durumundadırlar.
  • Gerçekten toplumsal gereksinim büyükse kurulan her türden kütüphane büyük olabilmektedir.

Ancak buraya kadar yazılan durum ve gerekçelerden “her kütüphane olabildiğince büyük olmalıdır!” ya da “kütüphane dediğin büyük olur!” gibi bir sonuç çıkarılmamalıdır.

Kütüphaneler büyük olabileceği gibi orta ya da küçük ölçekli de olabilir. Orta ya da küçük ölçekli kütüphaneler de iyi kütüphanelerdir.  Hatta daha işlevsel olabilirler.

Sembolik kütüphaneler dışında bir kütüphanenin büyüklüğünü belirlemede göz önüne alınması gereken temel ölçütler kanımca oradaki toplumsal gereksinimin boyutu, işlevsellik (fonksiyonellik), finansal kaynak durumu ve hizmete geçtikten sonraki kurumsal sürdürülebilirlik* koşulları ve hedefleri olmalıdır. Ve bunlar arasında en çok öne çıkan da “kurumsal sürdürülebilirlik”tir. Kütüphanenin büyüklüğü yakın ya da orta vadeli gelecekte hizmetlerini, gerekli yapısal unsurlar (bütçe, personel, derme, destek vb.) ile kurumsallaşarak sürdürmesini garanti edecek, engellemeyecek ölçekte olmalıdır. Bir başka deyişle, büyüklük, bir süre sonra kurumsallaşmanın, işlevselliğin ve sürdürülebilirliğin engeli haline gelmemelidir.

Kısaca, mesele, belki de büyük değil gereken ölçekte, sürdürülebilir işlevsel kütüphaneler kurmaktır.

Büyük kütüphanelerin kurumsal sürdürülebilirliği mümkün değildir denemez ama oldukça zordur. Özellikle bütçe, personel ve bina onarım giderleri gibi unsurlar bu zorluğun ana kaynakları olarak görünmektedir.

Burada önemli olan bir diğer nokta da büyük kütüphane kurmaya gerekçe olarak gösterilen toplumsal gereksinimin niteliğidir. Örneğin, Türkiye gibi neredeyse her türden kütüphane için öne çıkarılan “ders çalışma yeri/mekânı olma” gerekçesi gerçek bir kütüphane gereksinimi değildir. Dolayısıyla bu gerekçeye dayanarak büyük kütüphane yapılmaz. Hem kütüphane kavramına uygun değildir bu, hem de böyle bir gerekçe ile ne kadar büyük bir kütüphane yapılırsa yapılsın bir süre sonra küçük kalır, bu işleve yetmez! Ve kısa bir süre sonra da kurumsal sürdürülebilirlik sorunları yaşanmaya başlar.

Sonuç olarak, sembolik olma hedefi ve kütüphane mantığına uygun gereksinimler çerçevesinde büyük kütüphaneler kurma yaklaşımına olumlu bakılır. Ancak bunun dışında, doğru olan, “büyük kütüphaneler” değil gerçek kütüphane işlevlerini yerine getirebilen ve bu nitelikteki toplumsal gereksinimleri karşılayabilen ölçekte “sürdürülebilir kütüphaneler” kurmaktır.

Bir başka deyişle, büyük kütüphaneler kurabiliriz ama önemli olan onları niteliklerini kaybetmeden yaşatabilmektir.

Gelecek tahmincileri önümüzdeki süreçlerde kütüphaneleri en çok zorlayacak risklerin finansman sorunları (kütüphaneler ayrılacak bütçeler) ve personel sınırlılığının olacağını öngörmektedir. Bunu çok ciddiye almalıyız.

Kısaca, “büyük” değil, “sürdürülebilir” kütüphane yaklaşımı doğru görünmektedir!

Foto: Çin Ulusal Kütüphanesi

* Sürdürülebilirlik, daha çok çevreci/yeşil kütüphane içerikli bir kavramdır. Biz burada “kurumsallaşma/kurumsal sürdürülebilirlik” anlamıyla kullanıyoruz.